Yıllar geçti ancak o gün yaşadıklarımın hiçbir ayrıntısını unutmadım. Yazmak ve yazmamak arasında kararsızdım yaşadıklarımı, ancak tüm dünya öğrenmeli gerçeği.
O zamanlar 14 yaşındaydım ve ortaokul son sınıfa gidiyordum. Bir beden dersindeydik ve hocamız serbest bırakmıştı. Hava hafif yağmurluydu ve gerçekten üşüyordum. Birkaç arkadaş hocadan gizli gizli sınıfa çıktık. Toplamda altı kişiydik ve en sonunda ruh çağırmaya karar verdik. Ancak Taylor istemedi.
Taylor sınıfımıza bu sene gelmişti ama hemen kaynaşmıştık. Tatlı kızdı ama zaman zaman gariplikleri oluyordu. Simsiyah saçları ve yeşil gözleriyle çok güzeldi.
Neyse, biz beş kişi ruh çağırmak için sınıfın ortasına yere oturduk. Taylor'sa sıralardan birine oturdu ve bizi izlemeye başladı ama yüzünden bunun olmamasını istediği belli oluyordu. Biz de korkuyordur diye bir şey demedik. Bir kalemliğin üzerine koyduk parmaklarımızı ve ruh çağırmaya başladık.
Tabii ki hiçbir şey olmadı. Ve biz de sıkıldık, bıraktık. O arada ben Taylor'ın yerinde olmadığını farkettim. Ne ara sınıftan çıkmıştı anlamadım ama bir şey demedim. Oturduk kızlarla sohbet etmeye başladık ama tam ben konuşurken ışık söndü. Kalktım açtım, bu sefer patladı. Biz hemen korktuk tabii, gidip öğretmene haber verecektik ki kapı sıkışmış. Bu sefer iyice korktuk ama oturup birilerinin gelmesini beklemekten başka bir şey yapamadık.
Tam korkumuz geçmek üzereydi, herhalde biri bize şaka yapmış diye düşünürken birinin fısıldadığını duydum ve kim fısıydıyor diye etrafa dikkatlice bakınca bir siluet gördüm. Diğerlerine de gösterdim sessizce ve "Kim var orada?" dedim.
"Ben varım." dedi tıslamaya benzer bir ses ve gölgeler arasından çıktı. Karşımızda yarı gölge gibi, yarı gerçek simsiyah gözlü, simsiyah saçlı bir kız vardı. Tabii çığlığı bastık.
"Neden bağırıyorsunuz, daha size hiçbir şey yapmadım. Ruh görmek isteyen sizdiniz." dedi aynı tıslamaya benzeyen sesle. O anda arkadaşlardan biri bayıldı ve ben de bayılmak üzereydim.
Direk kapıya abandık ama açılmıyordu. Sonra diğer kızlara bir şey oldu ve bayıldılar. Sadece ben bayılmamıştım. Bana yaklaştı ve "Seni seçtim. Bizimle dalga geçmek neymiş öğreneceksin." dedi. Yaklaştı ve çenemi tuttu. Sanki donmuş gibiydim ama yüzünü tam olarak görebiymiştim.
"Taylor?" dedim ve gözleri bir anda yeşilleşti. Beni bıraktı ve daha insansı bir görünüş aldı. Arkasını döndü. Sanki bana bakmak istemiyordu.
"Nesin sen?" dedim dehşet içinde.
"Söyledim ya, ben bir ruhum. Biz bir insana bağlanırız ve onun bedenini kullanırız. Onunla bir anlaşma yaparız." dedi tıslayarak.
"Ne anlaşması?" dedim.
"İnsanlara zarar vermeyeceğimize dair bir anlaşma. Ancak eğer insanlar bizi çağırırsa istediğimizi yapabiliriz." dedi.
"Peki şimdi ne oldu?" dedim ve sonra bu sorunun çok aptalca olduğunu anladım.
"Bilmiyorum." dedi ve ortadan kayboldu.
Aramızdalar, hatta bazen en yakınımız bile olabilirler. Belki bu yazdıklarımı okuyorlardır. Siz siz olun, ruh çağırmayın.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KORKU HİKAYELERİ
ParanormalBilgisayarın başına oturmuş "En fazla ne olabilir ki?" diyorsun. Bu hikayeler saçma geliyor sana. Zaten gerçek olsalar bir kere olsa bile bir şeyler yaşardın, görürdün onları değil mi? Yaşamadığından nasıl bu kadar emin oluyorsun? Sonuçta gecenin ka...