Sanırım hayatımın en berbat günüydü.Başımda zır zır çalan telefon susmak bilmiyordu.Uyanmak zorundaydım.İnsan yeni hayat,yeni okul,yeni arkadaşlara sahip olacağı için biraz da olsa heyecanlanır,bende tık yok.Nasıl hazırlandığını hatırlamıyorum.Afallayark servise bindim.Herkes bir eş bulmuş ve onunla tanışmaya çalışıyor gibiydi.Benim gözüm ise cam kenarında bir başına oturan uzun saçlı,gözlüklü,orta boylarda,toplu bir kıza takılmıştı.Onu incelerken okula geldiğimizi fark ettim.Homurdanarak sınıfa doğru yürüyordum.Sınıfa vardığımda tuhaf sesler çıkartan bir grup ordu vardı sanki karşımda.Boş bulduğum bir sıraya oturmayı tercih ettim.Üzerime geçiştirdiğim koyu renk kot pantolonumun arka cebinden telefonumu çıkartıp elimde ki kulaklığı taktım.Bir an önce şu uğultudan uzaklaşmam gerekiyordu.Müziği başlata bastığım an da yanıma bir çocuk oturdu.Heyecanlı ve meraklı görünüyordu.Sebepsiz bir sırıtış ile "Ben Alper,sen kimsin?" deyiverdi,ben ise şaşkınlıktan firlamak üzere olan gözlerimi kısarak "Öncelikle merhaba,bende Dilan" diyebildim. "Neden öyle bakıyorsun ki,rahatsız olduysan kalavikirim."."Yok,hayır sadece dalmışım heyecanın biraz ürküttü".
Biz bunları konuşurken kapı açıldı ve içeriye 1.80 boylarında,geniş omuzlu esmer bir genç girdi içeriye,"Merhaba arkadaşlar,ben matematik öğretmeniniz Zeki" Böyle matematik öğretmeni mi olur yahu ? Öğretmen dediğin otuz kırk yaşlarında,önlüklü olur. Sanırım artık matematiği sevmem için bir sebebim vardı.Birkaç ders gelen öğretmenlerle kaynaşma faslı derken,öğle arası için zil çalmıştı.Bir şeyler yiyebilmek için kantine indik.Sohbet,yemek derken teneffüsün nasıl geçtiğini anlamamıştık bile.Sınıfa çıktığımda ise dinlenmek için başımı sıraya koyduğumda uyuya kalmış olmalıyım ki çıkış zili çaldığında sıçradım.Karla başımda durmuş"Ne uyudun be Dilan" diyerek gülücükler savurdu.Karla siyah kıvırcık saçları olan,esmer,ince belli,hoş bir genç bayandı.İlk günden çoğu erkek ona hayran olmuştu bile.Sersemlikle bahçeye indim.Uyuyor olmamdan kaynaklı olarak bulanık bakışlarla servisi sonunda fark edebilmiştim.Bir an önce eve gidip yarıda kalan uykuma devam etmek istiyordum.Eve vardığımda nedeni belli olmayan bir mutluluk ve heyecan vardı annemde,"Ee anlatmayacak mısın ?"."Neyi?","Neyi olacak,ilk gününü liseli olmak nasıl bir duygu?".Sadece suratına bakıyordum."Güzel" dedim. Yazları geç yatıp uyku düzenimi bozduğum için okulun ilk günleri gelir gelmez uyurdum.Annemde alışkın olduğundan sesini çıkartmadı.Ağzıma bir kaç lokma ekmek attıktan sonra odama geçip yarıda bıraktığım uykuma devam ettim.
Uyandığımda çoktan sabah olmuştu,okulun ikinci günü biraz daha bilinçli bir şekilde uyandım.Okula giderken pek fazla ozenmezdim giyimime.Dolaptan aldığım siyah pantolonum ve gri renkte bir tişört giyinmistim.Sabahları kahvaltı etmeyi sevmedigim icin ona ayiracagim vakitte telefonumu kurcalayıp uykumun açılmasını sagladım.
İlk bir hafta tanışma,kaynaşma faslı derken,birinci haftanın sonunda hemen hemen herkes alışmıştı birbirine. Herşey güzel hoş,bir kaç arkadaş seçip kendime onlarla takilmaya başladım.Eğleniyoruz,gulusuyoruz sanki birbirimizi yıllardır tanıyor gibi şimdi ki aklım olsa nerden geliyor bu samimiyet derdim.Herneyse işte.. Tam haftanın ortası çarşamba günü ilk kez alarm çalmadan uyandım,kendimi ilk kez böyle hissediyordum.Tuhaf.Evet içimde bir şey vardı ama hiç yaşamadığım bir şey,dışarı çıkıp eşek gibi anirmak istiyordum.Sabahın köründe ne bu enerji ?Dolabı heyecanla açtım,siyah taytımla üstüme de bir tişört geçirip acele acele çıktım evden.Neden çıktığımıda anlamis değilim zaten.Her türlü servis bekliycen sen napiyon ? diyen olmadı o da ayrı mesele. Serviste bile duramadım yerimde,ilk bölümde bahsettiğim o kızın yanına oturuverdim.O kız bugün benimle konusacaktı,başka yolu yoktu benim için."Günaydın", deyişimle kafa sallayıp tebessüm gösterdi."Bir ağzını acar misin diyecektim."."Anlamadım?" "Içerde konusmanı sağlayabilecek herhangi bir organ var mi diye merak ettim"dedim gayet ciddi ve kendimden emin bir şekilde.Fazla sacmalamiş olmalıyım ki,kız cevap vermeye bile tenezzül etmedi.Peki ya ben napiyim ilk defa böyle uyandım bir güne,ilk kez bu enerji içimde.Ben pes edip yerine oturacakken okula girdiğimizi gördüm. Koşarca adımlarla sınıfa yürüdüm.Beşinci dersin sonu,öğle tatiline giriş sıralarında tabiricaize öküz oturdu içime. Nefes alamıyorum,sinir geldi.Ulan noldu şimdi sabah ki Dilana.
Her ogle tatilinde oldugu gibi kantine indik.Ilk yarim saat fazla sira oldugu icin beklemeyi tercih ediyorduk.O sırada da ne giyenler dönüyordu aramızda bir bilseniz.Karla sevgilisini anlatırken bi kaç saniyelik bir yere takılmış gözlerim.En tanımlaması gereken yere takılmıştı farkına olmadan.Açık kahverengi iki çift göze.Kalakalmistim,ne yapmam gerektiğini bilmiyor öylece Karla'nın suratına bakıyordum.Hiç bişey hissetmiyodum,ne olduğunu soruyolardi anlatamiyordum.Çünkü ne olduğunu henüz bende anlamis değildim.bir çift göz neden bu kadar sersemletmisti ki beni ?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DEĞİŞİM
Teen Fiction27 Eylül Çarşamba Yeni okul,yeni arkadaşlar diyerek başladığım lise hayatımın içine sıçan genç arkadaşa teşekkür ederim..