*7*

94 3 1
                                        

Okula başlama zamanımız geldiğinde ilk farkettiğim şey tatile çok alışmış olmamdı. Uzaklaştırma süresinin devamsızlığımızdan düşeceğini öğrenmem ise bütün senenin götümde patllayacağını anlamamla eş değerdi. Dilan kapıya geldiğinde henüz saçlarımı kurutmamıştım ve kurutmaya vaktimin olmadığını fark edince ayakkabılarıma daldım. 5 günün ardından okulum okulum boktan okulum!! Sınıfa çıktığımda ilk sorduğum şey dersin ne olduğuydu. Öğretmenimizin doğum iznine ayrılmasıyla bir kaç hafta boş geçecek iki ders olduğunu öğrenmem günün ilk iyi haberiydi denebilir. Dilan'la bahçede oyalanırken ilk fark ettiğim şey Cenk'in dersinin beden olduğuydu. Basket sağasında ki grubun içinde onu gördüğümde başta biraz utandım denebilir. Çocukla neler yaşadığımı hayal ettim utanmam normal yani. Banklarda otururken Dilan kantine gitti. Dilan'ın okul girişinden bana seslendiğini fark ettiğimde ayaklandım ama bu çok uzun sürmedi. Kafama gelen topun görüş hizama girmesiyle suratımın ortasına çarpması bir oldu. Beynim kulaklarımdan akıyor gibi hissediyorum. Gözlerim doldu etrafı buğulu görürken bağırışmaları çok iyi anladığım söylenemez. Yerde miyim lan ben? Aha şimdide uçuyormuş gibi hissediyorum. Sanırım deliriyorum. Yok lan biri beni taşıyor. Son fark ettiğim şey kaslı kollar, Cenk'e benzeyen bir yüz ve ... Cenk'e benzeyen bir yüz..!! Lan şu an kucağında olduğum kişi Cenk. Ay şimdi bayılacağım. Çocuğun bende ki etkisine bak bilmem kaç kilodaki basket topunun hızla yüzüme çarpması bayıltmadı, kucağında olduğum kişinin Cenk olması bayıltabilir. MÜKEMMEL..!! 

Gözlerimi araladığımda kafamda bir bandaj vardı. Canım gerçekten acıyor diyebilirim. Dilan'ın odaya dalıp endişeyle:

"Öldü mü?!?! Ahh!!! Biliyorum onu kaybettik!! Biri bana arkadaşımın cesedini göstersin. Görmeden öldüğüne inanmam!!!" diye haykırması gözlerimi açmama yardımcı oldu diyebilirim. Salak bu kız. Hem öldüğümü kendisi söylüyor hem de cesedini görmeden inanmam diyor. Psikolojik sorunları var eminim!

"Hala yaşıyorum." Dilan bir çığlık attı ve

"Ben size ölmüş olamaz demiştim." diye haykırdı. Beyinsiz.. Önümde ki perde açıldığında karşımda Cenk'i gördüm. Bu sefer heyecandan gerçekten öleceğimi düşündüm. Cenk seksi gülümsemesiyle söze girdi.

"Çok özür dilerim prenses. Şimdi daha iyi misin?" Prenses mi? İğrençsin Cenk. Eğer sevgilim olursan seninle hitap konusunda çalışmamız gerekecek.

"Hı-hı. Evet. Yani iyiyim önemli değil." Şu dakika basket topunun Cenk öküzünün elinden çıktığını anladığım dakika.

"Peki bunu nasıl telafi edebilirim." Cenk'in arkasında salak salak sevinç dansı yapan Dilan'ın kafasını koparabilirim. Bunu nasıl telafi edebilirim mi? Yattığım yerden doğruldum ve Cenk'in gözlerine bakarak 32 dişimin varlığını kanıtladım. En sevimli halimle -ya da ben bunun sevimli olduğunu düşünüyorum bu konuda asla kesin bir bilgimiz olmayacak- söze girdim.

