BEYAZ CADI-1

62 10 4
                                    

Hava soğuk ve yağmurluydu. Köyün tüm insanları uykuya dalmışken sadece bir evin ışığı yanıyordu. Yaşlı kadın heyecanla adamın kulağına bir şeyler fısıldadı. Adam başını endişeli bir şekilde sağa sola salladıktan sonra karısını görmek için yavaşça odanın kapısını araladı ve içeri girdi.

Karısı yorgunluktan bitap düşmüş, gözleri kapalı şekilde yatakta yatıyordu. Yavaşça yanına doğru ilerlerken karısı gözlerini açtı ve yanındaki örtüyü kaldırdı.. Adam gördükleri karşısında memnuniyetsizliğini belli eden bakışlar eşliğinde yatağa oturdu ve karısının elini tuttu. "Kızda...belirti var mı?

Kadın açtığı örtüyü kapattı ve ağlamaklı bir sesle cevap verdi. "Gözleri gri..."

Adam endişeli bir şekilde elini saçlarına geçirdi ve gözlerini karısından kaçırdı."Saçl..." Kadın adamın sözünü bitirmesini beklemeden cevap verdi. " Beyaz.."

Adam büyük bir hızla ayağa kalktı ve odada volta atmaya başladı. Ne yapacağını düşünemiyor, karısının ne tepki vereceğini kestiremiyordu. "Eğer kalplerinin kanlarının dağa akıtılmasını istemiyorsak...onları hemen öldürmeliyiz... Carmenta.

-

-Ashleena, inekleri sağdın mı?

Annemin ses tonundaki tınının inekleri sağıp sağmadığımı sormak yerine, kıçımı kaldırıp inekleri sağmam gerektiğini vurguladığını çok iyi biliyordum. Elimdeki aynayı biraz daha yakınlaştırıp çirkinliğimi seyretmeye devam ettim. Sivilcelerim gün geçtikçe azalmak yerine daha kötü hâl alıyordu. Göz altlarımdaki mor halkaların uykusuzluktan belirdiğini sanırdım ama 5.yılın sonunda artık onlarında kalıcı kusurlarımdan biri olduğunu fark ettim. Morlukların olup olmaması yüzümde büyük bir fark yaratamazdı, ben her türlü çirkindim. Çocuk yaşlarımdayken dış görünüşümü pek umursamazdım ama büyüdükçe bu durumdan nefret etmeye başladım. Demek istediğim; kim köyün çocukları tarafından atılan taşlara ve hakaretlere maruz kalmak isterdi ki? Ama çocuklara da kızamıyordum; bu çirkinlik karşısında iltifat mı bekliyordum sanki?

Aynayı kıyafetlerimin arasına sıkıştırdıktan sonra oturmaktan uyuşmuş ayaklarımı hareket ettirmeye çalıştım. Annemin azarlamasını duymak istemiyorsam bir an önce ahıra gidip ineklerle ilgilenmem gerekiyordu. Tam ayağa kalkacaktım ki odanın tahtadan yapılma kapısı gıcırdayarak açıldı. Ellerimle kulaklarımı kapattım ve annemin azarlamalarının bir an önce bitmesini diledim. Kulaklarımın uğultusu dışında ses olmadığını fark edince kafamı kaldırıp tüm güzelliğiyle karşımda duran anneme baktım. Bir kadın nasıl bu kadar güzel olurdu da kendi öz yavrusu nun insana benzer bir tarafı olmazdı? Ah, gerçekten çok çirkindim. " Ashleena istersen inekleri buraya getireyim, ne dersin?

Anneme cevap vermek yerine gözümü dolabımdaki oymalara diktim. Çoğunlukla kendimi dolaba kilitlemeyi ve bir daha hiç çıkmamayı isterdim. Şu anda o anlardan biriydi. Annem halimi anlamış olmalı ki hemen önüme oturup ellerimi tuttu. "Tatlım, bir sorun mu var? "

Derin bir iç çekip klişe kahverengi gözlerimi annemin duman grisi gözlerine diktim."Anne, ordan bakınca cidden sadece bir sorunum varmış gibi mi gözüküyor? Artık insanların arasına çıkmak gelmiyor içimden. Gün geçtikçe düzelmek yerine çirkinleşiyorum."

Ah, çirkin olduğumun farkındaydım ama bunu dile getirmek gerçekten canımı yakıyordu. " Ah Ashleena, aslında o kadar güzelsin ki.. Sadece bunu göremeyecek kadar dışarıdasın, o kadar." Sonra birden ayağa kalktı ve çocuklar gibi ellerini birbirine vurarak neşeyle güldü. "Hadi annene şarkı söyle de keyfin yerine gelsin."

BEYAZ CADIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin