Anneme sinirlenerek yatağımdan kalktım. Pijamalarımı çıkartıp spor bir şeyler giyindim. Telefonumu yanıma aldım ve evden çıktım. Gerçekten sinirlenmiştim. Hemen Beste'yi aradım. En yakın arkadaşımdı. Ona her şeyimi anlatırdım. Beni sakinleştirmek için her türlü yardıma açıktı ponçiğim. Telefonu açtığında sesi biraz sinirliydi.
"Efendim Mira"
"Gene kim kızdırdı benim ponçiğimi" dediğimde hala sinirliydi. Normalde ponçiğim dediğimde ufak da olsa kahkahasını duyardım.
"Ne olduğunu boşver. Neden aradın. Onu söyle " dedi hışımla, sesi hala sinirliydi."Sen ne olduğunu söylemeden hiçbir şey anlatmıyorum ". Sesim biraz sinirli çıkmıştı.
"İyi o zaman kapatıyorum" dedi ve telefonu yüzüme kapattı.
Annemle kavgamızdan sonra Beste'nin yaptıkları iyice canımı sıktı. Beste normalde hiç böyle davranmazdı. Gerçekten kırılmıştım. Acaba ne olmuştu da böyleydi ? Acaba Yiğit mi bir şey yaptı diye aklımdan geçirdim.( Yiğit onun biricik sevgilisi ) Sinirimi biraz atlattıktan sonra kesinlikle bunu ondan öğrenecektim. Ya da bir başkasından.
Yürüyüş parkına indiğimde müzik dinlemeye başladım. Yürümeye devam
ederken telefonum çaldı. Arayan annemdi.
Telefonu açtığımda "Hemen kendine akşam için giyecek bir şeyler bak. Akşam için davet edildiğim yemeğe geleceksin" dedi.
Neden bu kadar gelmemi istiyor anlamıyordum. Evde tek başıma durabilecek kadar büyüktüm halbuki.
"Neden bu kadar gelmemi istiyorsun? Ben istemiyorum. Akşam için başka planlarım var. Mesela pijamalarımla vakit geçirmek ."
"Geleceksin diyorum. Seni biriyle tanıştıracağım"
Kimle tanıştıracağı merakımı uyandırsa da direnmek istedim.
"Bence bunu başka bir zamana erteleyebiliriz. Hiç modumda değilim""Itiraz istemiyorum küçük hanım. Akşam için çok az vaktin kaldı. Hemen alışverişe çık. Yoksa benim zevkime göre giyinnek zorunda kalırsın" dedi. Anlaşılan kaçamayacaktım. Ayrıca annemle zevklerimiz hiç uyuşmazdı ve onun aldığı kıyafetleri giymeye hiç niyetim yoktu.
Bende hemen eve gidip üstüme mavi çizgili gömleğimi, altına yırtık beyaz pantolonumu giyindim. Yanıma buz mavisi çantamı aldım.
Evden çıkıp taksiye bindim. Alışverişi tek başıma yapmak istemiyordum. Ama sabah zaten Beste'yle kavga etmiştim. Onu çağıramazdım.
Bende sınıftan Alya ve Yağmur'u çağırdım. Beste kadar çok yakın arkadaşım olmasalarda okulda hep birlikteydik. Onlarla AVM'de buluşacaktık. Tabi bende Ankara'nın en iyi mağazaları olan avm'ye gitme kararı aldım.Girdiğim ilk mağazada turkuaz etek kısmı kabarık straplez elbiseyi denedim. Üzerime tam oturdu. Ve vücudumu ortaya çıkardı. Altına topuklu ayakkabı giysem uzun bacaklarımı ortaya çıkarırdı. Ama gereksiz bir yemek için fazla abartılı düşündüğüm için çıkardım.
Mağazadan çıktığımda gördüğüm kişiyle tüm moralim düştü. Yılışık Mert ordaydı ve üzerime doğru geliyordu. Kaçacak bir yer aradım ve hemen Wc yazısını gördüm. Koşar adımla oraya giderken birden kolumu tuttu. Bütün bedenimle üstüne tükürmek istedim. Mert KAYA KOLEJİ'nin popüler ve çapkın çocuğu ve bütün okul onun bana bir hoşlantısı olduğunu söylüyor. Bense, benimle böyle davranan birinin benden hoşlanması yerine nefret etmesi gerektiğini düşünüyorum.
Yüzümü ona döndüğümde içimden tüm nefretimle yüzüne baktım.
"Selam güzelim " dedi alaycı bir sesle
"Kolumu sıkmayı bırakacak mısın yoksa şu çantamı kafanda görmek ister misin? " diye çıkıştığımda bir kahkaha patlattı.
"Tamam bırakıyorum. Ama sakin ol sana sinirlenmek hiç yakışmıyor bebeğim "
Ulan bebeğim ne lan. Resmen yüzüne tükürmemek için kendimi zor tuttum.
"Defol git Mert seninle uğraşamam. Daha önemli işlerim var" son cümleyi iğneleyici bir sesle söyledim.
"O işlerini benimle yapmaya ne dersin?"
Valla bu çocuk çok olmaya başladı.
"Birazdan arkadaşlarım gelecek. Bence hemen ikile. Yoksa beni bulduklarında üçümüzün üstüne çullanmasını istemezsin"
"Çok korktum gerçekten. Ya işlerini benimle hallet ya da seni burdan biri kurtana kadar bekleriz "
Anlaşılan bugün işimiz vardı.Ama ben burda kızları bekleyecektim.
Tam ağzımı açacaktım ki telefonum çaldı. Arayan Yağmur'du. Telefonu açacaktım ki Mert buna engel oldu. Elimden telefonu alıp kapattı. Sonra telefonumu cebine attı.
"Ulan şimdide hırsızlığa mı başladın sen. Ver telefonu yoksa avazım çıktığı kadar bağırırım."
"Bağıramassın. Eğer bağırmaya dahi çalışırsan. Seni ağzımla susturmak zorunda kalırım "
Neee ? Ne dedi şimdi bu. Yani bağırırsam beni öperek mi susturacaktı. Beni çıkmaza düşürüyordu. Aptal ! Onun yılışıklığını daha fazla çekemezdim ve sustum. Biraz sessizlikten sonra " Bende öyle düşünmüştüm. O zaman hadi birlikte yapalım ne yapacaksan "
"Nefret ediyorum senden, hiç bir şey yapmam lan seninle "
"O zaman sonuçlarına katlanırsın" dedi ve yüzünü yüzüme yaklaştırdı. Dudaklarıma baktığında aniden kendime geldim. Yüzüne en sertinden bir tokat geçirdim
Benim tokatı atmamla inledi. Ne sandın oğlum sen beni. Hemen oradan gitmeye çalıştım. İyice gözden kaybolunca rahatladım ve alışverişe devam etmeye başladım. Saatin kaç olduğuna bakmak için telefonumu aradım.
Ahh lanet olsun telefonum onda kaldı. Korkumdan ve sinirimden bunu unutmuştum. Şimdi ne yapacaktım. Süper işte..