-Bilirsin,siir edebiyata karsi son derecede buyuk zafim var..
Hatta birkac siirimi de okumustum sana.
Benim bu zafimi
bilen arkadaslar,muzikli bir siir ve edebiyat matinasinden
bahisle,beni bi matineye devet.ettiler...Bir siir matinesinde hicbir kotuluk olmayacagini dusunerek
kabul ettim. Kiz ve erkek arkadaslarla bir gurup halinde,
Bahsedilen yere gittik.
Burasi beyoglunun,arka sokaklarindan biriydi.
Uzerinde "HACI BABA" yazili kucuk ,tahta bir kapidan ancak belimizi bukerek gecebilldik...
Birden kendimi dar ve karanlik bir koridor icinde buldum...
Arkadaslar"Yuru yuru,gozlerin alisir" diye beni durtuyordu.
Nihayet ,olgun,sari ve kirmizi
isiklarla aydinlanmis,son derece los,kucuk bir salonda buldum kendimi...yerlerde
agaclardan yapilmis
kubik masalar
ve koltukal vardi...
Duvarlar hasirlarla kapaliydi
Dip kosede, yerden bir karis yukseklikteki kare bicimdeki sahnede, cesitli bati muzigi enstrumanlari duruyordu.
Biz agactan yapilmis bir masanin etrafinda oturduk.
onceleri korktugum bu yer, sonra bana cok romantik ve sevimli geldi...
Sahnede tatli bir parca calmaya basladi...
Arkadaslara sordum:
-Bu nasil edebiyat matinesi?hani siir miir yok...
-Sen meraklanma ,once muzik sonra siir... boyle daha orjinal oluyor dediler....
Hakikaten de biraz sonra birbiri ardinca sahneye
genc sairler cikip,
muzik esliginde siirler okumaya basladi
Ama bunlarin hepside sanat degeri olmayan
son derece acik sakic, mustehcen
sozlerle dolu siirlerdi...
Bu tahrik edici siirler okunurken,
gencler yanlarindaki kizlari
ayaga kaldirip muzugin ritmine uyarak masalar arasinda dans etmeye basladi...
Ben tekrar sordum:
-Cocuklar sahi bu ne bicim siir matinesi boyle?Benim bildigim, siir matinesinde dans edilmez.
Benim bu sozlerime
sevilin erkek arkadasi cevap verdi.
-Bak zeynos....Hayatimiz hep monoton gececek degil yaa?
Biraz daha renk katmak gerek
degilmi?
Eglenmek gulmek,dans etmek en tabi hakimiz...
Bu sirada masamiza ,buyuk agac masraplar icinde mesrubat cinsinde bir seyler geldi...
-Ickiyse icmem dedim.
Gulustuler...
-Seftali suyu,uzum suyu,nar suyu,karma kariskl meyve sulari iste....
ic ic,sifadir,dediler...
Onlarin yaninda hicbirsey bilmeyen bir cahil durumuna dusup gulunc olmamak icin
tahta masrabi agzima goturdum
ve bohazimi yakmasina ragman
bitirdim...
yavas yavas benligimi tatli tatli sicakligin kapladigini hissediyordum..
Bu rehavet icinde elimde olmadan Erolun sozlerine hak vermistim..."Oyle yaa diyordum.
bende gencim... Ustelik hayatimin baharinda
yasiyorum..
Eglenmek,gulmek,dans etmek
benimde hakimm!...."
Daha sonra masamizdaki genclerden biri beni dansa kaldirdi. Hayatimda bir erkekle ilk dansimdi. Orkestra son derece romantik bir parca caliyordu...bu los isik altinda muzigin
ritmine ayak uydururken
kendimi adeta bir
ruya aleminde zannediyordum.
fakat her sey,herkes donuyor,donuyordu...
Kirmizi,yesil,mavi,sari isiklarr...
Orkestra....Masalar....Masrapalar.
Ve insanlar....
INSANLAR..... INSANLAR....
Gerisini Hatirlamiyorum...Gozlerimi actigimda kendimi jaluzilerinden bol gunes isigi
suzulen son derece luks ve konforlu bir yatak odasinda
buldumm...
Odada kimseler yoktu...
Buraya ne zaman gelmistim?
Nicin gelmistim?
Fakat oda ne?
Uzerimde hicbir giyim esyasi yoktu...
Iste o an aci hakikat balyoz gibi
beynime cakildi kaldi...
Ve perisan bir halde tekrar yatagin uzerine kapanarak avaz avaz bagirip
haykirmaya,hickiriklarla sarsilmaya basladim...
Aglamamin,dovunmemin,faydasiz oldugunu bile bile...Kendime gelince saga sola firlatilmis olan camasirlarimi
ve elbisemi toplayip
alelacele giyindim....
Bu kravat dun gece kimin
uzerindeydi?
Cengiz'mi, Erol'mu,Ali'nin mi,Turgut'un mu? Hic... Hicbirsey hatirlamiyordum...
Kapiyi actim,disariya,genis bir hole ciktim.
Aglayarak avazim ciktigi kadar:
-Baksaniza buraya!Kimsa yokmu?
diye bagirip evin dort bir yanini
dolasmaya basladim...
In,cin top oynuyordu evde.
Daire kapisini acip cikmak izere elimi kapiya uzatigimda...
Kapinin uzerinde raptiyeyle
tuturulmus bir kagidin
uzerindeki tek kelimelik yazi
ile oldugum yerde siddetle sarsildim...
kâgidin üzerinde,kirmizi kalemle ve koca koca
harflerle sadece
"MERSI"
Yazmaktaydi....Katila katila aglayarak kapiyi actim ve bilmedigim yerlerden
kosarcasina gecerek
nereye gidecegimi bilmez halde
perisan ve âvâre dolastigim
sokaklardan
sonra kendimi
Beyazid Camii'nde buluverdim...
Anliyorsun beni degil 'mi Bilal agabey?Ben mahvoldum.
Ben o yuzune tukurdugunuz kotu kadinlardan oldum Artik..
Haydi ne diruyorsun oyle tas gibi
karsimda...
TUKURSENE YUZUME!
TUKURSENE!
TUKURSENE!!!!*******
BIRDAHAKI BOLUMDE "ZEYNEPIN YAPTIGI BUYUK HATADA GORUSURUZ....
Umarim beyeniyorsunuzdur..?!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HUZUR SOKAGI
HumorEBRAR DEMIR 27 eylul 1938'de istanbulda dogdu.babasinin memuriyetinden dolayi anadolunun bircok sehrinde bulundu. 7yasindayken, ailesi istanbul'a yerlestikten sonra okula basladi genclik yillarinda cok pkuyan, iyi derecede dikis bilen, resim ve muzi...