Kurtuldum sandım ama kurtulamadım. Yaşıyorum sandım ama sadece sanmışım. Öfkeyle dolan kalbimi attıramamışım. Şimdi kendimide kaybettim. Ben nasıl bir kabustayım.
Hapishane'nin duvarına yazdığım yazıyı, İçeri dalan yiğit gördü. Sinirle okumaya başladı. "Bu ne?" dedi. Ellerimi iki yana açarak pişkinlikle "yazı"dedim. Gözlerini devirdi"sağol ya bilmiyordum! Devlet malına zarar vermekten bir kaç yıl daha yatarsın" dedi. Gözlerimi kıstım işaret parmağımı kaldırarak soru sorarmışçasına "ıı şey banane?" dedim. Ne diyecekse unutmuş gibi dışarı çıktı. Omuz silkip yere oturdum. Annemi ve Ayla'yı düşünüyordum. Bir kaç dakika sonra yine içeri yiğit girdi. Sanki gizli bir şey yapacakmışız gibi sessizce konuşmaya başladı "Aylin beni iyi dinle! Şimdi seni bir yere götürücem, sana soru sorucak sende yalan söyleyeceksin! Tamammı?" dedi. Evet düşüncelerinde haklıymışım, gizli ve yanlış bir şey yapacakmışız. "Ne?" diye bağırdım ve devam ettim. "Ben yalan söylemek istemiyorum. Cezam neyse çekmek istiyorum" dedim. Elini yumruk yaptı ve "saçmalama ya! Ne dediysem onu yapacaksın!" dedi. Tehtid kar bakışlarını aldırmadan "asıl sen saçmalama işini kötüye kullanma hem sen neden bana yardım ediyorsun?" dedim. Utanmış çasına gözlerini yere indirdi. Sonrada "ya sen niye yardım ettiğimi boş ver zaten bu ilk ve son sen sadece dediğimi yap zaten tıp raporu seni savunuyor" dedi. Anlamayarak "nasıl yani?" dedim. Büyük bir of çekerek "tıp raporunda başkası tarafından öldürülmediği yazıyo yani artık nasıl bir yalan söylediysen" dedi. Amcam ayağının kayıp kafasını vurduğunu söylemişti yani kafasına aldığı darbeyi böylece hem doğrulayıp hemde yalanlamıştı. "Hadi" diyerek kolumdan çekti ve dışarı çıktık. Biraz yürüdükten sonra bir polisin yanına geldik. Kalbim resmen ağızımda atıyordu. Bu yiğit'e söylemekten daha zordu. Doğruyu söylersem yiğit gibi kolumdan çekerek veya iterek hapse götürmekten daha kötüsünü yapacaktı, ama söylemessemde bir ömür boyu vicdan azabı çekecektim. Belki ceza çeksemde vicdan azabı gitmezdi ama bu sefer de babam gibi olurdum. Duygularım birbirleri ile kavga ederken adam yiğit'e "eğer yalan söylediysen kızla beraber sende hapsi boylarsın o çıkıca iş sahibi olur ama sen ne çıka bilirsin ne de işin olur!" dedi. Bu duygularımın dahada karışmasına neden oldu. Lazım olmadıkça mantık seçeneği yapmazdım ama şimdi oda karışmıştı. Ya hayatımı mahfedecektim yada mahfedecektim başka seçeneğim yoktu. Adam bana yaklaşıp"doğru söyle babanı senmi öldürdün?" dedi. Beynim donmuştu sanki birden "tabikide hayır" dedim söylediğimden acayip pişman olsamda hiç bir şey diyemedim. Adamda yanındakiyle konuşup "iyi serbest'sin ailene haber verelim alsınlar seni" dedi. Ben bir şey diyemeden yiğit "gerek yok ben bırakırım" dedi. Adamda kafasını sallayarak gitti. O gidince yiğit derin bir nefes vererek "yürü hadi" dedi. Ne sanı yordu bu beni? "Seninle geleceğimi düşünüyorsan yanılıyorsun"dedim. "Ben pislik değilim sakin ol" dedi "ben nerden biliyim? İn misin? cin misin? Bas git" dedim. Dişlerini sıktı ama bu benim tınımda bile değildi, haklıydım sonuçta. Kolumdan tuttu çekince debelenmeye başladım, bu sefer belimden tutarak kaldırdı. Ayaklarımı ölümüne sallamaya başladım, ama ona işlermi? Öküz gibi kaldırarak arabanın olduğu yere kadar götürdü. Salladığım ayağım bir adamın kafasına gelince durdum. Bizim öküzde bundan faydalanrak arabanın kapısını açtı ve beni indirmeden çevirerek arabaya koydu. Bir ayağımı bilerek onun kafasına vurunca sinirle kapıyı çarptı. Sürücü koltuğuna oturduğu sırada "dikkatli olsana" dedi. Bu pişkinliği beni dahada sinirlendirdi "keşke başka biyerine gelseydide hiç kalkamasaydın" dedim. "Ben sana yardım ettim şimdi sus ve kemerini bağla!" dedi. Şok içinde ona baktım, " benmi sana dedim yardım et diye? Etmeseydin hem bana yardım etmiş olman bana istediğini yapa bileceğin anlamına gelmiyor?"dedim. Kahkaha atmaya başladı "için fesat ben napıyım? Hadi kemerini bağla" dedi. Utançtan morardım resmen "ben kemeri takmam"dedim. "Sen bilirsin önde oturuyorsun ve arabayı hızlı kullanıcam"dedi. Omuz silktim ve camı açtım. Yol boyunca hiç konuşmadık evin önüne gelince "ay çok hızlı sürdün keşke kemeri taksaydım" dedim ve gülerek arabadan indim. Ayla koşarak bana sarılınca emre'ye bakıp "annem nerde?" dedim bana cevap vermek yerine yiğit'e öldürmek istercesine baktı. Ben bile korktum doğrusu. Annemi görünce ayla'yı bırakıp anneme doğru koştum o kadar hızlı koşup boynuna atladım ki nerdeyse yere düşecekti "annem" dedim ve hep beraber içeri girdik.
