2 KIZ 2 ERKEK

...Eve geldiğimizde ikimizde yatağımiza serildik. Sabah benim yakışıklı prensim kahvaltıyi hazırlayıp beni öperek uyandiriyordu. Bende onu öpüp masaya geçtim. Bu Burak aşk ya vallaha. Herkese böyle eş nasip etsin Allah. Kahvaltı yaparken konu konuyu açtı ve kızımızın adını ne koysak diye düşünmeye başladık. Sessizliği bozan Burak oldu:
- Sevgilim.
- Efendim canım.
- Aşkım kızımızın adını Berra koysak rahmetli anneannemin adı.
- Hmm... Canım benim de bir fikrimi sorsaydin.
- Biliyorum hayatım şak diye söyledim ama ne bileyim senin fikrin nedir?
- Ben Yağmur veya Eda koymak istiyordum.
- Yani anneannemin adını beğenmedin.
- Yok aşkım çok beğendim ama bizim bebeğimiz boşver onların isimlerini demek istedim.
- Aysun ne sacmaliyorsun? Onlar benim ailem ve onları asla boş veremem.
- Anladım kavga edelim.
- Canim Hayır.
- Emre tamam yarın git çıkart kimliği.
- Aysun kızma lütfen.
- Git başımdan
- O halde iki isim koyalım. Ben Özür dilerim. Niyetim seni kırmak değildi.
- Ama kırdın.
- Biliyorum. Çok Üzgünüm canım.
- Peki belki ben biraz abarttim.
- Kabahat gerçekten bende.
- O zaman Berra Yağmur koyalım. Herkes istediğini söylesin.
-Tamam gel sana sarilayim.

5 ay sonra..

Sabah kalktığımda sancim tutmuştu. Doğum zamanı gelmişti. Hemen Burak i uyandırdım ve hastaneye gittik. Tam altı saat sonra benim meleğim doğmuştu. Minik vücudu ellerimin arasında kayboluyordu. Bu duyguyu her kadın yaşamalı. Bu arada Burak yoktu. Tam onu arayacağım zaman kapı çalındı.

- Gir.
- Canim bak kızımızın kimliği. Berra Yağmur bak. Allah'ım bu bebek bizim mi?
- Evet canım. Çok güzel dimi?
- Evet canım. Sıcaklığı tüm vücudumu yakacak sanki. İyi ki varsın meleğim kızım. Sende iyi ki varsın canım eşim. Sizi seviyorum.
- Bende sizi cok seviyorum canım eşim ve birtanecik kızım.

  10 Gün Sonra...

Bugün kızım on günlük olmuştu. Sabah ağlama sesiyle uyandık. Ilk once onu emzirdim güzeller güzeli bebeğim çok acikmisti.Ben onu emzirirken Burak'in isteği üzerine ona döndüm:
-Günaydın aşkım.
-Günaydın hayatım.
-Aşkım bugün Buse ve Emre bize gelsin mi akşam yemeğine?
-Hayatim harika dusunmussun. Ben hemen Buse'yi arayayim.

Komodinin üzerinde olan telefonumu aldım ve onu aradim saat on bucuktu:
-Günaydın canimin içi...
-...
-Iyiyim canim sen?
-....
-Neredesin?
-...
-Süper o zaman. Bu akşam Emre ile birlikte bize yemeğe gelsene. Zaten doğuma da gelememiştin. Malum Italya'daydın ya Emre ile. Hani onun ailesi ile tanisacaktin ya.
-.....
-Çok mutlu oldum birtanem. Akşama bekliyorum. Saat sekiz uygun mu?
-...
-Tamam anneme...
-...
-Lafı ağzımdan aldın.
-...
-Görüşürüz hayatim.

Emre daha soru sormadan ona cevabı verdim:
-Geliyorlar. Hemen hazırlıklara başlayalım.
-Olur. Hadi önce kahvaltı sonra iş başına.

Kafamı salladim. Bebegimiz uyumustu.  Kendi odasındaki besiğine yatirdim. Sonra mutfağa girdim. Burak bazı seyleri halletmisti. Bende ona yardım edip hemen kahvaltı yaptık. Sonra topladık. Salondaki koltuğun birine oturdum. Burak'da hemen yanıma oturdu ilk önce yanagimi öptü sonra da elini omuzuma attı;
-Akşama ne yapacaksın?
-Güveç olabilir veya imam bayıldı.
-Hmm. Hayatım niye sen yapıyorsun?Daha fazla yorulma hem bebek hem hazırlık. Hizmetlimiz Emine Hanim da yapabilir.
-Aşkım söylemeyi unuttum. Ona ve kızı Feyza"ya bugün izin verdim. Herşey benim elimden olsun diye. Çorba olarak mercimek ve tatli olarak da tel kadayıf yapayım diyorum. Patates salatası ile de patetesli börek yapacağım. Olur mu?
-Sen yaparsın da olmaz mı?

Bende yanagini öptüm ve hazırlıklara başladık. Saat akşam yedi buçuk olmuştu. Ilk once salondaki büyük masama pudra saten ve uçları dantel olan ortumu serdim.  Daha sonra en sevdiğim yemek takımını çıkardım. Yemeklerimi bufeme koydum. Daha sonra minik prensesimin pembe zibinli elbisesini giydirdim. Bende kırmızı tişört ve dar paça pantolonunu giydim. Burak'a baktığımda siyah tişört ve beyaz kapri giymişti.Az sonra zil çaldı.Misafirlerimiz gelmişti son dakika dudak rengi bir ruj sürüp kapıyı açtık;
-Hoşgeldiniz.
-Hosbulduk kuzum.
-Içeri geçelim.

Içeri geçtik yemeğimizi yedik.Sonra koltuklara oturup konuşmaya başladık.Saat geç olduğu için on bir gibi kalktılar.Meleğimiz de uyumustu.