•Jungkook•
''Oh''
birinin konuştuğunu duydum ve kafamı sesin geldiği tarafa çevirdim. Jin'in ağzı açılmış bir şekilde bize baktığını görünce aniden Jimin'i ittim. Jimin sızlandı ve başını acı verici bir ifadeyle tuttu. Üç kere gözümü kırptım ve arkamı dönerek dört kere de yutkundum.
''B-bu hiçbir şey be-''
''Sana onu çağırmanı söyledim onu şey yapmanı değil.'' Jin sözümü kesti ve kıkırdadı.
''Ö-öyle değil! B-bu züppe ü-üzerime düştü! V-ve dengemizi kaybettik.'' Açıkladım ve yanaklarımın utançtan kızardığını söyleyebilirdim.
''Hey sadece dalga geçiyorum, ne çok savundun?'' kafasını eğlenceyle sallarken güldü ve mutfağa geri döndü.
Jimin'le birbirimize baktık. Bana kafası karışmış bir görüntü verdi ve az önce olanlara neden kızardığımı merak ediyordu tahminimce. Omuz silkti ve ayağa kalktı. Gözlerimle kaslı vücudunu taradım ve dudaklarımı yaladım. Etrafa bakındı ve giysi dolabımıza doğru yürüdü, gözlerim onun yuvarlak ve büyük kalçalarında çivilendi, kırmızı sıkı boxerı onlara dokunma hissime yardımcı olmuyordu. Aman tanrım azmak için çok erkendi.
Kafamı bu düşünceleri silmek için aptal gibi salladım. Ayağa kalktım ve mutfakta Taehyung'un yanına oturdum.
Hoseok Jin'e yardım ederken Taehyung telefonuyla oyun oynuyordu. Namjoon'un burada olmadığını fark ettim.
''Namjoon nerde?'' Jin'e sordum.
''Şu an başkanla olan buluşmasında. Buluşmadan sonra burada olur.'' Jin söyledi ve parlak bir gülümsemeyle bana bir tabak verdi, Jimin ve benim hakkında kuşkulanmışa benzemiyordu, bu iyi bir şeydi. Kimsenin en küçük üyenin gay olduğunu bilmesini istemiyordum, Jimin'e karşı.
Birkaç dakika sonra, Yoongi ve Jimin mutfağa yürüdü. Yoongi'nin kolunu Jimin'in omzuna koyduğunu görünce kaşlarımı çattım, ama anlayışlı olmalıydım bende onları görmezden geldim. Yoongi onun yanına oturdu.
Yemeği yedik ve ordan burdan konuştuk. Yoongi bize mixtapeleri, onun içinde bulunmaktan ürktüğü durumlardan bahsetti. Hepimiz ona güldük çünkü o Namjoon'dan sonraki en erkeksiydi. Taehyung "Someone Like You"yu cover yapmak istediğini dile getirdi ve Yoongi ona bir tane geçirdi ve götüyle Taehyung'a güldü, ikisi kedi kavgası başlattı ama Jin onlara "Nimetin önündeyiz!" diyerek susturdu.
Yemeği bitirdiğimizde, bulaşıkları yıkamak için gönüllü oldum. Hepsi odalarına çıktı Jimin dışında. Yanıma gelince onun varlığını görmezden geldim.
''Sana yardım edebilirim." dedi ve ben de hımladım. Tahminen benimle birlikteyken rahat hissetmişti ve bunu rahatlatıcı bulmuştu ama bilmiyordu ki o etrafımdayken ona daha çok kapılıyordum.
"Dün gece birini sevdiğini söyledin hatırlarsam" konu açmak için birden söyledi.
"Oh.Uhmm...azcık." emin olmayan bir umutla söyledim kim olduğunu sormaması için.
"O kim Jungkook?" sordu ve dondum. Yüzümün kasıldığını farketti ben de beceriksizce kıkırdadım.
"S-sadece okul arkadaşım, yeah." yalan söyledim, cevabın kendisi olduğundan haberi yoktu.
"Oh şanslı kız." Jimin mırıldandı. Kız?Senden başka kedicik Jimin. (ne mânada anlamadın :D)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Heart Sigh | Jikook [çeviri]
FanfictionJimin ve Jungkook BTS grubunun birer üyesiydi. Konu "BROMANCE"e gelince lider de onlardi. Peki bu ilişkileri yalnızca bir fanservis miydi yoksa kamera arkasında da bir şeyler varmıydi... |hikaye aslı @jikookpie a aittir|