O sabah Anestia bir sancı ile uyanmıştı.Hemen James'i dürterek uyandırdı.Sabah güneşi pencereden daha yeni içeriye giriyordu.Etrafta ki kuş sesleri bu ana eşlik ediyordu.James yataktan fırladı ve hemen giyinip evden çıktılar.Yolda etrafta işine yetişmek için koşusturan insanlar,koşu yapan insanlar vardı.Bu koca binaların dışında ki hayat daha güzeldi aslında yani James için.James arkadan gelen bir korna sesi ile irkildi.Kırmızı ışıkta etrafı seyrederken dalıp gitmişti.Ve hemen gaz pedalına hamle yaptı.Gaz pedalina bastı ve motor bir boğa gibi bağırdı.Ve hareket etmeye devam ettiler.Hastane tabelâlarını görüyordu.Hızlıca hamle yapıp gaza dahada yüklendi.Anestianin sancıları daha da kötüye gidiyordu.Hastanenin önüne gelir gelmez "yardım edin" diye ağlamaklı ses tonu ile bağırdı.Hastaneden hemen bir hemşire sedyeyi alıp görevliye seslendi.Hemen Anestiayi sedyeye yatırıp içeri hemen doğum haneye götürdüler.Anestia baygınlık geçirecekti.Korkuları,endişeleri her şey üstüne geliyordu.James'in sert ve o cesaret verici duruşu onu sakinleştiriyordu.Doktor hemen içeri gelip en iyi bildiği işi yaptı.Ve son umut artık onlarlaydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Son Umut
FantasyAnnesinin ve gelecekte Dünyanın son umudu olacak bir çocuk.Sonu olmayan bir kitap.Ölüm her an yanımız da mi yoksa zaten ölümüyüz.Başımıza her an her şey gelebilir mi sorusuna yanıt gerilim ve şefkatin birleştiği bir kitap