Böyle sürekli içinde fırtınalar kopar ama bunu başkalarıyla paylaşmak gelmez içinden. Sebebi ise senin yüzünden üzülmelerine istememektir. Bu yüzden sürekli gülmeye çalışır arada bide kahkaha atarsın. Ama o kahkaha aslında seni yakar kavurur. Belli edermisin hayır çünkü kimseyi üzmemekte karar almışsındır. Haa tabi arada kontrol edemediğin gözyaşların dışarıya çıkmak için diretir sendeki hırs onuda geri gönderir. Ama o geri attıkların sadece gözyaşı değildir bi tutam keder, bi tutam acı, bi tutam hasrettir. Kahrolası ayrılıkların getirdiği içler acısı acılar. İnsanların yanında birilerini istemesinin nedeni bizim tabirimizde yokluk veya ilgi, sevgi. Tam bunlara ihtiyaç duyduğun zamanda beklenmedik biri.. Senin hayatına yavaş yavaş girer seni kendine bağlamaya başlar güzel bi kaç hareketle ve bakmışsın ki senin diğer yarın. Onun da istediği tamda budur işte. Sen kendine kendine "bana ne güzel bakıyor, beni ne güzel seviyor" dersin ve sen sen olmaktan çıkarsın. Alışma dönemi başlar ama o sana deli divane olmadığı için sadece sen değilsindir hayatındaki. Ve bunu farkedince kıskançlıklar başlar bunaltmaya başlarsın aslında farkedersin yaptıklarını ama kendini kontrol edemessin. Oda seni bi parçası olarak görmediki daha alışma süresi ve sıkılır. "Bu bana aşık of bundan nasıl kurtulucam" demeye başlar kendi kendine. Ve soğukluk girer araya bi taraf "az kaldı kurtulmama" derken diğer taraf "gidicek" korkusuna kapılır. Bu ise bi tartışma ile sona erer. Artık bir tarafta gözyaşları ile paramparça bir kalp kalır. Kimseye hızlı güvenmemek gerekir. Yoksa masum kalbinin parçalarını bile toplayacak gücün kalmaz..Bırak.
Biz bende, iz sende kalsın...