-Bölüm 3-

17 4 0
                                    


Karşımda gördüğüm benim küçüklük arkadaşımdı.Anlaşabildiğim tek insan diyebilirim.Yazın çok görüşemediğimiz aramız açılmıştı."Hey Amy!Nasılsın?"

"İyiyim Efe.Sen nasılsın?"

"İyiyim ben de burada ne işin var senin?"

"Ah!Eve gitmeye çalışıyordum."

"Bırakmamı ister misin?"

"Gerçekten mi?" Sonunda daha fazla kaybolmadan eve gidebilecektim.

"Gerçekten."Gülümsedim.O da bana bakıp gülümsedi.Beraber bu sessiz sokaktan çıktık.

"Ee senin ne işin vardı burada?"Birden gerildi.Bir şeyler çevirdiği belliydi.Ama üstüne gitmedim.

"Peki."

"Ee yeni okulun nasıl bıcırık?"Gülmeye başlamıştı.

"Bıcırık mı?Hala vazgeçemediniz mi şundan?"Sinirlenmiştim.Bıcırık ne ya!

"Tamam bıcırık sakin ol."Hala gülmeye devam ediyordu.Ensesine bir şaplak attım.

"Ne gülüyorsun zalımın oğlu?"Bende gülmeye başladım.Özlemişim keratayı."Efe?"

"Efendim?"

"Çok özledim eski günlerimizi."

"Bende özledim be bıcırık."

"Neler neler yapmamıştık ki."Efe gülmeye başladı.Ne oldu dercesine yüzüne baktım.Biraz sakinleşip konuşmaya başladı.

"Yaptıklarımızı hatırladım da."Bende gülmeye başladım.Efe bir anda durdu.Gülmekten Efe'nin arkasında olduğum için Efeye çarptım.Kafamı kaldırıp Efeye baktım."Geldik."dedi.Bakışlarımı Efe'den ayırıp etrafa çevirdim.Gerçekten de gelmiştik.Zaman ne çabuk geçmişti."Hadi git."

"Beni bıraktığın için teşekkür ederim Efe.Beni ihmal etme kerata."deyip gülmeye başladım.

"İhmal etmem bıcırık.Hadi git artık."Kafamı sallayıp eve doğru yürümeye başladım.Kapıyı açtığımda Efeye baktım.Bana bakıyordu.İçeri girmemi bekliyordu.El sallayıp içeriye girdim.

"Anneeeeeeeeeee!"

"Niye bu kadar bağırmak zorundasın!"

"Peki sen niye bağırıyorsun?"

"Ah Amy!"Beraber gülmeye başladık.Annemin yanağına kocaman bir öpücük bıraktım."Hayırdır?Bugün pek bir neşelisin."

"Efeyi gördüm.O bıraktı beni."

"Ne zamandır görmüyorum.Annesi hep arıyor ama kendisi hiç gelmiyor.Yazıyorum bunları bir kenara."

Annemin bu haline güldüm.Yavaş adımlarla odama çıktım.Üzerimdeki kıyafetlerimi değiştirip bilgisayarımı açtım.Bir saatimi bilgisayarın başında geçirdikten sonra aşağıya indim.Saate baktığımda saat 19:37'ydi.Annem masayı hazırlıyordu.Anneme yardım etmeye başladım.Sofrayı hazırlığımız bittiğinde direkt masaya oturdum.Anneme çaktırmadan bir şeyler alıyormuş gibi yaptım.Anneme baktığımda benimle ilgilenmiyordu.Tam ağzıma bir şeyler atıyordum ki annem beni fark etti ve terliği tam elime isabet ettirdi.Dudaklarımdan acı bir inilti çıktı.Anneme baktığımda dehşete düşmüş bir şekilde masaya bakıyordu.Yavaş yavaş masaya bakmaya başladım.Annemin terliği çorbanın içine girmişti.Kendimi tutamayıp kahkahayı bastım.Annem bakışlarını bana çevirdi.Sağlam olan terliğini alıp beni kovalamaya başladı.Zar zor kaçmayı başardığımda kendimi terasta buldum.Ben buraya ne ara çıkmıştım ya?Sorumun cevabını düşünürken kapıdan bir klik sesi geldi.Kafamı kapıya çevirdim.Annem sinsi bir bakışla bana bakıyordu.Sinir bozucu bir gülümsemeye el sallayıp aşağıya indi.Aman tanrım!Anne yaaa.Kapıya vurmak gibi saçma sapan bir çaba içerisinde düşmedim.Çünkü ne yaparsam yapayım açmayacaktı.Koltuklardan birine geçip oturdum.Telefonumu çıkarıp kitap okumaya başladım.Karnımdan acıktığıma dair sesler gelmeye başlamıştı.Rehbere girip annemi aradım.Tabikide açmadı.Ayağa kalkıp demirliklere doğru yaklaştım.Aslında o kadar da yüksek değildi.Terasın köşesine yaklaştım.Annem yeşilliği çok severdi.Bu yüzde duvarda sarmaşıklar vardı.Etraf gerçekten de yemyeşildi.Sarmaşıklar köşedeki boruların çevresini sarmıştı.Sessizce dua edip ayağımı aşağıya sarkıttım.Boruların sağlam yerine basıp sarmaşıklarına da yaralanarak aşağıya inmeye başladım.Aşağıya ulaşmasına az bir mesafe kala dengeni kaybettim ve sert zemin ile bir buluşma yaşadım.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jun 22, 2016 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Küçük Saydam İnsan Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin