Gözlerimi açtığımda şöyle bir etrafıma bakındım , tüm oda beyazlar içerisindeydi . Normalde kaldığım hastanenin odası farklıydı. Birçok kırık dökük duvar yoktu yada ilaç dolu raflar . Sadece beyaz . Gözlerimi kırpıştırdım , herşey birden netlik kazandı . Düzenli gelen bip sesleri , kolumda hissettiğim birkaç acı veren sizri uçlu şeyler ve üzerimde ince bir battaniye . Yatağım ne sert ne de yumuşak olan yatakta doğrulmaya çalışınca başıma bir ağrı girdi ve mecburen geri yatmak zorunda kaldım .
Biraz kafamı dinlendirip tekrar kalkmaya çalıştım bu sefer başarılı olmuştum . Kalktığımda içimdeki ses " yat " diyordu " yat öl orda " ama yapamadım . Belki iyi günlerim gelir umuduyla yapamadım hep bir beyaz atlı prens bekleyişi işte . Hayaller beyaz atlı prens hayatlar beyaz önlüklü doktorlardı . Kapı bir gıcırtı ile açıldı ve hep yaşamaya alışık olduğum an çıka geldi yine yeni yeniden beyaz önlüklü , saçları aklaşmış , buruşuk yüzlü yaşlı bir doktor " nasılsın " dedi güler yüzlü bir ifadeyle ilk önce canım cevap vermek istemedi fakat karşılık verdim " iyiyim " dedim çünkü böyle güler yüzlü birisini bulmak çok zordu . Mutlu gözüken insanların etrafındakilerede mutlu olduklarını okumuştum . "Teşekkürler küçüğüm " dedi ve yanağıma bir öpücük kondurdu . Merak ettiğim tek soru " ölecek miyim " sorusuydu ve sanırım sessiz düşünemeyip sordum . " hayır küçüğüm " dedi " daha çok gençsin ve seni de diğer insanlar gibi iyileştireceğim " dedi sanırım bu bir Çağrı'ydı istemsizce güldüm . Demek herşey yalanmış .
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Melek'in Çağrı'sı
Viễn tưởngBazen umutsuz vaka iken çok parlak bir ışığa dönüşebiliriz .