Başka Ten (Smutumsu Smut Bölüm) 3

574 21 14
                                    


Yazar notu: Eyyy okuyucu ahali! :D Okurken bir yandan da oylayın bir de yorum yapın yoksa hikaye yazma şevkim gidiyor -.- Bi daha ki bölüm gelmeyebilir ona göre -.-  gifteki o dilini awwwwww neyse -.-

Oha evi çok güzel! Tam denizi görüyor camdan bakınca, bir de evinde ufak piyano dikkatimi çekti. Harika! Aydınlık , ferah bir evi vardı. Her şey yerli yerindeydi. Ulan gelse benim evi görse zanneder eve hırsız girmiş, bu ne dağınıklık der. Ohh evde güzel temiz bir çiçek kokusu var hani ucuz oda parfümü kokmuyor benim ev gibi.

''Sen burada otur ve beni bekle. Tv izleyebilir, evi gezebilirsin. Kendi evin gibi gör. Bende çok aç olan sevgili misafirime güzel yemekler hazırlayayım olur mu?'' diyerek gitti mutfağa. Döndü götünü gitti lan benim cevap vermemi beklemeden gitti herif. -.-

Neyse , etrafa bakalım. Hmm neden hiç bu evde resim yok?! Ne bileyim benim evde kedilerim, köpeklerimle , ailemle ve sevdiğim ya da nefret ettiğim arkadaşlarımla resimlerle dolu ev. Ama hiç resim yok evinde hmm acaip. -.-

Piyano. Hayatımda ilk defa karşımda piyano görüyordum bu ufaktı ama güzeldi. Çekinerek kapağını açtım ve tuşlarda parmağımı gezdirdim tabii ki tuşlara basmadım ama merak da ediyordum. Aha ayh motherfucker! Tuşa bastım ve piyanonun tuşu resmen can çekişen bir ses çıkardı. Aha Chen gelecek şimdi acaba kızdı mı?! Diye kafamı şöyle bir salonun kapısına uzattım. Oh iyi gelen giden yoktu. Tuşlara biraz daha hafifçe dokundum ; ince bir nota çıktı.

Şu an deli gibi parmaklarımı vura vura rastgele tuşlara basmak istiyordum yaramaz bir çocuk gibiydim. Ensemde bir nefes hissettim. En hassas olduğum nokta ensemdir. Ensemin öpülmesinden çok haz alırım (yazarın itirafı assfflgkghlşfgfşkşf)

Yutkundum arkamı dönmeli miydim? Yo fark etmemiş gibi davranmak en güzeliydi. O sırada piyanonun üstündeki ellerimi tuttu ve sanki benim ellerim piyanoyu çalıyormuşçasına ellerimi hareket ettirdi bunu biliyordum bu All Of Me şarkısının nakarat kısmıydı! Narin elleri ellerimi hareket ettiriyor bana piyanoyu çaldırıyordu bunun için hafif eğilmem gerekiyordu hafif dizlerimi kırdım bu sırada totom onun alt bölgesine değdi. Omo omo! Çok utanç verici!

Bu sırada ensemdeki nefes hızlandı . Dik şekilde durmak daha iyiydi. Kendimi dik şekilde bıraktım ama arkama dönmemekte ısrarcıydım.

''Piyanoyu sevdin mi?''

''Evet, oldukça çok sevdim.''

''Sana öğretebilirim istersen hm?'' Bunu derken o sesindeki ince tını ve altında yatan başka mana... Bana çok fazlaydı. Birden kendimi vicdan azabında hissettim. Chanyeol! Belki bana dönerdi?! Ve ben şu an başkasıyla oluyordum! Ama o beni terk etti , benimle ciddi düşünmedi o hala çocuk gibi olgun değil ve bana hiç sahip çıkmadı. Ama bu adam... Chen...Chen çok olgun ve karizmatik.

''Neden olmasın? Öğretmeni çok isterim. Hem japonca pratik yapabilir miyiz?''

''Tabii ki. Evim ve ben hep buradayız. Gel bana kafan estikçe. Kollarım her zaman sana açık olacak. Open arms...'' dedi. Open arms şarkısını mırıldanarak mutfağa döndü. Ah siktir ağzı çok iyi konuşmaları, imaları... Bir de altında yeni geçirdiği gri dar eşofmanı... Erkekliği belli oluyordu hafiften. Bir saniye benim gözlerim hangi ara oraya kaydı?! Ben hiç bir erkeğe böyle bakmazdım ama bu adam hem kalbimi hemde başka şeyleri harekete geçiriyordu. İlginç bir cazibesi vardı.

Odaları gezmeye karar verdim. Kocaman bir kütüphanesi vardı.  Ve sallanan sandalye! En sevdiğim şeydir! Hep bir sallanan sandalyem olsun istemişimdir! Kendimi sandalyeye attım oh harika hissettiriyor. Elime Haruki Murakami'nin Sahilde Kafka'sını aldım. Oha orjinal dilinde yani japoncasıydı!

İstanbul'da Bir Chen (SMUT) (OC )Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin