79

89 6 0
                                    

Geçenlerde bi arkadaştaydım biraz otrduk sohbet muhabbet falan neyse işte zamanda amma geç olmuş deyip kalkayım dedim.Dolmuşa binecem durağa doğru yürüyorum. Taktım kulaklığı son ses duman dinliyorum o aralarda pek iyi deildim ruh sağlığı açısından. Sevdiğim çocuktan 7 ay boyunca haber alamamıştım. Milyonlarca kez aradığım telefonu her seferinde kapalıydı, bissürü sesli mesaj birçok sms bırakmıştım. oturdukları evden taşınmışlardı, ne bir arkadaşının ne de bi başka birinin haberi olmadan sanki sessizce terk etmişti hem beni hem bu şehri ve geride kalan herşeyi. Amcasına, halalarına ulaşmaya çalıştım ama hiç bi iz bulamadım.Arkadaştık aslında ama çok ilerlemişiz farketmeden kocaman dağları aşmışız aramızdaki samimiyetle bi bakmışız aşık olmuşuz sonra biz de anlamadık zaten nasıl sevgili olduğumuzu. Çok çok iyi bi ikiliydik. Ondan haber alamadığım 7 ay öncesinden 6 ay boyunca sevgili, ortalama 5 ay boyunca da yakın bi arkadaşımdı. Anlam veremedim her seferinde beni nasıl böyle hiçbişey demeden usulca bırakıp gittiğini. Oysaki son sözü de kendini güzel bak seni seviyorum meleğim'di. İşte bu yüzden yaralarım ağırdı son zamanlar. Beni terk ettiğini düşünmüştüm. Yakar bi sigara açar bi içinde binlerce kalp kırığı olan dertli bi şarkı dolanıp dururdum. Kendimi avutmaktı benimkisi dışarı çıkıp kendi halinde takılıp arkadaşlarla eğlenmek falan. Sıradandı aslında ama zamanla alışıp unutuyodum yokluğunu derken bugünü yaşadım işte. Durağa doğru ilerlerken hepsi canlanmıştı aslında aklımda hafif bi acımıştı içim ama sonra geçer hadi yürü dedim. Durağa gelince bi kaç adım ilerde yerde oturmuş önünde mendil serili bi teyze gördüm ilk gördüğümde sıradan dilenci işte dedim ama sonradan bana gülümsediğini farkettim. Aldırmadım ama detaylı baktığını ve bana gel diyip parmağıyla işaret ettiğini gördüm. Gittim yanına beni mi çağırdın teyze dedim. Parmağıyla karşı yolun biraz ilerisindeki mezarlığı gösterdi. Sonra üzülme Allah bilir kimi ne zaman yanına alacağını ölüm elbet kimseye yakışmaz amma Allahın takdiridir o isterse yakıştırır dedi. Sölediklerinde gram bişey anlamamıştım deli midir nedir dedim içimden sonra kafa salladım evet teyzecim dedim o ara dolmuş gelmişti bindim.Eve gelince annem bi kutu uzattı sanaymış bu dedi ppt'den gelmiş. Kiminden geldiği belli değildi ama baya da heycan yapmıştım ilk defa kargo aracığıla bana özel bi kutu gönderilmişti. Hızlı hızlı açtım ama karşılaştığım manzarayla donup kaldım. İçinden sezerle(sevdiğim çocuk) benim fotoğraflarımız, onun saati, atkısı, bide kurumuş bikaç kırmızı gül vardı. Yıkıldım o an hıçkıra hıçkıra ağladım. Yüreğim nasıl acı çekiyodu mahvolmuştum. Atkıyı alıp kokusunu içime çeke çeke dökmüştüm içimi ağlayarak.Kutunun dibindeki küçük not kağıdını son anda farkettim. Küçük bi kağıt dörde katlanmış masumca duruyodu. gözyaşlarımdan bulanık görüyodum ama sonra hemen toparlanıp kağıdı alıp açtım. Bi telefon numarası ve bi adres yazıyodu, bulunduğum şehir mersindi ama adresteki yer ankarada bi yerdendi. Umurumda olmadan direkt telefonu alıp aradım. Telefonu açan ses ise sezerin ablasıydı. Kısık, hüzün dolu, umutsuz bi sesin ardından paketimi aldın mı diye seslendi bana daha alo demeden. Evet diyip ağlamaya başladım. Sonra neler oluyor bütün bunlar ne, nerdesiniz, sezer nerde diyip bağırmaya başlayınca ablası sakin ol daha fazla dayanamadığım için bunu hemen söyliyip kapatacağım dedi. Ne neler oluyor dedim.Ardından bana şunları söyledi ' 4 ay önce sezeri kaybettik başımız sağolsun, kanserdi ama sana bundan hiç bahsetmek istemedi üzülürsün ağlarsın diye. Yeniceğini sandı tek başına yaparım sandı ama olmadı. Kutudaki atkıyı son buluşmanızda takmıştı kavga edip tartışmıssınız ilk defa yanında çok sinirlenmiş ama ağlayamadığından eve sinirle üstünü çıkartırken o atkıya dökmüştü içini bağıra bağıra. Günleri ayları saydı seninle geçen bütün zamanında hiç çıkarmadı kolundaki o saati. Birlikte geçen anılarınıza gözünü bile kırpmadan saatlerce baktı. Fotoğrafınla uyurdu seni çok severdi.Gülleri de sana almıştı ama veremedi. Hastalığı artınca tedavi yüzünden acil olarak ankaraya taşınmak zorunda kaldık. Doktorlar artık herşeyin bittiğini onunla vedalaşmamızı sölediler. Sezerse sana bu kutuyu mersinde ayakta ve dirençliyken hazırlamıştı. Bendense sadece ulaştırmamı istedi ne zaman diye sorduğumda da sarılıp ağlamıştık. Bir süre sonra çok daha kötü oldu herşey ve o gitti. Seni çok seviyodu herşeyden çok. Yazan adres şuan da bulunduğum yer, imkanın olur da gelmek ister ve onunla vedalaşmak istersen seni her zaman beklerim. Kardeşimin hayatında olduğun ve onu mutlu ettiğin her dakikaya teşekkür ederim, kendine iyi bak ve kendini sakın üzme unutma o bunları sen üzülmeyesin diye yaptı şimdi ağlamanı istemezdi emin ol. Hoşçakal. dedikten sonra ses gitti. Ellerim ve ayaklarım uyuşmuştu olduğum yerde bayılmışım.2 hafta hastanede yattım. Üzüntüden mahvolmuş, ağlamaktan göz pınarlarım kurumuştu. Çok, çok acı çektim. Herşeyi bıraktım. 2 ay psikolojik tedavi gördüm. Okul,ders,hayatımdaki geriye kalan herşey hepsi biribirine girmişti ve yeniden başlamak zorunda kalmıştım. Olayın üstünden geçen bi süre duraktaki teyze geldi aklıma. Bütün bu olanların ardından onu aklımın ucundan bile geçirmemiştim. Sahi teyze hissetmiş miydi içimdeki acıyı? Biliyor muydu olanları? Kimin habercisiydi, yoksa bi melek miydi? Günlerce o teyzeyi de aradım ama onu da bulamadım. Şimdi ise bi daha aşık olmaktan korkmuş kalbi buruk, acı dolu, içinde fırtınalar kopan biriyim. Herkesten uzak,güçlü gibi görünen ama kendi içinde yaşadıklarıyla tamamen yıkılmış biri.

Tumblr Sözleri Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin