hebele hubele

172 19 20
                                    

"Bensuuuuuuuuğğğ." Lan ne var ne. "Zıkkıııığğm." diye anırdım. Annem kapıyı hızlıca açarak "Kız sen hala giyinmedin mi. Kalk çabuk kalk kalk." "Ya sıçarım okuluna uyumak istiyorum ben lan." diye bağırdım. "Ay  küfür de ediyor. Allahım neydi benim günahım." diye isyan eden anneme baktım ve "Anne allasen nabüyon ya. Çık çık giyinicem." dedim. Söylene söylene çıkarken göz devirip dolabımın karşısına geçtim. Noled girsin sana pazartesi. Gitmek istemiyorum okula ya. Sitem ede ede giyindikten sonra saçımı bağladım.

Okula gitmek istemiyordum. Noled girsin ki önceki liseden atıldığım için yeni bir liseye kayıt yaptırmıştım ve kayıt yaptırdığım günden beri götümden bela eksik olmuyordu. Biricik kankam eski okulumda kalırken ben yeni okulumda onsuz hayatta kalmaya çalışıyordum. Okuldan bezmiştim. Hiç arkadaşım yoktu. Orta okuldan tanıdığım 2 arkadaşımın peşinden bir o yana bir bu yana gitmekten sıkılmıştım. Derhal kendime yeni bir kanka bulmam lazımdı.

Bıkkın bir şekilde aşağı inmeye başladım. Annemin hazırladığı tostu hızlı bir şekilde yiyip geri kalan işlerimi hallettim. Ardından ayakkabımı giyerek dışarı çıktım. Aradan 10 dakika geçtikten sonra servis gelmişti. Herkese nefret dolu bakışlar atarak tekli koltuklardan birine oturdum. Kulaklığımı takıp derin hayallere daldım.

Servisin durmasıyla okula vardığımızı anladım. Toparlanıp okula doğru yol aldım. Bir kaç kat merdiven çıkma çilesi atlattıktan sonra sınıfın kapısından içeri girdim. Hala oturma düzeni yoktu ve ben nedense en boktan sırada oturmaya mahkum kalmıştım. Hocanın girmesiyle herkes ayağa kalkmıştı. "Evet gençler, bugün oturma düzeni yapıcaz herkes ayağa kalksın." diyerek el çırpan hocaya göz devirdikten sonra ayağa kalktım.

Nerdeyse çoğu kişi oturmuştu. Hoca ile göz göze geldikten sonra hoca "Sen" diyerek beni gösterdi. "Sen, Nardeniz'in yanına geç." dedi. Nardeniz ne lan. Gösterdiği yere bakıp 'hebele hubele' dedim. Bu kız bizim okulda mıydı lan? Çok takmadan yanına geçtim. Ardından başlayan dersle güzel bir uykuya daldım.

Resmen biri omzumu deliyordu. Kafamı kaldırıp omzumu delen kişiye baktım.  Kumsal karşıma geçmiş beni bekliyordu. "Bensu kalk hadi yemek yiyecez." Kafamı sıraya koyup gözlerimi kapattım. "Bensuuuuğğ" diye cırlamasıyla ayağa fırladım. "Ne var be ne var." Diye bağırdım. "Yürü yemek yiyecez." demesiyle acıktığımı anladım. "Önceden söyleseydin" diyip sınıftan çıktım. Şimdi yemek kalmayacaktı. Arkamdan gelen cıklama sesiyle Kumsal'ın geldiğini anladım. Kumsal eski bir arkadaşımdı ve bu okula gelince onun peşine takılmak zorunda kalmıştım. Ha birde sevgilisi Deniz vardı. Üzerimdeki ceketi çıkarıp belime bağladım. Yemek haneye varınca hızla içeri girerek yemek sırasına girdim. Vuhuu masalar boştu. Insanları ite ite yemeğimi aldım. Yemek önemli gençler. Kumsal ile birlikte sondan ikinci masaya geçtim.

Burdan karşıdaki insanları görebiliyordum. Kimseyi tınlamayıp zıkkımlanmaya başladım. Bu arada Kumsal bana geçenlerde gördüğü çocuğu anlatıyordu. Stalker ruhumu hareketlendirmişti. Etrafa göz gezdirdiğim sırada bakışlarım bir noktada takılı kalmıştı. Kumsal elini gözlerimin önünde sallayana kadar kendimde değildim. Silkelenip karşıma baktığımda bir çocuk bana bakıp gülüyordu. Aferin Bensu çok iyi bok yedin. Burası sıcak olmuştu sanki. Derin bir nefes alıp kafamı önüme eğdim. Lan ne güzel karnıyarık yiyordum. Ne gerek vardı böyle bir ekşına allasen. Arada bir çocuğa attığım bakışlar ve onun bana gülümsemesi eşliğinde sonunda lanet kantinden çıkabilmiştik.

Kumsal'ın kafamı ütülemesi sonucunda voleybol oynayanları izlemeye koyulmuştuk. Cidden kendime birini bulmam lazımdı yoksa bu okulda ölucektim...

~1 Hafta Sonra ~

Anırarak sınıfa girmiştim. Yerimde bi sağa bi sola tepiniyordum. Karar vermiştim. Kapıdan gelen ilk kişiyle kanka olucaktım. O sırada kapının açılmasıyla içeriye Nardeniz girdi. Evet şu sınıfın en suskun kızı. 1 haftadır yanında oturuyordum. Ben onun içindeki cevheri görmüştüm. Hızla yanına oturdum ve hiç beklemeden ona "Benim kankam olur musun" dedim."Ha?" diye bir tepki verdikten sonra eliyle kendisini gösterdi. "Ben mi?" diye sordu. "Yok anan" dedim gülerek. Sonra ciddi bir tavra bürünerek "1 haftadır kendime kanka arıyorum. Hem bak valla benle kanka olmak çoksel. Beraber yahuşukluları keseriz, sen basketbol izlersin ben futbol sonra sana çikolatalı süt alırım felan." dedim yavru köpek bakışımı atarak. Elini uzatarak "Tamam" dediğinde ona sıkıca sarıldım.

Bilmem içimde çok güzel bir his vardı. "Tamam bu kadar duygusallık yeter ben açım hadi yemek yiyelim" diyerek zıplaya zıplaya kapıya gittim. Nardeniz bana gülüyordu. Yolda yürürken sağdaki çocuğu gösterdim. "Mert Ateş. Okulun voleybol takım kaptanı. İnstagramda 10k takipçisi var" dedim fısıldayarak. Ardından duvar tarafındaki kızı göstererek "Buse Güneş. Mert'e kafayı fena takmış. Instagramda 27880 takipçisi var. Yandaki de Elif Soydaş. 12k takipçisi var ama hile yaptığını söylüyorlar. Mert 'in eski sevgilisi. Bak şu da Doğukan Sarı. Salak malak ama kızların ilgisini fena çekiyor." dedim. Nardeniz bana uzaylı görmüş köylü bakışı atarken "Ne" diyerek omuz silktim.

Kafasını iki yana sallayarak bir masaya geçti. Bende çikolatalı süt almaya gittim. O sırada karşıma yemekhanede gördüğüm çocuk çıktı. "Bismillah" diyerek tepki verdim. Evet BİSMİLLAH dedim. Çocuk gülerek yanımdan geçti. Hayır yani salak miyim neyim. Bismillah diyerek tepki mi verilir lan. Omuz silkerek çikolatalı sütleri aldım ve Nardeniz'in yanına gittim.

Yemekhanede ki olayı ve verdiğim tepkiyi duyunca hayvan gibi gülmüştü. "Amaaan" diyerek sütümü içmeye devam ettim. Öğleden sonraki dersimiz Beden eğitimiydi. Gidip üstümüzü felan değiştirdik. Oh oh.

KOD ADI: STALK Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin