Merhaba, ben Rüya. Lise 3'te özel bir kolejde okuyorum ve İzmir'de yaşıyorum, en azından yaşıyordum.
Sabah; alarmın sesi ile uyandım ve kalktığım gibi banyoya girdim.Rahatlatıcı , sıcak ve kısa bir duş aldım.Hemen siyah iç çamaşırlarımı giyip, üzerime; salaş siyah bir t-shirt geçirdim.Ve siyah bir tayt giydim.Ayakkabılarımın olduğu dolabın kapağını açtım ve siyah Nike'ımı çıkartıp ayağıma geçirdim.Makyaj masama oturdum, saçlarımı taradım ve at kuyruğu yapıp odadan çıktım.Basamaklardan hızlıca indim.Aşağı indiğimde; annem ağlıyordu.Doğrusu, ne olduğunu merak etmiştim ve anneme yaklaştım,
''Ne oldu?'' dedim kabaca, ben böyleydim ve onlar da buna alışıktı.Bana döndü ,
''Canım kızım,'' hıçkırınca bir şeyler olduğunu anlamıştım.
''Sen'' tekrar hıçkırdı, ağlayan insanlardan ve ağlamaktan nefret ederdim ama annemi ilk defa ağlarken görüyordum.
''Ne olduğunu söyler misin artık!?'' dedim sinirle.
''Sen, e- evleneceksin Rüya''
Sözleri duyduğumda kısa çaplı bir şok geçirdim.Aslında şaşırmamalıydım, böyle olacağını en iyi ben biliyordum çünkü.
Çok iyi hatırlarım, Deren diye bir kuzenim vardı.Birbirimizi o kadar çok severdik ki, resmen birbirimizi tamamlıyorduk.Ben sekiz yaşındaydım, Deren ise on yedi.Bir gün aniden evlendirmişlerdi onu, o zamanlar aklım ermiyordu neden evlendiğine çünkü her gün nasıl nefret ettiğini anlatırdı o adamdan.On yaşıma bastığımda yanıma gelip bana söz verdirmişti, benim yaşadıklarımı sana yaşatmalarına izin verme demişti, diğer gün ise öldü, daha doğrusu intihar etti.
Aklıma gelenler ile sinirle bağırdım; '' Ne saçmaladığınızın farkında mısınız siz? Ben Deren'in yaşadığı sonu yaşamayacağım tamam mı! Sevmediğim, daha doğrusu tanımadığım bir adamla evlenmeyeceğim!'' dediğimde Deren konusunu açtığım için bana ters ters baktılar.Annem saçını kulağının arkasına koydu ve devam etti,
''Üzgünüm Rüya, beni dinle'' dediğinde üzüldüğünü falan umursamıyordum. ''Bizim holding geçen ay taşıyamayacağı bir yükün altına girdi. Bu sebeple; Türkiye'nin yer altı sorumlusu olan bir mafyadan borç aldık, onu geri ödeyemeyince karşılığında seni istediler ve birazdan burada olacaklar, seni almak için.. '' dedi duran gözyaşları yeniden akarken.İçimden yüz binlerce kez Deren'den özür diliyordum.
''Tamam , gidiyorum istediğiniz olsun, beni Deren gibi şirket için başkasına 'sattığınızı' unutmayacağım .İntiharımda görüşmek üzere'' dedim ve onları dinlemeden odama çıktım.
Dolabıma doğru ilerleyerek valizimi çıkarttım ve yatağımın üzerine fırlattım.Sevdiğim kıyafetleri de içine tıkıştırıp , kabloları ile birlikte bilgisayarımı da yerleştirdim. Valizimi alarak zar zor aşağı indirdim ve sehpadan telefonum ile kulaklığımı alarak cebime tıkıştırdım. Salona girdiğimde bir kaç adam ayakta dikilmiş bekliyordu.Annem ve babam sarılmak için bana doğru gelirlerken onlara durması için işaret yaptım, elimi kaldırdım.
''Bunu haketmiyorsunuz!'' diyerek adamların yanına ilerledim.
