Her giden ardında birşeyler gizler , bazende yıkıp gider. Ardında bıraktıklarını düşünmeden gider , yıkık dökük bir hayat sunar arkada bıraktıklarına. Ve geriye ise yıkık dökük bir hayat ile bir tutam kırık kalp kalır ortada. Gidene kolaydır aslında hayat , yeni yerler , yeni kişiler , yeni alışkanlıklar. Fakat kalan için çok zordur yaşam o hep onu hatırlar. Ne zaman mutlu olmaya çabalasa acaba şimdi ne yapıyordur ? beni unutmuş mudur ? diye sorular aklına takılır. İçinde bir yerlerde hâlâ onun yangınlarının külleri kalır... İşte bu kitap bunun için yazılmıştır, kalana geçmişi unutturmak için. Aslında hayat dedikleri gibi öyle rengarenk değildir , siyah ve beyazdır. Sen ya siyah olursun yada beyaz hiçbir zaman gri yoktur
, her zaman ya terk eden yada terk edilen olursun. Terk edileni hatırlamak geçmişte yaptığın fakat şimdi yapmayı bıraktığın bir alışkanlığı anlatmak gibidir çünkü sen kendi isteğinle terk edersin o terk edileni. Ama terk edeni hatırlamak içinde bir kağıt kesiği gibi acı yaratır. Kızgınlık , şaşkınlık duyguları besleyip üzülmekle beraber bir tutam da beklenti yer alır içinde. Onun bizi terk etmesinden pişman olup sürünmesini isteriz bazende. Ne kadar yanlış yaptığını anlasın isteriz veya kendimizi böyle avuturuz. Aslında gerçek amacımız aşağılanan olmamak olur bazen. Derdine derman bulamayan , içine atıp duranda soluğu sigara da alır ona en iyi arkadaş o gibi gelir. Fakat sigara ne konuşur nede derdinizi dinler. Ama insan aldanır işte içer ve eski anılarının arasında kendini buluverir. Sigarayı geçmişle bağlı bir kapı olarak mı görür bilmem. Ama o sadece terk edene dahada mutluluk verir sizin aciz haliniz onu dahada güçlü kılar. Ama siz ona inat yaşama tutunup daha da iyi yerlere ulaşırsanız bu sefer o sizi kaybettiği için aciz hale gelir. Aslında yaşam bir yarıştır başarılara ulaşan , ulaşamayanlar , gerçek dostlar , sahte insanlar gibi birçok şeyde birbirimizi kıskanır ve hemen yarışın içine bizde dalıveririz. Ama en çokta dostlarımız için yarışırız birkaç para kölesi olmuş insanın dışında herkes kendine bir dost arayışı içine girer. Çünkü bu dünyada en gerekli olan önce Anne sonrada dosttur.İyi gün dostu diye bir şey olmaz o anca iyi gün çıkarcısı olur , zaten gerçek dost dediğin öncelikle kötü günde senin yanında olur sana destek verir. Onunla kötü günlerden beraber iyi günlere çıkarsınız. İşte terk edilen de bu yüzden terk edeni unutamaz bir dost kaybettiğini sandığı için hemde istemediği halde. Ama bir taraftan da gerçek yüzünü görmüş olur ve foyasının meydana çıktığından dolayı da sevinir.Bazende tüm bu dertleri bırakıp sallar hayatı insan.Alır bir bardak çayı çıkar bir günbatımı balkona , derin derin bakar ufukta batan güneşe.Ve aklına hemen gidenler gelir aslında insan kendine bile demekten korktuğu için saklar hep bunu ama içinde hala o gidenler için umut saklar. Ruhu dinlendirmek için ne zaman sessiz bir yere geçsek en büyük korkularımız , endişelerimiz sarar dört bir yanımızı. Giden sanki bizden bir parça alıpta gider.Hayatta yaşayabileceğin en büyük acılardan birtanesidir.Sen kalbini ikiye böler yarısını ona verirsin ve o kişi kalbinin yarısını senden çalar. Ve sana geri kalan zamanda yarım kalpli bir insan vaad eder.Ama yarım kalpli bir insan olmak hiçbirşey değiştirmez tabi insan kalbini sadece iyiliklere , güzelliklere açık bırakırsa o zaman tek derdi insanları mutlu görüp kendisinide mutlu ettirmek olur.Sizi bilmem ama ben kendimi dertlerin arasında bulduğum zaman tek tesellim ölüm olur. Yani birgün ölmek için her gün yaşıyoruz kelimesi gelir.Bilmiyorum belki gerçekten bu söze kanıyorum belkide kanmak istediğim için rol yapıyorum.Kimin umrunda ? Sonuçta bana gidenleri kafaya takmamayı anlatıyor bu söz.
Giden iyidir kalan kötüdür veya tam tersidir demek yanlış olur çünkü şartlar bazende hiç istemediğimiz şeyleri yapmamızı sağlar zaten hayatın akışını kısacası kaderi şartlar belirler. Fakat bir gerçek var ki oda gerçekten ama gerçekten iki gönül bir olunca hiçbir şart onları ayıramaz. Masallarda yaşanan bu aşklar ve dostluklar hepimizin olmasa da çoğumuzu imrendirmiştir.Fakat birkaç istisna dışında o aşıklar ve dostlar masallarda kalmıştır.Ama biz ne masallardaki aşkları ne de dostlukları istiyoruz.Bizim aslında istediğimiz tek şey karlı bir havada çay dolu bir bardağa dokunduğumuzda hissettiğimiz sıcaklık kadar bir insana ısınabilmek. Geriye dönüp bakıyorumda gidenlere herkes benden bir parça alıpta gitmiş her giden aslında beni yavaş yavaş yok etmiş. Ruhsuz bir adam olarak hayatıma devam etmekten korkuyorum. Duygusuz bir insan olmaktansa ölmeyi istiyorum.Fakat en çokta çekip gidenleri unutup temiz bir sayfa istiyorum işte beni yaşama bağlayan sayılı şeylerden biri de bu fakat şunu unutmayın eğer yeni başlangıçlar istiyorsanız yüzleşin hemde herkesle içinizde en ufak birşey kalmasın. Ben yapamadım ama belki siz yaparsınız , benim hala geçmişte bıraktığım çok değer verdiğim ama sırtımdan bıçaklayıp hiçbirşey olmamış gibi hayatına devam eden sonrada çekip giden bir kişi var. Ama inanıyorum birgün kader bizi bir araya getirecek ve onunla yüzleşeceğim. İşte o zaman bende bembeyaz sayfanın üstünde duran bir kuş tüyü olup kendi hikayemi yazacağım fakat şimdilik sadece bunu ümit edebiliyorum... Her söylediğime de inanmayın benim yazdıklarımla kendimi kandırdım ben de şimdi. Eğer biri kalbinize girdiyse ve çekip gittiyse o asla aklınızdan çıkmaz çıksa bile kalbinizin bir köşesinde kalır. Bu durumda yapabilecek birşey yok. Zaten hayatta hiç yalan söylememiş insan yoktur , en dürüst insan bile kendine yalan söylemiştir. Ben her insanı bir ansiklopedi , terk edenleri ise bir kitap yerine koyarım. İnsanlardan bilgi kazanır , terk edenlerden ise ders çıkarırım fakat bazı cahil insanlar vardır ki onlardan da cahil olmamak gerektiğini öğrenirim. İyi hoş yazmışsın da bana geçmişimi unutturamadın diyenler olacak. Evet doğru ben hatta hiçbir insan size geçmişinizi unutturamaz ama acınızı hafifletebilir. Kabul ediyorum benim amacım size geçmişi unutturmak fakat bunun imkansız olduğunu biliyorum ama ne demişler "imkansız diye birşey yoktur zor ise biraz zaman alır" bende hep zorları severim. Ha bu arada eğer aklınızda " Peki geçmişi unutturabilecek biri var mı ? " diye soru varsa size şöyle söyleyeyim elbet vardır fakat ben hiç rastlamadım. Bellimi olur ? belkide hayat size kendinizi bile unutturabilecek yeni dostlar yeni aşklar sunar... Hani karşısında duramazsınız , hani gözlerinde kaybolursunuz , hani konuşurken saçmalarsınız ya işte o kişiyi asla kaybetmeyin o kişinin yerini asla dolduramazsınız. Şimdi düşünün ki bir kişiyle karşılaştınız onu delice seviyorsunuz. Oda size olan aşkını itiraf ediyor. Hayatlarınızı birleştirmeyi , ikinizde geçmişinizi unutmak istiyorsunuz ve evlendiniz. Bir apartmanda oturuyorsunuz. Birgün çöp atmak için dışarı çıkıyorsunuz , alt kata biri taşınıyor. Hayırlı olsun demek için adamın yanına yaklaşıyorsunuz. Ve tam bu sırada hayatım diye bir söz duyuyorsunuz evet bu ses tanıdık bir ses kim acaba ? Daha adamla konuşamadan sesin geldiği yöne bakıyorsunuz ses tanıdık fakat görüntü değil. Delirdiğinizi düşünüp hemen oradan uzaklaşıyorsunuz. Bir akşam balkona çıkıp uzun uzun düşünüyorsunuz bir an olsun onun geri geldiğini düşündünüz heyecanlanmıştınız fakat bu o değildi. Siz kendiniz görmek istediğinizi görmüştünüz. Ama şimdi bunlardan daha önemli birşey vardı düğününüz. Ne kadar geçmişi unutamasanda geleceğe dair umutlar beslemek istiyordun ve düğün günü gelir çatar. Tam nikahınız kıyılacağı anda aradan durun diye bir ses gelir. Evet bu sefer o giden dönmüş sanırım hemde pişman bir şekilde. Kulağında ve burnunda küpe elleri ojeli saçları ne renk belli değil yeşil mi mavi mi. Sanırsın bu o değil. Benim kara gözlü kiraz dudaklım gitti yerine serseri bir kız geldi dersin adeta. Konuşması desen adeta konuşmuyor alay ediyor. O anda tüm geçmişinizin silindiğini düşünün sadece önünüzde duran ucube görünümlü kıza bakarak evet diyorsunuz. Artık evlendiniz ve geçmişe dair umut bile kalmadı içinizde. Evet artık çok mutlusunuz ama bu bir yalan. Aslında bu gerçek değil hatırlarsanız sadece düşünün dedim ve düşündünüz. Gerçek olabilme ihtimali bile güzeldi kabul edin fakat şimdi sizin elinizde olan 2 şans var. 1. si geçmişi bırakıp yeni bir sayfa açar ve onu en derinlerde saklarsınız 2. si ise onunla yüzleşir ve ya ona olan sevginizi kaybedersiniz yada onunla tekrar birlikte olursunuz. Seçim sizde ama bence gerçekten onu çok sevdiyseniz ben yüzleşin derim. Sonuçta hayatta risk almak sizi cesur kılar ve ayrıca güzel şeye ulaşmanın yolu risktir. Zaten risk değil midir ? En değersiz şeyi bile paha biçilmez kılan ?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HER GİDEN BİRAZ DEĞİŞİR
Ngẫu nhiênHer şey terk edilmekle başladı. Zaten o günden sonra artık hiçbir şey eskisi gibi olmadı...