Bir Koreli Chen Varmış Canı Sıkılan 2

482 19 1
                                    


Taksim Gümüşsuyu'nda güzel sayılacak bir ev tuttum sonunda! Tabi gökten para yağmadı dedem verdi parayı. Acaba her şey para mıydı ,Chanyeol haklı mıydı? Sırf ben ailem ile Ayvalık'a taşınmak istemiyorum , çalışmak istiyorum diye dedem biriktirdiği parasını yollamıştı.

Ne annem de babam ayrı ev konusuna sıcak bakmışlardı ama o kadar okul okudun bari çalış da adam ol diyerek beni kaderime terk etmişlerdi. Evi hayatta bulamazdım uygun fiyatla ama sağolsun Baekhyun yardımcı olmuştu her yerde eli kolu vardı.

Evin rengini hiç değiştirmedim krem renkli olarak kaldı. Sonra birden evin duvarı bile bana onu hatırlattı.Chanyeol evlendiğimizde evin duvarı ne renk olsun diye sormuştu. ''Gök mavisi olsun salon mmm yatak odası da açık bebek pembesi olsun!'' demiştim. Sonra sunum ödevim vardı üniversitede benim ödevin fon rengini de pembe ve mavi yapmıştı o zaman şaşkınlıkla ona bakmıştım o da '' Evimizin rengi böyle olacak aşkım bari ödevinin rengi de öyle olsun'' demişti.Sayesinde öğretim görevlisi sürtük renkleri beğenmediği için sunumumdan puan kırmıştı! O gün bana çok değer verdiğini düşünmüştüm ama şu an ne oldu da ayrı düştük ne oldu da herşey değişti diye kendimi yiyip bitiriyordum. Ama ona söyledim bana ciddi düşün öyle gel dedim! İçim bu yüzden rahat.

Tek başıma kalmak çok korkunç. Lise ve üniversite birinci sınıftayken deli gibi ayrı ev istiyordum ama şu an bu istediğim şeyin o kadar da ahım şahım bir şey olmadığını fark ettim. Belki Chanyeol hayatımda olsaydı bu ayrı evin tadını çıkarabilirdik ama o da yoktu... Aptal dana!

Anneler gününde anneme kahvaltı seti almıştım baya pahalıya gelmişti ama değerdi. Yine güzel turkuaz bir mavi ve üzerinde şeker pembesi gül desenli çaydanlık ve kahvaltı tabağı,bardağı takımıydı. Tabii o anneler gününde kavgalı olduğumuz için hediyemi kabul etmemişti. Odamın bir köşesinde dururken nerden bilebilirdim ki ayrı eve çıkıp da kullanacağımı!

Güzel bir kahvaltı sonrası staj yapıp orda devamlı olarak çalışmaya karar verdiğim ufak şirketime doğru yürürken o da ne?! Bu bir Akita değil mi?! Akita köpeği! Hani şu Hachiko filmindeki o tüylü harika japon köpeği! Dört tane köpek bakmış biri olarak köpek görünce sevemeden edemiyordum.

Ailem köpeklerimizi de alıp gitmişti bana kalan sadece şişko kedilerim kalmıştı evde eşyaların ağzına ediyorlardı tırnaklarıyla.

Neyse köpeğe doğru yaklaştım , o sırada çekik gözlü sahibi adam köpeği çekti. Galiba köpekten korktuğumu sandı halbuki ben sevmeye geliyordum!!!

 +Sevebilir miyim?

-Ah, tabii ki ama biraz ıslak tüyleri.

+Hayır sorun değil. Awww çok tatlı. <3

+ Nerelisiniz?

-Güney Kore.

+Ah çok güzel! Çok az Korece kelime biliyorum ama Japoncam daha iyi.

-Bende biraz Japonca biliyorum.

+Burda okuyor ya da çalışıyor musunuz?Burda mı yaşıyorsunuz?

-Evet hemen burda Gümüşsuyu'nda oturuyorum. Çalışmıyorum , okul da yok.

+Anladım. Bu arada benim adım....(Buraya kendi adınızı söyleyin hehe ad veremezdim çünkü bu bir oc yani sizsiniz.)

-Benim adım da Kim Jongdae. Bana Chen diyebilirsiniz. Görüşmek isterim. Buralarda mısınız?

+Ah evet , evim ve işim burda. Bu arada telefon numaramı verebilirim.

-Teşekkür ederim , whatsapptan konuşalım!

+Peki görüşürüz!


İşe doğru yürürken aha yağmur başladı harika! Hızlı olsam iyi olur. Şimdi az önce olanlar neydi?! Neden ben bir Güney Koreli'ye kabir soruları gibi ard arda bir sürü soru sordum? Birde numaramı verdim? Yani amaç neydi?! Chanyeol'u unutmak mı? What the fucckkk! Ama şu Chen denilen çekik herifte yatıştırıcı bir şey vardı sesin tonu bile insanın içini gıdıklıyordu. Her şey çok çabuk gerçekleşti!

İşyerim harikaydı. En azından samimi bir ortam vardı bir de sportif gidebiliyorduk en güzeli buydu. Özel şirketlerin iyi yanı buydu ama kötü yanı ise cumartesi günleri yarım gün çalışıyor olmamızdı!
İyi bir yerlere gelmek adına çaba harcamam lazımdı. Yapacak bir şey yoktu. Akşam oldu ve tek bir market bile yok lan burda bi gözüme çarpan ufak Migros oldu. Burası da kazıktır ha desem de el mahkum bir şeyler aldım. Kasa önünde sıra beklerken bu önümdeki herif birine benziyor ama aha bu Chen! Ne yapsam acaba omzunu dürtüklesem ve merhaba mı desem? Yok boşver giderken zaten fark eder seni sus sen önüne bak diye içimden kendimi temkinledim.

Poşetleri almış çıkarken beni fark etti.

+Ne yapıyorsun? Ben şimdi yemek yapacağım! Oruçlu musun?

-Hayır oruç tutmuyorum çünkü akşama kadar boğaz patlatıyorum. Bende yemek yapacağım ama mutfağım hala yerleşmedi. Eve yeni yerleştiğim için tencereler yıkanacak , mutfağı toparlayacak sonra anca yemek yapacağım.

+Anladım. Mmm eğer senin için uygun olursa benle yemek yer misin? Çok aç olmalısın.

-Neden olmasın, gerçekten çok açım.

+Korkuyor musun?

-Huh? Neyden? O.o (lan seni eve atıcam mı demek istedi şimdi buO.o)

+Hahah Kore yemeğinden. Korkma böcek yemiyorum. Gayet sağlıklı yemekler yapıyoruz biz Koreliler. Endişe etme yiyemeyeceğin bir yemek asla yapmam :)

-Eheheh ben Kore noodle'ını yemiştim çok lezzetli. Ve biliyorum Koreliler ondan böyle zayıflar :)))

+Hadi gidelim o zaman! :)


Yazar notu : Bir sonraki bölüme bıraktım devamını eheheh neden derseniz , canım öyle istedi bi de biraz fanfinifinfon olacak yani tensel yakınlaşma o yüzden bir sonraki bölüme sakladım. *evil smile*

Anılarımdaki Sen hikayem yarıda kaldı nedenini açıklayacağım isterseniz bana özel mesaj atabilirsiniz. Bu hikayeyi daha çok seveceğinizi umuyorum :))


İstanbul'da Bir Chen (SMUT) (OC )Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin