İri gözlerim parmak uçlarıma kaydı. Soğuk duvarlar parmaklarımı yormuştu.Eğik kafamı kaldırmak istemiyordum.Etrafın üzerimde bıraktığı etkiden nefret ediyordum.Zayıf yönlerimi bilen bir karşı taraf beni buna muhtaç etmişti.
Mccann benim tüm zaaflarımı ,eksik yönlerimi,artılarımı ve beni benden daha iyi bilirdi. Ancak ben onunla uzun süre geçirmeme rağmen çok az şey bilirdim. Kendini benden hep gizlerdi ,bir şey açığa çıkartmazdı.Ona bu konular hakkında soru sormaya korkardım. Yapısı değişikti ve çoğu şeyde insanlar korkardı.
Lise zamanında o sonuncu sınıftayken benim için bir yıl sınıfta kalmıştı ve müdüre baskı uygulayarak kendini benim sınıfıma atmıştı. Ondan küçükler ile dolu olan sınıfta fazla olgun duruyordu. Yanımda oturarak herkesin hakkımda laf çıkarmasına izin veriyordu. Derste üzerimde kızların gözlerini hissediyordum.Garip,kıskanç ve nefret dolu bakışlar. Hiçbiri iyi bir şekilde bakmamıştı. Ama kızların aksine erkekler bakamazdı. Yanımda oturan büyük kişiden korkup kafalarını duvar tarafına çevirmezlerdi.
Dizime yasladığım kafamı kaldırıp sağ elimle yanağımdaki ıslaklığı sildim. Saçma okul anılarım canımı yakmıyordu , bok çukuru içinde oluşum canımı yakıyordu. Onun yüzünü tekrar ve tekrar göreceğim midemi bulandırıyordu.Eşsiz teninin üzerindeki çeşitli dövmelerine tekrar bakmak istemiyordum.Benimle beraber uyurken tişörtsüz yatardı ve haç dövmesinin üzerinde parmaklarımı gezdirirdim. Bunu alışkanlık yaptırmıştı ve hala yatarken parmaklarımla yastığımın kumaşını bozardım. Altı yıl geçmesine rağmen üzerimdeki etkileri bir gram bile azalmamıştı.
Ellerimi soğuk zemine koyarak kendimi yukarı ittim ve ayağa kalktım ve üzerimde oluşan tozları çırptım.
Adımı attığım da boş yerde oluşan 'tak' sesi kulaklarıma geldi. Boş olmasına rağmen çok korkunç bir yerdi. İnsanın baştan aşağıya titremesini sağlayabiliyordu. Kirli,siyah renkli ,yaştan ,kısa duvarlar yıllar önceye ait olduğunu belli ediyordu. Üzerindeki kurumuş koyu renkteki sıvıların ne olduğunu söylemişti. Onlar insan kanıydı.
Gözlerimi kısıp bakışlarımı eski kanlardan çektim. Derin nefes alarak ilerledim. Boyum normal bir kıza göre kısa olduğu için tavana yetişemiyordum. Alçak tavanı olan bir yerdi belki Jason elini kaldırsa dokunabilirdi ancak kısalar sadece beni anlayabilir şuan.
Uyuşmuş avuç içlerimi sıkarak sağlam olmayan kanlı duvara vurdum. Üzerindeki kurumuş kanların bazıları o kadar eskiydiki yere sanki taşmış gibi düştü. Gözlerimi tekrar etrafta gezdirmekten korkuyordum. Bakılmaz bir yerdi.
Hafif olan gücümle tekrar yumruk yaptım ve duvarın kan olmayan tarafına vurdum. Kalın bir plastiğe vururmuş gibi ses çıkartıyordu. Böyle bir yerde tutsak kalan biri ben değil de Jason gibi olsaydı kaçmayı anında başarabilirdi.
Elimi üçüncü kes yumruk yapıp duvara ard arda vurdum. Bu sesi duymasını umut ediyordum. Boğazımı temizleyip ağzımı açtım.
"Hey Mccann!"
"Orda mısın korkak !"
Derin nefes alarak tekrar denedim.
"Jasy" dedim yutkunarak.
Yıl 2011 mart ayında Jason'la ayrılmadan önce ona Jasy demiştim. Beni şuan fark etmesi için tekrar demek zorundaydım. Çok hoşuma gitmişti ona bunu demem ancak şuan tiksiniyor olabilirdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
The Devil // Mccann
FanfictionKoşarak uzaklaşıyordum. Ellerimdeki kanı silmeye çalışıyordum. Çıkmıyordu. Kan Çıkmıyordu. Ayaklarım iflas etmemek için çabalıyordu. Kaçmalıydım. Çünkü Jason Mccann'ı vurmuştum. Hayatım artık eskisi gibi olmayacaktı ve ben bunu biliyordum.