1.BÖLÜM "FİİLEN YAŞAMAK"

31 4 1
                                    


Yaşamak nedir? Yaşam nedir? Beklenilen, istenilen ve amaç edilen nedir? Bunlar yaşam mıdır? Peki, nefes almak nedir? Güçlü olmak ya da koşmak nedir? Yaşam nedir? Bu aralar kendime sorduğum sık sık sorular arasında en çok olanı "Gerçekten yaşıyor muyuz?".Hani ahım şahım, doya doya, akışına bir yaşam. Yani daha doğrusu yaşamak istiyor muyuz? Hangi insan dünyaya gelirken ağlamaz ki? Ya da neden ağlarız? Sebepsizce gülebiliriz, ama ağlayamayız. Bir bakıma hayatımıza konulmuş kurallar bütünü içinde yaşıyoruz. "O ne dedi?","acaba bu neden bakıyor?". Yaşam kalitesi deniyor bir yerlerde. Hangi yaşamın kalitesi. Ortada yaşam mı var. Günü üç öğün yemekle geçen, kafasında beyin diye taşıdığı boş dünya, hayatını beğenmeyen ya da şikayet eden "insan" denilen varlıkların yaşadığı mı yaşam? Bazen insanların sadece yaşamak için yaşadıklarını ve amaçsızca ölümü beklediklerini düşünüyorum. Herkesin bir dünyası vardır. Benim dünyam içinde su bulundurmayan ama balıkları olan, kalemi olmayan ama mürekkebi olan bir bir dünya. Hani inanışlarımız vardır. Kendimizi düşüncelerimiz doğrultusunda yönlendirdiğimiz. Ya da doğrularımız. İnsanlar kendi benliklerine o kadar kapılmışlar ki kimseyi bir süre sonra duyma yetilerini bile kaybetmişler. Aslında bir nevi bu duruma seviniyorum. Beni kendi dünyamla baş başa bırakıyorlar. Bunu seviyorum. Yanlız olmayı, anlaşılmamayı ve duyulmamayı. Soracaksınız hiç mi zor değil? Neden zor olsun ki? Düşünsenize kendinize ait bir yer, sizin hayaliniz, sizin gerçekleriniz, sizin doğrularınız. Bunu seviyorum. Anlaşılmamayı, duyulmamayı. Neden yazıyorum buraya? İşte onu siz çözeceksiniz. Size dünyamdan bir parça bırakıyorum, ona sahip çıkın.

KENDİ DÜNYANIZDA YAŞAYIN.

DÜĞÜMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin