Evinde oturmuş televizyon izleyen Siren, dışarıdaki büyük çarpma sesiyle bir anda yerinden sıçradı. Koca ormanın içindeki, ailesinin evinde tek başınaydı ve bu korkmasına neden olmuştu.
Korkudan titreyen bedeni ve heryeri tarıyan ürkmüş gözleriyle aklına gelen şeyleri düşündü. Teröristler ormana bomba atmış olabilirdi. Hiç tanımadığı düşmanları onu öldürmek istiyor olabilirdi. Dünyanın sonu gelmiş bile olabilirdi.
Bir süre olduğu yerde çeşitli ölüm senaryoları kurarak otururken sadece televizyon sesi duyduğunu anlayınca dikkatli adımlarla yerinden kalktı. Ve dış kapıya doğru parmaklarının ucunda, dikkatlice ilerledi.
Yavaşça kapıyı açtı. Evin eskiliğinden kaynaklanan o kapı gıcırtısı sesiyle yüzünü buruşturdu. Etrafa korkuyla bakındıktan sonra, dikkatle dışarı çıktı. Etrafı dikkatle süzdü. Görünür birşey olmadığı için, sesin ormanın içinden gelmiş olabileceğini düşündü. Ve o da her korku filminde olan klişe olay gibi, korksada ormana doğru ilerledi. En azından onu bekleyen bir katil yoktu.
Yavaşça ormanın içine doğru ilerlerken ilerideki küçük ışığı gördü. Daha da yaklaştı. Biraz daha yakınlaştığındaysa kendini alevler içinde olan kayayı incelerken buldu. Alevler, çalılıklara, otlara, ağaca sıçramış, ormanın güzelliği katledilmişti. Sessizce kayaya yaklaşmaya başladı. Alevler içindeki kayayı, yanına fazla yaklaşmayarak inceledi gözleriyle.
Ardından alev içindeki kayanın altında sıkışmış olan kızı fark etti. Alevler tenini mahvetmişti, vücudundaki yanıkları alevlerin altından görebiliyordunuz. Ve kız kan kaybediyordu. Çok. Fazla. Kan.
Ona doğru dönük olan suratı ile kurtulmaya çalışıyordu. Çırpınıyordu.Çok korktuğu için çığlık atmaya başladı. Kızın çektiği bu işkenceye daha fazla tanık edemezdi. Etrafta birilerinin olması ihtimaline karşın çığlıklarını kesti ve koşarak ormanın dışına doğru çıktı ve evine doğru koşmaya başladı. Açık bıraktığı kapıyı hızlıca ittirip içeri girdi ve hızlı nesef alıp verişlerini düzenlemeye çalışırken kapıyı kapayarak kilitledi. Bacakları korkudan titrerken, yamuk adımlarıyla odasına ilerledi. Sessizce yatağına yattı ve sakinleşmeye çalıştı. Kalbi deli gibi çarpıyordu. Dışarda olanları yok saymaya, unutmaya çalışsada çok korkunç bir görüntüydü. Kızın kurtulmasını diledi.
...
Seden evinden çıkarak ormana doğru ilerliyordu. 4 gün sonra olacak av festivalindeki yarışmaya hazırlanmak, çalışmak için gidiyordu. Saat gece 'ü gösteriyordu. Bir elindeki yayı ve bir elindeki okuyla kendine birer hedef belirliyordu. Telefonunun feneriyle aydınlatıyordu etrafı. Yayını ve okunu yere bıraktı ve cebindeki kırmızı boyayla bir kaç ağaçın gövdesine bir nokta belirleyip parmağıyla boyadı.
Ardından elini yerdeki bir yaprağa silerek ok ve yayını eline aldı. Ağaçların 10, 15 metre uzağına giderek atış yapmaya başladı. Beş ağaca attığı tüm atışlar isabetlenmişti. Diğer ağaca sıra geldiğinde pozisyonunu alıp yaya oku taktı. Ardından oku attı. Bu sefer ağacı ıskalamıştı. 'Ah, hadi ama.' Diyerek düşündü.