Yiğit'in ağzından;
Aylin öyle bir koştu ki annesine kardeşimin anneme son koşuşu geldi aklıma. Gözlerim doldu kendimi sıktım ve en yakın arkadaşımın yanına gittim. Evin önünde beni bekliyordu. Arabadan indim ve eve girdik. Herşeyi içimdeki herşeyi yetimhanede beraber ağladığım arkadaşıma, kardeşime anlattım. "Niye o kızı kurtardın ki?" dedi istemesemde anlatmaya başladım. "Benim kafama silah dayamışları annemi öldüreceklerdi ben umutsuzca orda beklerken biricik kız kardeşim anneme koştu ve büyük bir ses geldi annemin kafası kanıyordu ölmüştü rüya annemin katilini bıçakladı onu hapse attılar orda ona yapmadığını bırakmadılar güçsüzdü dayanamadı kardeşim öldü öldürdüler onu" dedim ve duraksadım gözümden akan yaşı sildim. "Kardeşim ben bunu biliyorum anlatıp üzme kendini" dedi. "Ben o kızı bu yüzden kurtardım kardeşime benziyor oda mağdur oda haklı oda acımasızca ölmesin"dedim. O akşam kafayı bulduk. Sabah kalktımda aklıma ilk gelen Aylin oldu. Yanına gitmek istedim ama bahanem yoktu son çare işime gittim.
EMRE'NİN ağzından ;
Stresli bir günün ardından Aylin'le beraber okula gittik. O sınıfa girince ona çaktırmamaya çalışarak Cengiz'in yanına gittim. Biraz konuştuktan sonra bana tek dediği "biraz kuzenini korusana ondan 10 yaş büyük olan biri lan resmen kızı kulanıyo olayı bilmiyorum ama bence yardım falan yalan buldu güzel kızı.. sende ses çıkarıyorsun ben olsam mahfederim onu" dedi. Dedikleri gerçek olabilir miydi? Aylin'i korumam gereken bir durum mu vardı? Koşarak sınıfa gittim. Öğretmen gelmiş aylin'de öğretmene mal mal şeyler söylüyordu.
Beni gören öğretmen "niye Aylin'in beni oyalamaya çalıştığı anlaşıldı" dedi. Bende gülerek içeri girdim. Derste Aylin kitaba bir şeyler çizip ağlıyordu. Herkes ne olduğunu sordu cevap vermiyordu. Teneffüste yine yerinde buldum onu en arkada camın kenarında öylece dışarı bakıyordu. En sevdiği çikolata, en yakın arkadaşları, benim ve bütün sınıfın onun için yaptığı şebeklikler ve en sevdiği ünlülerin videoları hiç bir şey onu mutlu etmedi hiç birşey. İkinci ders en arkada uyudu taki içeri yiğit denen herif girene kadar. Yiğit öğretmene bir şey söyledi ve aylin'i sınıftan çıkardı. Elimdeki kağıdı buruşturdum bir kaç dakika sonra Aylin içeri girdi. Yanımdan geçerken aylin'in kolundan tuttum ne dedi? anlamında kafamı salladım. Omuz silkip yerine oturdu o lavuk kıza ne dedi bilmiyorum ama diğer dersten daha iyi gözüküyordu. Aklıma kötü şeyler geliyordu doğrusu kıza ne vaad'de bulunduğunu bilmiyorum ama onun sıkı bir dayağa ihtiyacı olduğu kesin. Zil çalınca Cengiz'in yanına gittim ve olanları anlattım. "Hala buradaysa çekelim façasını aşağa" dedi. Hızla aşağıya indik tabiki bütün okul arkamda. Bahçede yiğit'le Aylin konuşuyorlardı. Yiğit Aylin'in omzuna dokundu. Kendimi tutamadım be hızla yiğit'e yumruk attım "bir daha kuzenime dokunmıyacaksın lan"dedim. Cengiz'de yumruk atıp "bir daha dokunma sevgilime" dedi anlamsızca ona baktım yoksa kandırdımı beni?...Beğenmenizi umuyorum yorum ve vote verirseniz çok sevinirim şimdiden hepinize teşekkür ediyorum hayırlı ramazanlar diliyorum iyi tatiller...😃😃
Bu arada @derentay eleştiri kitabını tavsiye ederim 😃😃
![](https://img.wattpad.com/cover/71141948-288-k350768.jpg)