Destekleyen herkese çok teşekkür ederim :) Bu arada Ali matematik öğretmeni. İyi okumalar...
Ders:İyilerin dostu kötülerin düşmanı,öğrencilerin aşık öğretmenlerin sinir olduğu Beden Eğitimi!
Dıdıdıdııttt!⚽⚽
-Oğlum pas versene!
Umut sanki derbi maçındaki Volkan Demirel edasıyla topu karşı takımın oyuncusundan kaçırmaya çalışırken herşeyin boka bağlayacağını anlar ve pes ederek topu bana atar.Öhöm öhöm. Topu ayağıma aldığım gibi kaleye sürerken karşı takımdan bi çocuk karşıma çıkıp topu almaya çalışıyor ama Selin reyiz buna izin verir mi? Topu hızla çocuğun bacaklarının arasından süper bir çalımla kaleye doğru götürmeye devam ediyorum ve kaleye yaklaştığımda önce uzaklığını belirleyip sonra topa vuruyorum ve...YES!
"GOOL!"
Tüm ekibe çaktıktan sonra yüzümüzde ki sırıtma ile karşı takıma dönüp "Yemedi mi" bakışı attıktan sonra sırıtmamın yerini ciddiyete bırakarak "Yarın!Kopyayı!Sınava kadar yetiştiremezseniz keserim soluğunuzu!"
Bize öldürücü bakışlarını yollayarak gittiklerinde sırıtmama kaldığım yerden devam ediyorum.
"İşte bu lan! Helal be Selin yutturacağız o kimyacıya sözlerini!"
Gülerek Sarp'ın sırtına vurduktan sonra üzerimi değiştirmek için aşağıya inecektim ki beni herzamanki gülümsemesiyle izleyen mavi öğretmeni göruyorum.Ben ona bakarken yanıma geldiğini farkedip hemen toparlanıyorum. Toparlanmaktan kastım önüme düşen saçlarımı düzeltmekti çünkü giyisilerimin toparlanacak hali yoktu. Üzerimde terden sırılsıklam olmuş ince bir t-shirt altımda da pek farkı olmayan bir eşofman vardı. Hoca yanıma vardığında önce üstümü süzdü ardından spor salonunda ki diğer kızları. Hepsinde tayt ya da kısacık şortlar vardı. Herkes ya sohbet ediyor ya da kibar hareketlerle valeybol oynuyordu. Kimse benim gibi futbol falan oynamıyor veya eşofman giymiyordu. Bi an sebepsizce utandım. Zaten terden kıpkırmızı olan yanaklarıma daha çok ateş bastığını farkettim.
"Çok iyi futbol oynuyorsun."
Kızarmamı görmesin diye eğidiğim başımı şaşkınlıkla kaldırdığımda yüzüne bir tebessüm yayıldı.
"Ben mi?.. Teşekkür ederim."
Yüzündeki gülümseme büyüdüğünde kendini tutamayıp
"Kıpkırmızı olmuşsun."
dedi.Nefesimi bıkkınlıkla verirken "Farkındayım."
dedim. Tam gideceken kolumu tuttu "Dur gitme! Sana bişey soracağım Selin."
"Evet."
"Bu işlerden anlayan bir arkadaşım var. Yani futboldan. Eğer ilgilenip derslerine katılırsan kendini daha çok geliştirirsin ve iyi bir üniversiteye burs kazanabilirsin."
"Harbi mi!?Yani şey...gerçekten mi?"
Gülerek "Harbi." deyip daha çok utanmamı sağlaması gerekirken öyle olmuyor ve yerimde zıplıyorum.Şu an o hep benimle dalga geçen kızlara kapak çekmek isterdim hatta o senden bi halt olmaz diyen Canan'da ilk sırada yer alıyor. Hiç aklıma gelmezdi bi oyunun geleceğimi değiştirebileceği...
"Yani şimdi ben Boğaziçi üniversitesinde mi okuyacağım oha o zaman oradaki konserlerede gidebilirim hatta belki futbolcu olurum dime hatta belki de-"
"Hoop!Sakin ol şampiyon!"
Zıplamamı durdurup beni yerimde sabitlemesine izin veriyorum.
"Belki babamda beni görür?"
Ağzımın içinde söylediğim bu cümleyi duymadığını düşünürken işler istediğim gibi olmuyor ve
"Ha?Baban mı?"
Diyor.Heyecanla "Ya sen onu bırak da-pardon siz onu bırakın da arkadaşınız kim? Yani nerde ne zaman çalışmaya başlarız?"
Tekrar güldü. Ama bu sefer ilk defa samimi gelmişti bana. Hemde fazlasıyla...🚿🚿
Terden sırılsıklam olan saçlarımı açtığımda uzun süredir saçlarımı açmadığımı farkettim. Giyisilerimi çıkardım ve hemen kendimi duşa atıp suyun vücuduma temas edişini izledim. Okulumuzda duşun olması harika birşeydi. Bugün mavi hocanın verdiği haberde öyle... Sonunda bir işte başarılı olacaktım. Herkese kendimi kanıtlayacak- ahahahhh bu su ne ara bu kadar sıcak oldu?
Duştan çıktım ve giyisilerimi almak için çantama doğru ilerledim hass.. ya çantam diğer odada kaldı! Of aptal kafam! Burs kazanıcam diye sevinirken namusumu kaybedicem!
Of koridorda biri var mıdır ki? Bide orada kız erkek karışık doğal olarak çünkü sadece çantalarımızı bırakıyoruz!Of!Bugün 900.oflayışım.
Tamam be Selin!Sen yaparsın!O kadar şeyin üstesinden geldin bunun mu gelemiycen!Dizimin üstüne kadar gelen bornuzuma sıkıca sarılıp kapıya yöneldim.
Tamam koridor boş ortam müsait. Çantamın bulunduğu odaya hızla girdim. Ohh!Burada da kimse yoktu. Koşarak çantamın bulunduğu rafa gidecekken yine sakarlığım buna izin vermeyip beni yere düşürdü.
"Ahh!"
İçeriden takırtılar gelmeye baslayinca düştüğüm yerde kıpırdanıp arkamı dönmeyi başardım. Bu sırada zaten kısa olan bornozum daha çok açılıp bacaklarımın görüş alanıma girmesine sebep olmuştu.
"Kim var orada?"
Bacaklarımdan sonra görüş alanıma girenin üstsüz bir mavi hoca olduğunu görünce çığlığı bastım.İşte şimdi yandım...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Piskopat Öğretmenim -Alsel-
FanfictionGözgöze gelmemek neyi ispat eder? Sevmediğini mi? Ne delilik...