Telefonunu alarak ışığı yere doğru tutu. İlerilere giderek okunu bulmaya çalıştı. Çok uzaklaşmak istemiyordu. Ormanın derinlerinde ne olacağı belli olmazdı. Biraz daha ileri gitti. Okunu yerde göremeyince gözünü havada gezdirdi. Ardından ilerideki alevler içinde bir kaya gördü. İşin kötü ve korkunç kısmıysa kayanın altında yatan vücudu yanıklar ve kanlar içindeki kızdı.
Gözlerini kocaman açarak baktığı manzara korkunç bir görüntüydü. Gözlerini hemen oradan çekti ve telefonundan önce ambulansın daha sonra itfaiyeyinin numarasını çevirdi. Ardında kuzenlerini de çağırarak olayı anlattı.
Kuzenleri ormanın arka tarafında olduğu için kısa zamanda geldiler arabalarıyla. Arabadan çıktıklarında, Seden onlara alev almış kayanın altındaki kızı gösterdi. Gerçi göstermesine gerek yoktu. Fark edilmeyecek bir görüntü değildi zaten.
Bir süre daha bekledikten sonra geldi itfaiye ve ambulans. İlk olarak itfaiye devreye girdi ve söndürmeye çalıştılar alevleri. Alevler söndüğünde, bir ekip kızı kurtardı. Kız, ambulanstan indirdikleri sedyeye yatırılarak ambulansa taşındı. Seden ve kuzenleri ise arabaya atlayıp ambulansı takip ettiler.
Ambulans durduğunda, Seden ile kuzenleri de arabayı durdurdu. Ambulanstan çıkarılan sedye direk ameliyathaneye taşındı.
Kuzenler giriş işlemleriyle ilgilenmek için gittiler. Hastanın kimlik bilgilerini isteyen bayana, kızı tanımadıklarını ve yaralı olarak bulup ambulansı aradıklarını söylediler. Seden'in kuzeni kendi bilgilerini vererek işlemleri başlattıktan sonra ameliyathanenin önüne gelerek beklemeye başladılar.
Polisler Seden'i bir süre sonra, ifade vermem için çağırdılar. Seden olanları tek tek anlatarak ifadesini verdi.
"Dün gece ormana gitmiştim. Kamp yapmak için. Çadırım için koyacak yer ararken ormanı alevler içinde gördüm. Ve kayanın altında kalan bir kız vardı. Ambulansı ve itfaiyeyi aradım. Daha sonra da yardımcı olmaları için kuzenlerimi çağırdım." Polisler ifadesine ekleyeceüği bir şey olup olmadığını sorduktan sonra, Seden ifadeyi doğruladı ve imzaladı.
Seden gidebileceği söylendikten sonra bulunduğu yerden çıktı. Ardından kuzenlerini çağardı ve kuzenleriyle oradan ayrılarak evlerine gittiler.
...
"Testlerde hiçbir problemin çıkmadı. Tenindeki yanıklar saatler içinde iyileşti. Oyun mu oynuyorsun? Buradaki insanlar birilerini iyileştirmek için çalışıyor. Bir problemin yoksa oynama, vakit kaybettiriyorsun." Dedi öfkeyle. Kız titredi öfke dolu sesinden dolayı. Gözünden bir damla yaş aktı ve gözünden yere damlayan gözyaşı damlaları buz tutarak yere düştü.
Hemşire göz damlasından çıkan sesle refleks olarak yere baktı. Kalıp bir şekilde yerde duran göz damlasına elini değdirdi. Ve şaşkınca ayağa kalktı. Kıza korkmuş bakışlarını gezdirdi. Ardından yanından uzaklaştı. Doktor kaşlarını çattı.
"Bu da ne böyle?" Dedi hemşireye dönerek.
"Bilmiyorum." Dedi hemşire. Bilmiyorum...
Aradan geçen süre sonrasında kıza üç ziyaretçi geldi. Hemşire ziyaretçileri içeri aldı. Ziyaretçiler Seden ve kuzenleriydi. İçeri girip yaklaştıklarında kız bir anda sedenin yüzüne elini yerleştirdi.
Ve Seden kızın dokunuşuyla kaskatı kesildi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dünya'ya Düşen Yıldız
Science Fiction4 Haziran 2016 Bilim Kurgu #40 ~ 15 Eylül 16 #45 ~ 13 Kasım 16 #50 ~ 22 Ağustos 16 Kapak Tasarım; elcinkc