Elimdeki süt kutusuna bakarken bir yandanda üzerine neden süt yazdıklarını düşünüyordum bunu neden düşündüğümü bilmiyordum ama şu an zihnimi meşgul eden birşey olduğu için memnundum, ayağa kalkıp kutuyu çöpe attım neredeyse öğlen olacaktı ama hala burada güneşin altında beklemeye devam ediyordum.Yanımdan kaykaylı biri hızla geçtiğinde dönüp ona baktım etrafında dönüp akrobasi hareketleri yapıyordu profosyonel olduğu her halinden belliydi.Saate baktığımda bire geliyordu ve hala Burcu gelmemişti ümidimi kesip eve yöneldim kulaklıklarımı taktığımda kulağıma shakiranın o muhteşem sesi doldu bir süre sonra bizim sokağa girişimi yaptım eski binadaki evimize girmeden önce Burcunun mesaj attığını gördüm 'çok özür dilerim Elçin Boraylaydım uyanamamışım' gözlerimi devirmeden edemedim her zamanki gibi yine Borayla sızıp kalmıştı.İçeri girdiğimde mutfaktan kırılma sesi geldi,titrek bi nefes alarak gözlerimi kapattım
Ayşe denilen kadın mutfaktan çıkıp iğrenç bi gülümsemeyle bana yaklaştı , sabah neredeydin tatlım?
Normalde bu saatlerde bile uyuyo olması gereken kadın neden bu gün erken uyanmıştı ki sanki.
Burcuyla görüştüm.
Dibime kadar girip saçlarımı arkaya doğru itti.Akşam baban geldiğinde Burcuyla diye hangi heriflerle sürttüğünü anlatırsın.
Hayır hayır hayır yemin ederim Burcuyla görüşmeye gittim yemin ederim.
Babamın yüz ifadesi aklıma gelince dehşete düştüm yine beni döverdi yeni iyileşen yaralarım kaybolmadan yenilerini açardı.Hayatımda ilk defa bu kadar umut doluyken bu umudun elimden alınmasını istemiyordum yüzde yüz burslu olarak kazandığım üniversiteyi bitirip bu kadının ve babam olacak o adamın elinden kurtulacaktım.Ayşeye dönüp yüzüne sadece baktım ne dersem deyim yinede akşam babama yapmadığım şeyleri yapmışım gibi anlatıp dövdürtecekti.ilerleyip küçük odama girdim yarın okulun ilk günü olacaktı ve ben hiç hissetmediğim kadar heyecanlı hissediyordum okula gidemeyeceğim diye o kadar çok korkmuştum ki neyseki dedem hala hayattaydı ve bu hayatı bana bir nebze olsun yaşanılabilir kılıyordu ,babamı zar zor beni okula göndermesi için o ikna etmişti dedem annemden bana kalan hediyeydi sanki ,neredeyse her gün beni arayıp iyi olup olmadığımı öğrenmeye çalışırdı.Beni küçükken yanına almayı çok istemiş ama babam asla izin vermemiş.
Ayaklarımı tek kişilik yatağıma uzatıp çalan telefonumu elime aldım Burcu arıyordu .
Efendim Burcu
Benim minik kelebeğimmm napıyosun?
iyiyim.
Hmm birileri bana fena bozulmuş özür dilerim Elçin aklımdan çıkmış tamamen .
Burcu hep böyleydi unutkan dağınık hiç birşeyi umursamaz,bazen onunla nasıl arkadaş olabildiğime şaşırıyordum tek derdi gezmek zengin yakışıklı erkek avlamaktı ama içinde masum bir kalbi vardı.
Küçükken kimse benimle oynamak istemezken o elimden tutar kaldırırdı,annesiz olduğumu bildiği için bana hep töleranslı davrandığını düşündüm ama son zamanlarda kendi gibi değildi kişiliği yavaş yavaş değişiyordu ve bu beni rahatsız ediyordu.düşüncelerimden sıyrılıp cevap verdim.Tamam Burcu sorun yok ben uyuyacağım birşey diyormusun?
Yarın seni okula gitmeden görmeye geleceğim dersin öğlendi zaten değilmi öptüm hoşçakal minik kelebek.Telefonu kapatıp gözlerimi kapattım birazdan babam gelecekti ve ben gerildiğimi hissediyordum.Odamın kapısı açıldığında babam arkasındada Ayşe bana bakıyorlardı .
Ünüversiteli oldun diye havalandın mı sen kız ?Artık annenden izin almadan çıkıyormuşsun dışarılara.
Korkudan sırtımdan bir ürperti kalktı.Annen diyordu birde bu kadından asla anne olmazdı.Yarın okula gideceğim lütfen bu gün dövme beni, sesim o kadar sessiz ve güçsüz çıkmıştı ki ben bile duymakta zorlanmıştım.Ayşe sinsice babamın arkasından gülüp babamın kulağına birşeyler fısıldadı bir anda bana hızlı bir şekilde tokat patlattığında yine sessizce inledim karnıma bacaklarıma durmadan tekmeler savuruyordu acıyla bekledim hırsının geçmesini.