Merhaba anne, bugün anneler günü. Anneler günün kutlu olsun benim can annem, melek annem...
Geçen gün okulda arkadaşlarım annelerine ne alacaklarını konusuyorlardı. Hepsi bugün için heyecanla ne yapacaklarını planlıyorlardı. Ben de sessizce onları dinliyordum.
Birtanesi annesine harika bir kolye almış. Gümüş, mavi renkli bir kırlangıç kuşu. Sen bayılısın maviye.
Birtanesi, tüm harçlığın yatırıp pahalı bir parfüm almış. Hanımeli kokusu. En sevdiğin koku.
Hepsi teker teker heyecanlar hediyelerini anlattılar. Kimisi saat kimisi kolye kimisi parfüm kimisi ayakkabi makyaj malzemesi vs vs...
Bana sorduklarında ise bir buket papatya dedim. Şöyle minik kır papatyalarından. Söylerken bile ne kadar çok beğeneceğini düşünüyordum. Ama arkadaşlarım birden gülmeye başladı. "Sadece basit bir çiçek mi?" Diye sordu bir tanesi kahkahalarının arasında.
Çok kırıldım biliyormusun anne. Utandım, gücendim, çok kızdım ama sana değil, ben sana nasıl kiyabilirim ki?
Sen gittiğinden beri evin tadı tuzu yok anne. O eski geleneksel akşam yemeği yok. Babamla beraber yaptığımız hiç bir sey yok artık.
Birde ben senin kadar becerikli olamadım anne. Ev eskisi gibi huzur kokmuyor artık. Yemeklerim seninkiler kadar lezzetli olmuyor. Çamaşırlar eskisi kadar temiz gelmiyor gözüme. Yapamıyorum anne, altından kalkmıyorum artik sensizliğinin.
Sensiz ilk anneler günüm anne. Babam yine sabah işim var kızım beni yemeğe bekleme deyip gitti.
Babamda eskisi gibi iyi değil anne. Göz altları mosmur, gözleri kanlı. Zayıfladı da. İyi bakamadım ona anne özür dilerim, affet beni.