Yeni bir okul,yeni bir ev,yeni arkadaşlar ve yeni bir sayfa....
Herşey burada başladı. Babamın işi sebebiyle sürekli taşınıyorduk.Buna hâlâ alışamadım. Tam. ir yere alıştım diyorsun pat başka bir yerdesin.
-Yağmur hazırlan yoksa geç kalacaksın!
-Tamam baba!
Hemen dolabımdan okul formalarımı buldum. Saçımı ördüm. Benim 'isyancı birlik' dediğim perçemlerimi önde bıraktım. Siyah Conversimide giyince hazırdım.
Bindik arabaya,düştük okul yoluna... Yoldan geçerken gördüğüm o büyük ve şehvetli binalar....Sokaktan geçen kibar giyinimli insanlar....İnce zevklerle donatılmış onlarca dükkan vitrini...Tıpkı bir inci kolye gibi;ince,kibar ama süslü... İstanbul bu olsa gerek.
Okula vardık. Büyük,yeşil bir binaydı. Kapısında iri yarı bir güvenlik vardı. Babamın yanağına sulu bir öpücük kondurarak,okulun kapısına doğru yürüdüm. Güvenliğe adımı söyleyince beni içeri aldı. Burda yeni bir sayfa açmayı planlıyordum.Ama etraftaki herkes ayakta sevişiyordu! Neden sivil değil de forma ile geldiğimizi anladım. Kızlar,pardon sürtükler her yerlerini açma çabasındaydılar. Gerçi forma bile bunu engelleyememiş.Tanrım ben ne umuyordum ki? İçeri girer girmez herkes sanki bir yaratıkmışım gibi beni süzmeye başladı. İçimden 'Korkma ben dostum' demek geldi. Müdürün odasına girdim. O da beni sınıfıma götürdü. Girmeden önce kapıya sertçe 3 defa vurdu. Bir süre bir gürültü patırtı oldu.Sessizlik olunca da sınıfa girdi. Ders edebiyattı. Bayılırım. Beni tanıttı,ben kendimi tanıttım vs. vs.
Ders boyunca tüm sorulara cevap verdim. Tenefusteö ğretmen halinden memnun bir şekilde sınıftan çıktı.Bende çantamdan kitabımı çıkardım ve okumaya başladım. Kısa süre sonra bir grup sürtük yanıma geldi.
-Hey,senin adın ne?
Parmağımla'bir dakika'işareti yaptım.
-Senin adın ne?
Diye sordu tekrar. Gene bir dakika işareti yaptım. Bu onu kızdırmış olacak ki omzumdan sertçe tutup itti. Kimse,ama hiç kimse benim kitap okumamı hele de Vadideki Zambak'ı okumamı engelleyemezdi.Kitabı yavaşça kapattım. Ona bakarak ayağa kalktım.
-Sana bir soru sordum. Adın ne?
-Adım Yağmur. Buraya Bu-
-Neyse ne! Neden geldin?
-Sen hiç'kibarlık'diye bir terim duydun mu?
-Sana ne! Alışverişe çıkalım mı diyecektim. Şu an forma giyiyor olsan bile halinden berbat giyindiğin anlaşılıyor.
Önce saygısızlık şimdi de hakaret... Ben buna laf sokmazsam Yağmur değilim.
-En azından birşeyler giyiyorum. Senin gibi yarı çıplak gezmiyorum.
Kitabımı açtım ve okumaya devam ettim. Hala yanımda dikiliyordu.Kitabımı hızla çekti. Bu beni iyice sinirlendirmişti. Ellerim hemen koluna ve saçına gitti.
-Bak,kimse benim okuduğum kitaba karışmaz. Hele de senin gibi pis bir sürtük,benim kitap okumama karışıyorsa bedelini ağır öder ona göre!
-T-ta-Tamam!
Oh olsun! Canıma değsin! Bir daha yap da görelim!
-B-Ben sadece seninle tanışmak istemiştim dedi ve heme kayboldu.Tüm derselrde öğretmenleri.memnun etmekle geçti okul.Çıkışta babam beni aldı ve böylece bir günüm sona erdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Fabrika Hatası
RomanceO sürtüklerin arasındaki rahibe kız Yağmur ve baş pislik,okuldaki tüm kızları becermiş Rüzgar... Onların önlerinde yaşanması gereken bir İstanbul ve söylenmesi gereken iki.kelime var;seni seviyorum.