-8-

31 3 0
                                    

Hergün görüpte ağzıma bile almadığım zeytinleri hızlı bir şekilde yiyordum.en sonunda bütün kahvaltı tabağı bitti.bir çay istedim ve yudumlamaya başladım.neyseki çayda bitti.yine garsonu çağırdım ve hesabı istedim. garson hesabı getirdi.35 tlyi cüzdanımdan çıkarıp masanın üzerine koydum ve çıktım.saate baktığımda 12:44 olduğunu gördüm.sanki saatler hiç geçmiyordu.

Emily'i arayıp onunla buluşayım diye düşündüm.telefonumu aldım ve Emily'i aradım. Telefonu açtı;

-alo,efendim tatlım.

-alo Emily buluşalımmı canım iş görüşmesine de beraber gideriz.

-olur hem bugün işim erken bitti.nerdesin

-ben geliyim senin yanına şirkettemisin.

-hayır Clive yine patronla kavga etmeni istemiyorum.

-ben senin yanına geliyorum artık ben orda çalışmıyorum bana bişey deme şansı yok tamam mı şirketteysen geliyorum.

-ama Clive şey...

Sözünü bitirmeden telefonu kapattım.hemen bir metrobüse bindim ve şirketin olduğu durakta indim.şirkete doğru yürürken Emily arayıp durdu ama açmadım.şirketin önüne geldim.basamakları çıkarken bir korku değil artık bir özgüven vardı.hızlı adımlarla çıktım.şirketin kapısından girdiğimde bütün çalışanlar bana bakıyordu.ilerledim ve Emily'nin kapısını açıp odasına girdim.Emily masadan kalktı ve yanıma geldi;

-ya sen manyak mısın nasıl bir özgüven patlaması var sende ben sana ne dedim gelme ya seni görseydi patron kavga edersiniz diyorum dinlemiyorsun...

Diye nefes almadan beni azarladı.

-ya bi sakin olur musun Emily
Noldu geldim bişeymi oldu olmadı dimi olsada nolucak bana bişeymi yapabilecek yapamayacak.

Birkaç saniye odada sessizlik oluştu artık ikimizde sakindik

-hadi Emily çıkalım
dedim.

Emily çantasınıda aldı ve odanın kapısını açıp çıktık.şirketin tam kapısını açarken patron yine
balkondaydı;

-senin ne işin var benim şirketimde.

Ben patronu takmaz gibi elimi kapıya uzattım kapıyı çektim

-Clive ben kime diyorum ne işin var benim şirketimde Clive buraya birdaha adımını bile atma .
Diye bağırdı.

Elimi kapının kolundan çektim ve kapı kapandı.arkamı döndüm patronun olduğu balkona doğru baktım;

-ben buraya sen bana bağır diye gelmedim duydunmu beni ben buraya arkadaşımı almaya geldim.ve ben buraya ne zaman istersem o zaman adım atabilirim

dedim.arkamı döndüm

-hadi gidelim Emily diyerek

Kapıyı hızlı bir şekilde çektim kapının arkasından patronun bağırma sesleri geliyordu yine takmadım ve metrobüse doğru yürüdük.kaldırımda yavaş yavaş yürürken Emily birden hem biraz gülme duygusu katarak hemde biraz şaşırmış şekilde konuşmaya başladı;

-sende nasıl bir özgüven var anlamıyorum benim yapamadığımı sen yapıyorsun ya ne diyeyim helal olsun canım

-bu işler böyle güzelim.tamam onun şirketinde çalışırken bana istediğini yaptırabilirdi.ama naptı beni kovdu bundan sonra bana hiçbir sey söyleyemez.

Dedim pişkin ve çok bilmiş bir şekilde.
Konuşa konuşa metrobüs durağına geldik.

Arkadaşlar medyadaki EMİLY RUSSO

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jun 01, 2016 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

SON BEKLEYİŞHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin