0.5

763 90 53
                                    

HoSeok yine ChangKyun'u ortalıkta bulamayınca hastane çalışanları için ayrılan dinlenme odasına gitmişti. Tam da tahmin ettiği gibi ChangKyun buradaydı. Yanında da diğer stajyerler vardı. Stajyerlerden birinin bacağına kafasını koymuş, diğerinin bacaklarının üstüne bacaklarını uzatmış koltukta uzanıyordu. Arada sırada stajyerlerin sohbetine katılıyordu.


"Im ChangKyun!"


Adını duyduğunda aniden ayağa kalkmaya çalışırken bir anda yere düşmüş ve düşmeden önce de kolunu sehpaya çarpmıştı. En sonunda toparlanıp ayağa kalkmıştı.


"Beni takip et."


Gelen komutla diğer stajyer arkadaşlarına fısıldayarak "Sonra görüşürüz." dedikten sonra HoSeok'un peşine takıldı.


"Geçen gün gelen hastayı hatırlıyor musun? Ayı saldırısına uğrayan."


"Evet, hatırlıyorum."


"Onun bazı dikişleri patlamış. Senden o kısımları tekrar dikmeni istiyorum."


"B-ben mi?"


"Evet sen. Merak etme başında ben duracağım. Bu arada, bana telefon numaranı ver. Sürekli ortadan kayboluyorsun ve ben seni ortalıkta aramaktan bıktım."


"Üzgünüm efendim."


ChangKyun cebinden telefonunu çıkarıp HoSeok'a telefonunu uzattı. HoSeok, telefonunun kilidini açması için telefonu tekrar ChangKyun'a uzattı ama ChangKyun telefonuna şifre koymadığını söyledi.


"Cidden, telefonunda şifre yok mu?"


"Saklayacak bir şeyim yok ki."


"Ana kuzusuyum diyorsun yani."


"Hayır, aklım başka yerlerim için çalışmıyor diyorum."


"Benimle düzgün konuş."


"Üzgünüm, bir an boş bulundum."


HoSeok kendi numarasını da ChangKyun'un telefonuna kaydettikten sonra telefonu geri verdi ve hastanın odasına girdiler.


ChangKyun yine midesinde bir sancı hissetti ama görmezden geldi. Hastanın yatağına yaklaşarak dikişleri inceledi. HoSeok, dikiş malzemelerinin olduğu tekerlekli yüksek masayı ChangKyun'un yanına itti ve ona komutlar vererek dikişi düzelttirmeye başladı. ChangKyun bir ara kusacak gibi olsa da kendini tuttu fakat gözlerinin dolmasını engelleyemiyordu.


"Eğer yapamayacaksan bırak. Pek iyi görünmüyorsun."


"Hayır efendim, yapabilirim."


"Peki o halde."


HoSeok'un verdiği komutlar eşliğinde sonunda dikişi bitiren ChangKyun geriye çekilip attığı dikişlere baktı.


"Pek iyi olmadı sanki."


"Berbat oldu. Ama en azından biraz pratik yapmış oldun. Sonuçta bu adam yaşamayacak. Resmen ayının oyuncağı olmuş. Arada sırada gelip onu kontrol et ve dikişleri tekrarla."


"Nasıl yani? Sağlam dikişleri de mi söküp tekrarlayayım?"


"İstiyorsan yap. Adam zaten yarı ölü."


"Ama onun da bir canı var sonuçta. Bir ailesi var. Onu iyileştirmeye çalışmalıyız, neden sırf pratik yapmak için onu kullanayım ki?"


"Çok vicdanlısın ChangKyun."

Excluded [WonKyun]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin