Tanışma

14 1 3
                                    

(Multi Kumsal)

Evet. Izmirde ilk haftamı doldurdum. Annemler yüzünden burada teyzemin yanında kalmak zorundayım. Çünkü iyi bir eğitim şartmış.

------

Sabah tabikide teyzemin güzel (!) sesiyle uyanmıştım "Kumsal kalk hadi yavrum. Ay sen hep böyle uyur musun. Daha ilk günden geç kalacaksın." Teyzem söylenmeye devam ederken bende kalkıp banyoya girdim. Kısa bir duşa girdikten sonra saçlarımı kurutup giyinme işlemine başladım. Üzerime beyaz omzu hafif düşük bir bluz giydikten sonra altıma lacivert pantolonumu giydim. İnce bir eyeliner çektim, kirpiklerim zaten uzun olduğu için hiçbir zaman rimel sürme gereği duymadım. Siyah kol çantamı da gerekli eşyalarla doldurduktan sonra aşağı inmeye başladım. Mutfaktan harika kokular geliyordu. Mutfağa gittiğimde teyzem beni farketmemiş olacak ki şarkı söyleyerek domates doğruyordu. Arkasından gizlice gidip yanağını öptüm. İrkilince bıçağı birden bana çevirdi. "Teyze napıyosun ya beni doğrayacaksın". "Napayım kızım birden öpünce korktum. Hadi geç sofraya bakalım". Sofraya oturduğumda gerçekten acıktığımı fark ettim ve hemen kahvaltıya yumuldum. Sofradan kalkıp yukarı çıktım ve ince mürdüm rengi yağmurluğumu giydim. Malum daha sonbahar olduğun için yağmur sürekli yağıyordu. Birden aşağıdan yanık kokusu gelince panikledim. Tam aşağı koşacakken teyzemin "ayy gitti güzelim börekler" diye bağırdığını duyunca durdum. Teyzem sakar bi insandı arada sırada oluyordu böyle şeyler ve biz ev ahalisi olarak buna zaten alışıktık. Kol çantamı da alıp yavaş yavaş merdivenleri inmeye başladım. Kapıya geldiğimde teyzeme seslenip evden çıktım. Babamın bana aldığı mini coopera bindim. Babamın şirketi vardı ve eniştemle yani teyzemin kocasıyla ortak çalışıyorlardı. Beni de burada ki özel ışık kolejine vermişlerdi. Okula doğru giderken şarkı açmıştım ve yolu kaybetmemek için de büyük çaba sarfediyordum. Nihayet okula geldiğimde park yeri aramaya başladım. Boş yer bulduğumda direk arabayı park ettim. Tam arabadan inecekken bi dallama gelip arabamın sol aynasını kırdı. "Napıyosun ya gerizekalı arabamın aynasını kırdın. Park etmeyi bile daha öğrenemedin mi." Ben bunları sayarken karşımda ki kişiye bakmamıştım ama kim olduğu beni ilgilendirmezdi zaten. Bu araba bana hediyeydi bu yüzden arabama çok değer verirdim. Kalın bir erkek sesi duyunca başımı kaldırıp karşımdaki kişiye baktım. Esmerdi ve oldukça sert yüz hatları vardı. Koyu kahvesi gözleri ve sert bakışları da ona oldukça yoğun bir hava katıyordu. "Keşke bi nefes alıp konuşsaydın be güzelim". "Sanane ya istediğim gibi konuşurum" "peki tamam sakin ol özür dilerim oldu mu" diyip çekip gitti dangoz. Hey allahım sen bana sabır ver. İçimden arabama çarpan dangoza söverken aklıma birden bana güzelim dediği geldi. Dangoz ya arabama çarptığı yetmiyormuş gibi bide güzelim demişti. Neyse diyerek okula giriş yaptım. Bir sürü badana gibi makyaj yapmış kız vardı ama ben asla onlara özenmemiştim. Onlar gibi de asla olmam zaten. Beni beğenen doğal halimle beğensin isterim. Bahçeye girdiğimde iki tane kocaman grup vardı. Biri bahçenin sağ tarafında diğeri ise de sol tarafındaydı. Ortada da birkaç kişi vardı sadece. Bahçenin içinde yürüyüp okulun içine girdim ve müdürün odasını aramaya başladım. Koridorda bir çocuğu görüp durdurdum ve müdürün odasını sordum. Çocuk üst kat diyince hızlıca yukarı çıkmaya başladım. Kapının önüne gelince üstümü kabataslak düzeltip kapıyı hafifçe tıklattım. İçeriden gir diye ses duyunca girdim. Müdür kırklı yaşlarda tombul sevimli bir adamdı. "Hocam ben sınıfımı soracaktım da" "Tabi kızım adın ne ?" "Kumsal Ateş" "Sınıfın 12/B kızım gidebilirsin." Hiçbir şey demeden odadan çıktım. Ve arkamı döndüğümde bilin bakalım ne oldu. Sabah ki dangozla karşılaştım. "Noldu arabana çarptığım için beni müdüre mi şikayet ettin" "Aslında senin gibi dangozları ciddiye almam" diyip merdivenlerden çıkmaya başladım. Tabikide o benden böyle bir laf beklemediği için donup kaldı ve bende zafer gülümsemesiyle sınıfa girdim. Kendime bir yer edinip uyuklamaya başladım. Tüm gün tanışmalarla geçti. Ve gerçekten çok sıkılmıştım. Bir an önce eve gidip uyumak istiyordum. Otoparka gittiğimde aynamın sapasağlam olduğunu gördüm. Aslında pek şaşırdım da diyemem zaten arabamı tamir ettirmesi gerekiyordu. Moralim düzelmişti artık. Eve keyifle gittiğimde kapının açık olduğunu gördüm ve tabiri caizse ödüm bokuma karıştı. Gidip gitmemek arasında kalınca tüm cesaretimi toplayıp eve girdim ama koltukta oturan bir adet beril beklemiyordum. Beril benim kardeşim dediğim tek insandı. "Berilll" "Kumsaalll" ikimizde aynı anda bağırınca ev yerinden oynadı resmen. "Bebeğim benim için buraya kadar nasıl geldin" "Aslında pek de senin için gelmedim" "Kim için geldin o zaman ?" "Buraya taşındık kumsal artık hep seninleyim" diyip boynuma atladı ama ben hala dediği şeylerin şokundaydım. "Sen ciddi misin beril ?" "Evet bebeğim" diyip sarılmayı bıraktı. Daha sonra beril her zamanki berilliğini yapıp aç olduğunu söylediğinde birer sandviç hazırlayıp meyve suyu koydum ve salona gitmeye başladım. Beraber karnımızı doyurduktan sonra odaya geçtik. Birden telefonuma mesaj geldi. Hemen açıp okumaya başladım. Okuldan gelmişti ve yarın geleneksel tanışma partisi olduğunu yazmışlardı. Ben tabikide hemen ne giyeceğimi düşünmeye başladım. Yarın uzun güzel ve yorucu bir gün olucaktı...

YalancıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin