Okuldan yeni gelmiştim. O kadar yorgundum ki sıcak bir duştan sonra kendimi hemen yatağa attım. Tek istediğim birazcık uyumaktı. Gözlerimi kapatıp,uyumayı umut ederken annemin çığlıklarıyla irkildim. Neler olduğunu anlamak için hemen merdivene koştum ve iki adamın hayatımdaki en önemli iki insana silah doğrulttuğunu gördüm. Elim ayağım birbirine girmişti ne yapıcağımı bilmiyordum. Aşağı doğru inerken babam ve annemin son sözlerini duydum.
"DERİN KAÇ!"
Koşar adımlarla kapıya doğru gittim ve tam o anda tam iki kere ateş sesi duydum. Gitmişlerdi. Hayatımın en değerli insanları,annem ve babam gitmişlerdi. Beynimdeki bütün düşünceler yok olmuştu. Koşuyordum,arkamdan gelen silah seslerine aldırış etmeden sadece koşuyordum. Ağlayamıyordum,birinin gelip beni almasını istiyordum,arkamdan koşanların annem ve babam olmasını istiyordum ama değillerdi. Artık nefesim kesilmek üzereyken,durup o piç kurularının benimde canımı almalarına izin verecekken uzaktan gelen bir motorsiklet gördüm. Kafasındaki kasktan dolayı görmediğim bir adamın sadece "Bin hadi" demesiyle arkasına geçtim.
Baygın gibiydim. Vücuduma,suratıma çarpan o sert rüzgarla kendime gelmeye çalışıyordum. Bu dünyada tek başıma kalmıştım. Beni destekleyecek kimse kalmamıştı. Zor zamanlarımda arkamda olduklarını bildiğim iki insan artık olmayacaktı. Gözlerim kararırken bir çift renkli gözün beni taşıdığını gördüm