Villamızdaki ilk gece'nin benim için korkunç geçtiğini söyleyebilirdim.Baykuş uğultularından tutun hemen villamızın karşısındaki ormanın evin içine vuran zifiri karanlığına kadar herşey adeta benim için yapılmış sanki...Neyse ki ürkütücü geçen gece'nin hemen ardından sabah erkenden kalkıp,kahvaltımı yaptım ve ormanı biraz araştırmaya aynı zamanda da en büyük hayalim olan ama eski evimizin konumundan kaynaklanan bir imkansızlıktı koşuya çıkmak.Sporum için yeni moda olan parmak arası kapalı olan pembe tişörtümü ve altına da siyah taytımı üşüyebilme ihtimalime karşın ince pembe montumu aldım spor ayakkabımı ve telefon ile kulaklığı da aldıktan sonra hayalimdeki koşuya kavuşabilecektim.Annem o sırada çalışma odasından bana seslendi;
-Anahtarını almayı unutma belki atölyeme gidebilirim.
-Tamam dedim.
Kapıyı çekip kapının önünde müziğimi açtıktan sonra tam koşuya başlayacaktım ki ormanda evimizi gözetleyen birini görmüştüm...
İlk başta amacını anlamamıştım ki sonradan yanına yaklaşıp niyetini öğrenmek istedim.
-Afedersiniz hanımefendi?!Nasıl yardımcı olabilirim?
-Ee şey ben...Öyle yoldan geçiyordum ve villanın kiralık tabelasını görünce villayla ilgili düşüncelere dalıp gitmişim.
-Tabela mı?
Kafamı çevirip baktığımda haklı olduğunu anladım.Meğerse bizimkilerin hiç vakti olmamış ve onu ordan kaldırmayı unutmuşlar..
Gidip var gücümle çektim hanımefendi de yanıma gelip yardım etti.Tabelayı garaja koyduktan sonra hanımefendiye teşekkür ettim yardımı için..En son koşacaktım dime neyse kaldığım yerden devam edip ormanın içinden geçe geçe her karşını unutmamaya çalışarak koştum.Çünkü gece için bazı önlemler almalıydım.Tabii bir seferde kafaya kazınmaz her gün koşacağıma dair bir not yazmalıyım ve odamın "HATIRLATMA PANOSU"na asmalıyım diye düşündüm.