''Gidebiliriz'' dediğimde kafalarını salladılar ve valizimi alıp gelmemi işaret ettiler, bende peşlerinden giderken kapıya gelince durup arkamı döndüm.
''Benim için üzülmeyin boşuna, önemli değil.Ama Deren'in başına gelenleri unutmayacağım, kızın mezarına bir kere bile gitmediniz ya yazıklar olsun'' diyerek önüme döndüm ve yanıma geleceklerken kapıyı çarpıp çıktım.
Karşımda BMW i8'i görünce ''Oh bebeğim, bu inanılmaz'' dedim kendi kendime.Sevmeye başladım ben bu işi ha?
Havaya doğru açılan kapıları görünce sırıttım ve içine bindim.Ben bu araba ile ne hız yapardım be! Tabi kocam olacak moruk izin verirse.Ne bekliyorsunuz, genç ve yakışıklı bir mafya babası mı? Hadi ama en az 80 yaşında birisidir.Yaklaşık yarım saat sonunda araba durmuştu ve bende sorma gereği falan duymadan arabadan indim.Kapıda bekleyen kişi beni takip et diyerek büyük bir bahçeye girmemi sağladı ve sonra geri dönüp gitti.
Önüme dönüp bahçeyi incelerken bir adamın olduğunu farkettim. Adam arkasını döndüğünde şaşkın şaşkın adama bakıyordum.
''Koruma falan mısınız acaba?'' dediğimde kahkaha attı.Ama bu adam hiçte moruk değildi (?) Gayet dinç, gamzeli, genç ve yakışıklı birisiydi.
''Kocan oluyorum ve adım Mirza'' dediğinde, geldiğimden beri ilk defa nefes almayı akıl edebildim. Bana doğru yürümeye başlaması ile gerilmiştim, korkuyordum sanırım.Hayatımda ilk defa , Deren'e olanlardan sonra korkuyordum.
Aramızda milimler kaldığında daha da yaklaşacakken refleks ile tokadı basmıştım.Bu çocuk mafya, mafya babası. Ne yaptım ben diyerek kaçmaya başladım, doğal olarak o da peşimden geliyordu.
''Rüya, gel buraya! Bunun cezasını evde keseceğim'' dediğinde güldüm ve cevap verdim.
''Sen önce bir yakala daha sonr-'' derken ayağım küçük bir taşa takıldı ve sonra yüz üstü yere düştüm.Mete başımda dikilmiş bakıyordu ve bende sinirle ayağa kalktım.
''İnsan bir yardım eder hayvan!'' dediğimde güldü. ''Elin ayağın tutuyor güzelim, nasıl düştüysen öyle kalk'' dedi, haklıydı.Cevap vermemiştim.
Merak ettiğim tek bir şey vardı, Deren'in de bunları merak ettiği gibi.
Neden benim yerime şirketi seçmemişti?
Cebimden telefonumu çıkardığımda elimden çekti ve yere fırlattı.Telefon bu boru mu be vicdansızın oğlu! Sinirli sinirli ona bakarken içeri girdi. Ben de burada salak salak durmamak için peşinden gittim.
''Nerede kalacağım?'' dediğimde elimden tuttu ve beni bir odaya götürdü.
''Odamızda kalacaksın.'' dedi. Sinirli bir şekilde ona dönerken,
''Sen ne ayaksın koduğumun herifi?'' dedim ama tabii ki içimden.
Kapının arkasında kemerler görmüştüm ve korkup söyleyemedim.Cevap vermediğim için sinirle odadan çıktı ve gitti.
Yalnız, ve çaresiz kaldım.
YN/İlk defa bir kitap yazıyorum ve mantık hataları ile karşılaşabilirsiniz.Ama ileride bunların düzeleceğine garanti verebilirim!İyi okumalar.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AŞK VE NEFRET
Teen FictionMerhaba!Ben Rüya, 17 yaşındayım. Geçen hafta babamın holdinginin battığını ve daha sonra da Türkiye'nin yeraltının en güçlü adamından borç alıp, karşılığında beni istediğini öğrendim. Babamda mecburen beni vermek zorunda kaldı,açıkçası pek de umurum...