*4*

91 3 0
                                    

Her zamanki gibi Dilan'dan önce uyandım. Sabah sabah ne yapsam da Dilan'a ibnelik olsa diye düşünmeye başladım. Dilan'ı biraz sarsıp hadi uyan kalk hadi diye bağırırken verdiği tepkinin "Ya anne 5 dakka daha." olması daha büyük bir ibnelik yapma isteğimi uyandırdı. Yatağın üzerinde oturduktan sonra Dilan'ı tokatlamaya başladım. İki üç kere tokat attım. Dilan ilk önce dizlerini karnına çekti, korkmuşa benziyordu açıkçası daha sonra hafifçe gözlerini aralayıp kafasını kaldırdı ve yüzüme bakar bakmaz kafası geri düştü. Kahkaha atarken tekrar uyudu mu yoksa bayıldı mı anlamaya çalışıyordum aslında. Sonunda kahkaha sesime uyanmış olmalı. Salak salak etrafına bakınıp

"Ne oluyor be?" diye sorunca yatakta zıplayarak garip garip gülmeye başladım. Dilan hala mal bakışı yapıyordu. Neyseki sonunda gülmem bitti.

"Hadi kalk Melih'in üniversitesine gideceğiz. Hazırlanmamız ve gerçekten güzel görünmemiz gerekiyor."

"Tamam tamam kalkıyorum hemen."

"Bana giyecek bir şeyler ve düzleştiricini getir hemen."

"Of! Kalktım tamam." uyuşuk yemin ediyorum bıraksam 7 gün 24 saat uyur bu kız gerçekten bak var o potansiyel.

Melek teyzenin hazırladığı muhteşem kahvaltıyı ettikten sonra ben saçlarımı düzleştirirken Dilan giyebileceğimiz kıyafetlerini çıkarmaya başladı. İşimiz bittiğinde gayet hoş görünüyorduk açıkçası.  Dilan'a Melih'i arayıp bizi aldırayım mı diye sordum ama istemedi. Otobüsle gideriz dedi. Bana uyar valla hem beraber olunca eğlenceli de geçiyor yolculuk. Evet üniversiteye göt kesmeye gidiyoruz harika olduğumuzun farkındayım. 

Otobüste Dilan'a dayadıkları için inmemiz gereken yerden önceki durakta indik. Adam da yakışıklıydı ha bana dayasa ses çıkarmazdım. Haha! Kaşarlık katsayım tavan. Üniversiteee yolları boktan hüloğğ hüloğğ hülooğğ!!! 

Yürümekten ayaklarım su topladı aman be Dilan fortlanaydın ne olurdu sanki ne diye indik biz ya! Yolda yürürken küçük bir çocuk yanımızda durdu ve bize bir şey sormak istediğini söyledi. Küçük dediğim 12 yaşında falandı yani. Sanırım adres sormak istiyor. 

"Afedersiniz. Abla şu kağıttaki adresi biliyor musunuz?" tam söze girip tarif edecektim ki Dilan atladı. Gözlerini kısıp çocuğun kulağına eğildi. Bu sefer ne yapacağını merak etmiştim açıkçası. Çok gizemli ve korkunçbir ses kullanarak:

"O eve giden kimse geri dönmedi çocuğum." dedi. Gülmemek için kendimi zor tutarken çocuğun surat ifadesi beni öldürebilirdi. Bu Dilan bazen gerçekten piç olabiliyor. Çocuğun tepkisi beklediğimin tam tersiydi. Gözleri doldu yola baktı ve gülümseyerek

"Demek o kadar muhteşem bir yer. Giden bir daha dönmek istemiyor. Çok teşekkür ederim abla." diyerek ilerlemeye devam etti. Dilan'ın surat ifadesi beni yerlere yatırabilirdi. Bunu ikimiz de beklemiyorduk ama Dilan kırk yılın şokunu yaşamış gibi görünüyordu. HAHAHA!!!

"Oha İris dünyada benden salakları da varmış." dedi ve bir kahkaha patlattı. Evet Dilan haklısın ilk defa sana katılıyorum. Gülmemiz bitince yürümeye devam etmeye karar verdik. Sonunda üniversitenin önüne geldik. Yok artık!!! Hayatımde göremeyeceğim kadar yakışıklı görebiliyorum.  Üniversiteye gelirken ölmüş olduğumuzu düşünmeye başladım denebilir. Bunlarda "Nuri"ler. HAHA!! Ciddi anlamda bir sürü yakışıklı görebiliyorum. Dilan'ın tepkisi gözlerimi ona çevirmeme ve kahkaha atmama sebep oldu.

"İRİS HER YERDELER." Bu tepkiyi duyunca kendinizi zombi filminde gibi hissettiğinizi biliyorum ama kız haklı gerçekten her yerdeler. Bu gün buradan yiyişmelik bir sevgili yapmalıyız. Kesinlikle bunu yapmalıyız.

BENİM HİKAYEMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin