Pir Sultan ve Bütün Alevi Ayaklanmacılar;Yaşadığı çağın Devrimcisidir.

299 2 0
                                    

 Bu yazıyı yazmamda ki amaç,kimilerinin ayaklanmaların,inanç boyutunu görürken,bunun sınıfsal,sosyal ve siyasi konumlarını,yaşanılan çağın sınıf ve üretim ilişkilerini ve ayaklanmacıların taleplerini ya göremez,ya da görmezden gelir ve ya işine öyle gelir.

Bir kişi ve ya grubun devrimci olup olmadığını belirleyen en önemli etkenler,mevcut iktidar biçimi karşısındaki alternatif iktidar önerisi ve ayaklanmanın talepleridir.Bu nedenle silahsız kişi ve grublar reformist olabileceği gibi devrimcide olabilir ve bazen en büyük silahları,yürekleridir.Her ne kadar tarihsel süreçte,eski olanı yıkıp yeni bir iktidar modeli inşa edip,devrim yapmak için silahlı ayaklanmalar gerekli olsada,devrimci olmak için,böylesi bir kriter aranmaz.Aynı biçimde,mevcut iktidar karşısında silahlı olan muhalif kişi ve ya gruplar,devrimci olabileceği gibi,reformistte olabilir.Onun siyasi karekterini belirleyen şey,talepleridir.

Geçmişte 1240 Babalılar ayaklanmasından bu yana,bütün Alevi başkaldırıları,bu ayaklanmanın aktivistlerinin tümü yaşadıkları çağın devrimcisidir.Çünkü,inanç boyutundan daha önemli olanı,bütün Alevi.ayaklanmalarının,komünal yaşamı rehber edinip,iktidar hedefleyen ,birer yoksul ayaklanmaları olmasıdır.Bu açıdan ele alındığında,düşüncelerini net bir biçimde siyasi olarak teorize eden Şeyh Bedreddin'e çağın komünisti dersek,bu kesinlikle abartı olmaz.

Pir Sultan ve ondan önceki ve de sonra ki Alevi ayaklanmalarının lider ve aktivist kadrolarının,ana hedefi haksızlıklara son verip,dönemin ezilenlerinin ortaklaşa bir iktidar kurması olmuştur.

Bu yönüyle ele alındığında,Pir Sultan'ın devrimci olmadığını iddia etmek,siyasi körlüğün ve cahilce bir kibirin ürünü olabilir.Kendi bulunduğu yeri,Kabe kabul edenler,tarihten ve tarihsel süreçteki ezen ve ezilenlerin savaşlarından bi haber olanlar,tarikatçı bir ziyniyetle ancak,kendi yüzyılında kendi bulunduğu yeride,milad olarak kabul ederler.Yani böyle düşünenlere göre,hasbel kader iştirak ettikleri kurum ve kuruluşlar olmadan önce,insanlık tarihinin direnişlerden yoksun olduğunu zannederler.Herşeyin kendileriyle başladıklarını zannederler.Oysa ki,insanlık tarihinde,her direniş,her ayaklanma,her galibiyet ve her mağlubiyet sonrasında oluşacak başkaldırıların hamuru,mayası olmuştur.

- Atilla Tekmil.

Alevilik ile ilgili notlar.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin