Hell of Kyungsoo hikayesinin devamıdır.
***
"Yah! Kesin şunu! Evi ateşe vereceksiniz."
"Üzgünüm Soo, hepsi bu şeytan yüzünden." Derken bana yapmacık bir üzüntüyle bakan Sehun'a göz devirmiştim.
"Ateşimi kıskanıyorsun Sehun. Bence asıl sorun sende."
"Rüzgarlarım ve ben gayet mutluyuz şeytan, senin ateşini neden kıskanayım. Bence sen sönüp gitmekten korkuyorsun."
Chanyeol, Sehun'un lafına tüm binayı inletecek bir kahkaha atarken ben çoktan başımı ellerimin arasına almış ve mutfaktan oflayarak çıkıp salondaki koltuğuma kendimi atıvermiştim. Birisinin ateşiyle havaya atmaya çalışırken diğerinin rüzgarlarıyla onu söndürüp kızgın bir boğaya çevirişine daha fazla katlanamayacaktım. Çok sevdiğim mutfak perdemin tutuştuğundan bahsetmiyorum bile.
Onlar da benim peşimden geldiklerinde zıt kutuplara ayrılıp beni izlemeye başlamışlardı. Yüzlerinde merak vardı ve ben bunun anlamını hala çözememiştim. İlk olarak Sehun damlamıştı eve. İnsan olduğumdan beridir benimle iyi anlaşır olmuştu. Nedenini sorduğumdaysa "Şaşırıyorum, çünkü iyi bir insan olacağın aklımın ucundan bile geçmemişti. O nedenle iyi anlaşacağımızı umuyorum." Demişti. İlk başlarda garipsesem de ki hala garipsiyordum, bu beni rahatsız etmekten çok eğlendiriyordu. Hem sıcak bir günde size biraz esinti gönderecek arkadaşınızın olması hiç de fena değildi.
Sehun geldikten birkaç dakika sonra ise Chanyeol gelmişti. Şeytanken arkadaştık ve ateş onun uzmanlık alanı diyebilirdim. İnsan olduğumdan beri peşimden ayrılmıyor, senin şeytanın ben olabilirim diyerek gezinip duruyordu ama eskiden kötü olan birisi olarak onu nasıl başımdan savmam gerektiğini biliyordum. Bana kötü hisler aşılayamıyordu ama yanımda gezinmesine de izin veriyordum. Yine farklı bir açıdan bakarsak, kışın soğuğunda evinizi ısıtacak bir arkadaşınızı olması da hiç fena değildi.
Soru sormak için ikisini bir kez daha kontrol ettim. Chanyeol'ün elinde büyüyen ateşler, Sehun'un dondurucu rüzgarları arasında kaybolup gidiyordu. Sehun bu durumda çok keyifliyken, Chanyeol için aynı şeyi söyleyemezdim. Açıkçası içten içe ben de eğleniyordum.
"Biliyor musun Sehun? Bazen melek olmadığını düşünüyorum."
"Neden Soo?"
"İstediğin zaman çok gıcık olabiliyorsun."
Sadece havalı havalı sırıtıp karşımdaki tekli koltuğa zıplayarak oturdu. Yüzümde küçük bir gülümsemeye neden olmuştu.
"Bana sorarsan tam bir şeytan." Demişti Chanyeol, ama pek de umurunda değil görünüyordu. Yanımdaki boşluğa oturduğunda bir müddet koltuğun kenarlarıyla oynadıktan sonra dudakları yere doğru uzanmış bir şekilde bana baktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
The Heaven Of Jongin // KaiSoo ONE SHOT -2
FanfictionDünyadaki tüm küfürleri hakettiğimi söylersem, kafama vurup "Dünyadaki tüm güzel sözleri hakediyorsun." Diyeceğinden adım gibi emindim. KaiSoo One Shot~ #The Hell Of Kyungsoo one shot'ının devamı niteliğindedir.