Sabah uyandığımda Hoseok Hyung evde değildi, markete ya da yürüyüşe gitmiştir diye düşündüm. Banyoya gidip elimi yüzümü yıkadım. Odama geri döndüğümde telefonum çalıyordu. Kimin olduğuna bakmak için telefonu elime aldım. Babam arıyordu. Duraksadım. Neden arıyordu ki acaba? Telefonu açmak için yeşil butonu kaydırdım.
Bay Jeon: Jungkook.
-Efendim baba?
Bay Jeon: Yarın bize uğraman lazım önemli bi konu hakkında konuşacağız.
-Tamam baba. Okuldan sonra uğrarım. Bu arada konu ne hakkında?
Bay Jeon: Yarın gelince öğrenirsin, şimdi kapatmam lazım.
-Tamam.Acaba benimle ne hakkında konuşucaktı? Ben bunu düşünürken aşağıdan kapının kapanma sesi geldi.
Gelen Hyung'tu.
Aşağı indiğimde Hoseok'un elinde poşetler vardı.
Merakla ona bakarken anlamış olmalıydı ki bana seslendi.
"Kahvaltılık bir şeyler aldım. Dolapta hiçbir şey yoktu."
Başımı aşağı yukarı salladım. Üstümü değiştirmek için yukarı çıktım.
Hoseok Hyungla kahvaltıyı yaptıktan sonra okula gittik. Hoseok Hyung benden büyük olduğu için son sınıftı. Ben ise 2. sınıftaydım. Sınıfta çok samimi olduğum arkadaşım olmadığı için genelde tek takılırdım ama teneffüslerde Hoseok'un yanına giderdim.
...
Sınıfa girdim. Sırama oturuyordum ki.. Piçler!! Sıramın üstüne su dökmüşler o..çocukları! Bu kadar gerizekâlı olamamalıydılar, piç herifler."Bu masayı kim ıslattı!?" diye bağırdım.
Kimseden ses çıkmıyordu, sadece gülüyolardı. "Gerçekten komik değil kim yaptıysa söylesin, hemen!" *Bedel ödeyeceksiniz döslödkd* Bir daha bağırdım. Birkaç dakika sonra sınıfı kendisinin sanan aptal, Seokjin, yüzünde oluşan iğrenç sırıtışıyla öne çıktı.
"Ben yaptım prenses. Noldu sinirlendin mi?"
*Bangtanın prensesi Jin, Erkek adam Jungkook'a prenses diyor, çok saçma değil mi dölsködks*
"Çabuk masamı sil.. Yada boşver. G-gereksiz piç."
Arkamdan gelen birkaç yandaşı kolumu tuttular. Hayır, sinirlenmeyecektim. Hızlıca kolumu salladım. Kolumu ellerinden kurtarıp sınıfın kapısını çarptım.
Gerçekten! Bu okuldan nefret ediyordum.
...
Eve geldim. Soğuk bir duş almak için soyundum, duş kabininin içine girdim. Sinirden ağlamak istiyordum. Gözlerimden düşen yaşlara aldırmadım. Bu sefer ağlayacaktım. Bu yaptıkları yeterdi. Bir değil, iki değil... bu beşinciydi. Gözyaşlarımı duş fıskiyesinden akan suyla birleştirdim. Duşta ağlamayı ayrı bir seviyordum çünkü gözyaşlarını kimse göremiyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GAME OF GAY {Jikook Fanfic}
Fanfiction"Jimin, seni seviyorum" Gözleri parıldadı. "Jun..Jungko." "Sus, Jimin. Kararım değişmeden beni öp"