"Eğer istersen beni yemeğe çıkartabilirsin. Yani istersen.." inanamıyorum..!! Çocuğa yemek daveti verdim üstüne trip atar gibi eğer istersen dedim. İstersen miş.. Yiyosa isteme lan o basket topunu götüne sokmuyor muyum? En seksi sırıtışıyla

"Bilseydim topu daha önce atardım." dedi. Seni gidi pezevenk. Kesin bilerek attı ama aşkım topsuzda tanışabilirdik. Böylece benim kafamda yıldızlar dönmüyor olurdu.

"Keşke atsaymışsın o zaman." en içten sırıtışımı yaptım. Aslında böyle düşünmediğimi hepimiz biliyoruz. O top bana bir daha gelirse seni kimse elimden alamaz Cenk'ciğim.

"Bu gece buluşmaya ne dersin?"

"Harika olur." oha oha düşünmeden cevap verdim yeminle.

"Mükemmel seni nereden alayım?" 

"Nereye gideceğiz?"

"Orası sürpriz olsun." götür beni gittiğin yere balım..!! Seninle her yere razıyım hüloğğ..

"Peki o zaman okulun önünde saat 8'de buluşuruz."

"Tamamdır prenses. Tekrar görüşmek üzere." sanırım eridim. Yok yok kesin eridim. Burada yok olacağım az kaldı. Dilan'ın yanıma oturup çığlık attığını bile fark etmedim denebilir. O konuşurken kapıya dalmıştım ki Cenk tekrar içeri girdi. Ah yavrum ya bensiz vakit geçiremiyor görüyor musunuz?

"Zil çaldı. Sınıfa gitmene yardım etmemi ister misin?" İstemem mi? Kim istemez?

"Imm. Olur." Koluma girdi ve yavaşça yürümeye başladık. Ne yapsam daha yakın dururuz sizce? Dengemi mi kaybetmeliyim? Biraz sendelesem.. İşte bu da içimdeki sürtük.

Koridorda ilerlerken hafifçe sendeledim ve beni tutarken bayağı yakındık denebilir. Kolu sırtımda bir eli benim elimi tutuyor ve kafam göğsünde. Eee bilirsiniz düşme pozisyonunu. Şimdi dans etmemek için kendimi zor tutuyorum. Beni sınıf kapısına bıraktı ve elleri cebinde sırıtarak uzaklaştı. Bu sırada bir kaç kez arkasını döndü tabiki. Sınıfa girdiğimde Dilan'ın surat birazcık asıktı. Saçma sapan bir şey olduğuna eminim. Şu an çok mutluyum. Sınıfta Dilan'ın sevinç dansını yaparken sonunda kafasını kaldırıp güldü ve bana eşlik etti.

Günün geri kalanında sürekli sınıftaydım. O ettiğim danstan sonra başım epey dönmüştü. Çıkışta Cenk'i görmedim ama bu gece buluşacağız. Yupppiiii.. Heyo ahey ahey.!!!! Dilan'ı kolundan tuttuğum gibi sarsmaya başladım "Bana giyebileceğim bir elbise bulmalısın kesinlikle bulmalısın.!! Bu gerçekten önemli sen de biliyorsun!!" 

"Tamam İris tamam. Gel bize var benim elbiselerim biliyorsun." Şu an mutluluktan havalara uçabilirim. Sonunda beklediğim an geldi. Okulda otobüste aklınıza gelebilecek her alanda dans ediyorum denebilir. Ay acaba nereye gideceğiz. Sizce ne giymeliyim? 

Saatin 8 olmasını delice beklerken giyebileceğim bir elbise bulmuştum. Şu an daha da heyecanlıyım..!!

ELEŞTİRİLMEYİ SEVEN BİRİ OLARAK ŞU AN SİZDEN YORUM BEKLİYORUM:)))

BENİM HİKAYEMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin