•Jungkook•
"Seninle uyumak istiyorum Kookie.''
birasını yudumlarken kulağıma fısıldadı ve sanki onun para ödediği bir sürtükmüşüm gibi güldü. Gözlerimi devirdim ama aklımın en derinlerinde ikimizin yatakta şey yaparkan ki görüntüsü geliyordu -- Aman Tanrım! Az önce ne düşünmüştüm öyle.
Tahminime göre şuan sarhoştular çünkü konuşmalarında bu bar-restoranttaki birinin elbisesini sökmek ve masada şeyleri kalkmışça dans etmek gibi şeyler duyuyordum. Ben de gizlice karnımda kelebeklerle eğleniyordum. Çok susuz hissedince, meyve suyumun sonuna kadar içtim.
''Şu reçelsiz göte bakın, şimdiden elendi! Bir dışarı!''
Taehyung bağırdı ve yarın sanki hiç gelmicekmiş gibi güldü. ''göt'' kelimesini duyunca bilmediğim bir nedenden dolayı kıkırdadım.
''Şimdi...2 dışarı! Çünkü Yoongi de çoktan uykuya daldı.''
Jin bir lady gibi bağırdı, cidden o bile artık normal halinde değildi. Yoongi aslında iyi bir içici değildi ama bu bizim ilk ödülümüz olduğundan o da içmişti.
Yanımdaki bana yapışan çocuğa baktım. Uyurken kafasını omzuma koymuş ve omzumda dinleniyordu ayrıca kolları hala belime sarılıydı. Onu uyandırmak için kafasını salladım ama tutuşunu daha da sıkılaştırdı.
''Hadi uyuyalım'' mırıldandı ve kızardım. Kafamı ona yasladım ve üç sarhoşa baktım onlar da çoktan bizim samimi pozisyonumuza bakıyorlardı.
''Ah-err-uhmm'' kelimeler ağzıma gelmiyordu! Ben de yalnzca iç çektim.
''Hadi gidelim saat çoktan gece yarısı 12 oldu. Jungkook rüya gören porn (nasıl çevireyim bilemedim) Jimin'e karavana kadar eşlik eder misin?''
Nmajoon sordu ve bende kafamla onayladım. Onu sırtımda taşıyarak caddeden hızlıca ilerledim. Jimin'i karavana sokarken zorlandım ama sonra şansen başardım. Arabaya doğru gelenlere baktım, komik bir şekilde yürüyorlardı. Hoseok, Yoongi'yi gelin tarzında kucağında taşıyordu.
Jimin'in kafasını bacaklarıma yatırdım. Parmaklarımı yumuşak kahverengi saçlarına geçirdim. Yolculuk sessiz geçmiş sayılmazdı çünkü Taehyung ve Hoseok ''Dope''u çok yüksek bir sesle trot versiyonda söylüyorlardı, Yoongi de uyandığında onlarla dalga geçti ve lanet okudu. Bunu eğlenceli bulmuştum.
Jimin'i sırtımda yurda taşırken yine ve yine zorlandım çünkü ayaklarını itmeye başladı ve kulağıma doğru kıkırdadı. Yurdumuza geldiğimizde gülen götü yatağıma fırlattım. Şimdi yarı uyanıktı yani bu fırsatla kıyafetlerini kolayca çıkarabilirdim.
Tamam bunun kolay olduğunu düşünmüştüm ama hayır değildi! Tişörtünü çıkarırken ''tecavüz!!'' diye bağırıyordu sonra da mazoşist bir tecavüzcü kurbanı gibi gülüyordu. Gözlerimi devirdim ve Timberland'lerini ayakkabılığa fırlattım. Pantolonuna baktığımda yutkundum. İri çıkıntı benimle cehennem azabı gibi dalga geçiyordu.
''Bü-büyük'' mırıldandım ve gözlerim daha da açıldı, sanki daha çok açılabilecekmiş gibi. Cevap vermedi, bu onun yeniden uyuduğunu göteriyordu.
Daha önceden hissettiğim sıcaklık geri geldi ve aklıma yeniden birkaç tane utanç verici fikir geldi. Kemerini açtım ve ellerimin titrediğini hissettim. Çabucak çıkardım ve pantolonunu yıkama yerine fırlattım. Hormonlarımı çıldırtan kırmızı kısa bir boxer giyiyordu.
Dokunmak geçti aklımdan onun gerçek mi yoksa göründüğü kadar sert mi olduğu konusunda şüphelendim. Dokunursam nasıl tepki ya da inleyip inlemeyeceğini merak ediyordum. Acıtmazdı değil mi?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Heart Sigh | Jikook [çeviri]
FanfictionJimin ve Jungkook BTS grubunun birer üyesiydi. Konu "BROMANCE"e gelince lider de onlardi. Peki bu ilişkileri yalnızca bir fanservis miydi yoksa kamera arkasında da bir şeyler varmıydi... |hikaye aslı @jikookpie a aittir|