we're far from wonderland, alice

3K 248 159
                                    

                 

''-Alkol, insanoğlunun en büyük düşmanı sayılabilir.

Ancak yüce İncil, düşmanınızı sevmenizi söyler.''

                                                                    Anonymous

*

Yifan elindeki kadehi havaya kaldırıp, ''Şerefe!'' dediğinde saat henüz erkendi. Belki 7, belki de 8. Chanyeol ve yakın arkadaşları o gece futbol maçını kazandıkları için mutlulardı ve bunu kutlamak için harekete geçmişlerdi. Takımın kalecisi Baekhyun'un ailesi 4 günlüğüne Seul'da yoktu ve onların evi planlarını harekete geçirmek için gerçekten mükemmel bir mekândı.

Hepsi sınıf arkadaşlarıydı ve birbirleriyle oldukça yakınlardı, bu yüzden aralarında sorun olmuyordu. Özellikle Chanyeol ve Baekhyun, lisenin başından beri oldukça yakın arkadaşlardı ancak fazlasıyla zıttılar. Uzun olan neşe kaynağıydı, her zaman gülerdi, sırıtırdı ve etrafına neşe saçardı. Kısa olan ise sessizdi, sakindi ve uysaldı. Gerekmediği sürece konuşmazdı, yalnızca etrafını izlerdi.

''Sonunda yaz geliyor!'' dedi yuvarlak, yer masasının sol tarafına oturmuş Yixing, bardağındaki meyve suyuyla karıştırılmış votkayı hafifçe yudumlarken, ''Artık derslere daha fazla katlanmak zorunda değiliz, yaşasın!'' Acı sıvı yüzünden gözleri kısıldı ve ardından güldü.

''Aynen öyle,'' diyerek onayladı onun karşısında oturan Jongin de onu, koca bir bardak köpüklü birayı içmekle meşguldü, ''Matematikten yeterince bıktım, o hocanın yüzünü ise görmek bile istemiyorum.''

Arkadaşları konuşmaya devam ederlerken, masanın sağ tarafında oturan Chanyeol gülümseyerek onları izledi, bunu yaparken arada sırada yanında oturan Baekhyun'a bakmayı da unutmuyordu tabii ki. Sık sık onu izleme, kollama ve koruma ihtiyacına sahipti ve kendisi de bunun nedenini bilmiyordu. Neyse ki, ikisi de bundan şikayetçi değildi.

Baekhyun, her zamanki gibi sessizdi, sesini çıkartmadan etrafını izliyordu ve Luhan'ın tabağına bıraktığı lezzetli yiyecekleri yiyordu. Tıpkı az önce yaptığı gibi, Yifan'ın yeniden doldurduğu bardağını eline alarak ağzına götürdü ve birkaç yudum içti, bunu yaptıktan sonra Jongin'le konuşan Chanyeol'a yönlendirdi bakışlarını. İnsanları izlemek fazlasıyla garip

''Karşı takımdaki Minho çok iyi oynuyor,'' diye mırıldandı uzun olan, ''Ona ve diğer iyi oynayan dört yarışmacıya karşı yenmemiz büyük bir şanstı.''

Baekhyun sadece sustu ve tekrardan Chanyeol'a baktı. Tıpkı Chanyeol'ün sahip olduğu gibi, onun da uzun olanı gözetleme takıntısı vardı. Sık sık gözlerini onun üstünde dolaştırmazsa rahatsız hissediyordu. Sanki ne yaptığını görmeye ihtiyacı varmış gibiydi.

Onun bakışlarını hisseden dev kafasını çevirip küçüğe baktığında,

''Bir şey mi oldu?'' diye sordu. Baekhyun bardağından tekrardan bir yudum alırken,

''Hayır,'' dedi, ''Bir şey yok.''

''Ah,'' diye mırıldandı Chanyeol, elini saçına götürüp gülümserken, ''Yüzün birazcık kızarmış.''

''İçerisi birazcık sıcak, ondandır,'' diyerek konuyu kapattı Baekhyun, ardından tekrardan meyve suyuyla dolu bardağına döndü. Diğerlerinin içtiği şeylerde mutlaka alkol vardı ancak onunkinde yoktu, daha önceden Baekhyun'un alkole karşı çok dayanıksız olduğunu test etmişlerdi ve işte bu yüzden, onun alkol alması yasaktı.

Her ne kadar sarhoş olmayı, kusmayı ve çıldırmayı sevse de.

''Ben geldiiim!'' diye bir ses duyuldu ve herkesin kafası kapıya yöneldi, gelen kişi takımın en başarılı oyuncusu Sehun'du, ''Biraz geç kaldım, üzgünüm,'' diyerek mırıldandı Sehun ve gülümsedi, ayakkabılarını çıkartırken.

AlcholzheimersHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin