Bölüm 2

126 1 0
                                    

Teyzemlerin iki katlı büyük yazlığında benim için ayrılan büyük denilebilecek odadaydım. Ağırlıklı olarak mor ve beyaz renklerin olduğu bu oda, en son buraya gelişimde kilitliydi. Teyzem, Emre ve Ahmet amca için fazlasıyla büyük bu yazlığın boş odaları ise misafirler için geçtiğimiz yıl hazırlanmış. Ve şimdi bende çift kişilik yatağa oturmuş, önümde valizlerim önce hangisinden başlasam yerleştirmeye diye oo piti piti yapıyorum. Ne yapayım? En mantıklı yol buydu. En sonunda fosforlu sarı renkteki valiz ilk açılmaya daha cazip geldiği için tam onun fermuarına uzanırken kapıdan gelen birazcık -baya birazcık- hayvan böğürmesine benzeyen ses ile başımı kapıya çevirdim. Kuzenim olacak hayvanın bir anırmadığı eksikti. Kahkahalarla gülüyordu. Aptal şey. Sinirle ayağa kalkıp yanına gittim. Annesinin çocuğu işte ne olacak?

"Komik bir şey mi var Emreciğim?"

"Kızım sen nesin ya? O nasıl bir valiz açma şeklidir?"

Konuşmasına ara verip gülmeye devam etti. Ellerimi belime koymuş, sol bacağıma destek verip sağ ayağımı düzenli olarak yere vurup ritim tutuyordum. Bu genellikle sinirlenmeye başladığım aşamada yaptığım bir hareketti ki Emre de bunu fark ederek gülmeyi kesti. Dudaklarını birbirine bastırıp kahkahalarını engellemeye çalışıyordu. Yola gel Emreee. Biraz sonra ikimizde birbirimize bakıyorduk. O gülmeyi bırakmıştı sonunda.

"Gel buraya deli kız."

Kollarımı Emre'nin beline doladım. O da omuzlarımdan sarmıştı beni. Bu çocuğu gerçekten çok fazla özlemişim. Şakalarını, iğrenç ötesi esprilerini ve dengesizliklerini, her şeyini. O benim olmayan kardeşimdi işte. Biraz öyle durduktan sonra ayrıldık.

"Ah Melis özlemişim seni. Sen şimdi biraz dinlen. Akşamüstü dışarı çıkalım ve seni bizim grupla tanıştırayım."

Başımı salladım, o da çıktı ardından. Çıkmadan önce saçlarımı karıştırmayı ihmal etmemişti. Tabi ne kadar başarılı olduğu konusu tartışılır çünkü saçlarım topluydu. Sadece üstü dağılmıştı. Bu bile sinir bozucuydu ya neyse. Emre gittikten sonra bende bütün valizlerimi yerleştirmiş ardından banyoya girmiştim. Emre'nin bahsettiği arkadaşlarını oldukça merak ediyordum doğrusu. Uzun süredir yüz yüze görüşmemiştik ama her fırsatta telefondan konuşurduk. Emre her aradığında o gruptan bahsederdi. Sürekli onları anlatırdı ve ciddi anlamda gizemli bir grup oluşmuştu kafamda. Hepsinden az biraz bahsetmişti yani nasıl biri olduklarından filan. Beraber yaptıkları birçok şeyi anlatıyordu. Teyzemlerin yazlıkları küçük bir sitenin içindeydi ve Emre'nin arkadaşları da bu sitedeler. Onları görmek için sabırsızlanıyorum. Bu yüzden bir an önce hazırlansam iyi olur.

Teyzem bendeki kıyafet takıntısını bildiği için bu odamdaki dolabım da fazlasıyla geniş yer kaplıyordu. Canım teyzem. Islak saçlarımı kendi haline bıraktım. Çok şükür kuruyunca kabaran saçlarım yoktu ve doğal halini seviyordum. Bu konuda problemim yoktu. Şimdi gelelim kıyafet işine. Dolabımın büyük kapağını açtıktan sonra önünde yaklaşık yarım saat dikildim. Oldukça düzgün bir fiziğim vardı ve giysilerde uyum sorunu yaşamıyordum. O kadar düşünmenin ardından bej rengi bir elbise elime gelen ilk kıyafet oldu. Kısa sayılırdı ve etek kısmı çapraz kesimdi. Bu elbiseyi ne zaman aldığımı hatırlamıyordum ama üstüme giydikten sonra iyi ki almışım diye düşündüm. Saçlarım da bu sırada çoktan kurumuştu. Hafif bir makyaj yapıp telefonumu da alarak bizimkilerin yanına indim. Mutfaktan gelen Betül Sultan Kurabiyeleri'nin kokusu buraya daha önce gelmediğime lanet ettirmişti. Ve gerçekten bu kurabiyelerin üzerine tanımazdım. Ankara'da ki bütün pastanelerin sahipleri bu kurabiyeleri yese kapatırdı dükkanlarını. Buna garanti verebilirim. Ellerimi iki yanıma serbest bırakmış, burnumu havaya kaldırmış, o leziz kokuyu koklaya koklaya mutfağa gidiyordum. Çizgi filmleri hatırlayın. Şişman, iri bir adamı yola getirmek için büyük bir tabakta, ağız sulandıran, dumanı üstünde bütün bir tavuk kullanılır. İşte o şişman adamın da o anda yaptığı hareket bu olur. Şu anda kendimi o şişman adamla bir tutmuş olabilirdim ve bu bende bir mide bulantısı oluşturdu. Her neyse. İşte ben böyle gözlerimi de kapatmış ilerlerken birden çarptığım bedenle aniden gözlerimi açtım.

TATİLHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin