Seni Susarak Özlüyorum

334 20 4
                                    

Ben seni hep susarak özledim. Özlemlerimi senden bile sakladım. Özlemek, sevmektir çünkü. Biraz afacan belki ama mutlaka bir çocuk masumluğudur seni sevmek. İşte bu yüzden ben seni hep "susarak özlüyorum".

Siz çocuk gözüyle hiç sevdiniz mi? Ve çocuk gözüyle özlediniz mi? Çocukça sevmenin ve çocukça özlemenin masumiyetini yaşadınız mı hiç?

Ne yazık ki, çağımızda çocuk yüreğiyle özlemekten vazgeçtik, özlemenin gönle bıraktığı hüzün tortusunu hissedebilen yüreklerin sayısı çok değil. Bu insanî halin üstün insanlara özgü bir haslete dönüştürülmesi, sadece yürekli insanların ayrıcalığı olan bir iç ürpertisi sayılması ne kadar hazindir.

Hâlbuki özlemek; yüreğin en acı ve en buruk hali, sessiz bir haykırış sanki... Dilin varmıyor özlüyorum demeye...

Dil, özlemi açığa vurmaktan hicap ediyor gibidir. Bu yüzden şiirler yetişir imdada:

"Tam acılarımı haykıracaktım ki, sustum...

Ne kadar susulacaksa o kadar sustum!

Bir çığlık kanıyor demedim en derininde yüreğimin...

İçimdeki volkanları boğarak sustum!

Açmadım kimselere yüreğimi..."

Özlemek deli bir acı yürekte... Yara açan, hiç kapanmayacak gibi gelen... Duyguların içinizde kara bir yumak olması halidir belki... İçinizde yeşil bir sancının dolaşması...

Küçülen yürekler uzaktakini özlemeyi bile unuttu. Oysa derin ve geniş yürekler yakındakini bile özlemek ayrıcalığına sahip... Çağa ve duygusuzlaşan dünyaya sitemlerimiz kurşun gibi ağırlaşıp da çöküyor içimize.

Gözyaşları akıyor özlemler soluyan her şarkıda oysa. Her şiirde, göğsünü yırtacak kadar daraltıyor özlemler...

Yabancılaşıyorsun zamanla kendine ve özlediğine... Hayatın her aşaması bir şeyler götürüyor kimliğinden. Hem kendine hem yüreğine yabancılaşıyorsun. Ama bir tek özlemek terk etmiyor, yabancılaşmıyor sana..."git" diyorsun "hayır" diyor.

Yollara bakmak yoruyor hem gözlerini hem yüreğini. Yollar mı ıssız yoksa düşler mi çoraklaştı diye sorguluyorsun kendini. Ve çocuksu bir duyguyla susuyorsun özlediğini belli etmeden.

Çocukça bir masumiyetle susuyorsun, özlüyorsun, haykırmak geliyor içinden, haykıramıyorsun.

Susuyorsun...

Özlüyorsun...

Kelimelere sığmıyor yüreğine sığdırdığın...

Susarak özlüyorsun...

Ağlamak özlemin kardeşi midir, yoksa ilacı mıdır, bilinmez. Ağlamak çocuksu masumiyetler kuşanmak demek kirlenen ve kirletilen hayatlara inat.

Susarak özlüyorsun...

Ve ağlıyorsun gözyaşını içine akıtarak... İçinde göller ve denizler biriktiriyorsun. Özlemek birikmektir özlediğine. Ağır gelse de yüreğe, buruk hüzün tortuları bıraksa da ardında, aşkla yücelmeyi murat eyleyen her yüreğin altından geçmesi gereken bir ebemkuşağı özlemek. Her rengi ayrı bir ruh halinin ufka kazılmış çentiği.

Sevmek özlemektir. Özlemek masum çocuk ağlamasıdır. Ağlamak susarak özlemektir. Çok zordur susarak özlemek, kolay olsaydı bu kadar özel ve güzel olmazdı.

Özlemek, beklentiler biriktirmek değildir asla. Beklentiler biriktiren yüreklerin ikliminden kaçar aşk. Sevgi, beklentisiz güzel, özel ve yüce...

Yüreğinde şarkılar söylenir. Dilinde türküler sıralanır. Kim söyler bu şarkıları, kim yakar bu türküleri bilmezsin, bilmen de gerekmez aslında.

''...çok uzak şehirlerde aynı çarpar iki yürek,

çok uzak bir şehirde beklendiğini bilerek...''

Şarkıları ve türküleri sahiplenen yüreklerde çoğalır özlemler. Ayrı mekânlarda yaşamak, ayrı zamanlara savrulmuş olmak korkutmaz yürekleri. Şarkılarda birikir özlem. Türkülerle solur özlemleri kuşanan yürek. Hüzün de çoğalır özlemlere eşlik etmek için.

Özlemek, özlendiğini bildiğin an arınır ağırlıklarından. Susarak özlemek yük olmaz yüreğe. Bilirsin ki aynı düşü gören, aynı şarkıyı mırıldanan, aynı türküleri yakan yüreklere ayrılığın kurşunu işlemez. Aşkın göğünden özlemin şimşekleri çakar, hüzün bulutlarından vuslat yağmurları düşer.

Yüreğini açmak acıları hafifletir mi bilinmez...

Susmak kendi kendini hançerlemek midir diye sorsalar verecek cevabı yok yüreğimin. İşte o yüzden ben şiirler kuşanırım özlem yüklü gecelere sefer eylerken:

"Hançeri sadece kendime sapladım, sapladım ve sustum

Hüznü yüzümde, acıları gözlerimde topladım sustum

Tuz basıp yaralarıma, ne kadar susulacaksa o kadar sustum

Sustu benimle sarısabır, sustu hasret, sustu hayat, sustu zaman...

Acılar konuşuyor yalnız... Acılarım konuşuyor...

Kimse duymuyor...

Duymuyor...

Duymu...

Duy..."

Ben seni hep susarak özledim. Özlemlerimi senden bile sakladım. Özlemek, sevmektir çünkü. Biraz afacan belki ama mutlaka bir çocuk masumluğudur seni sevmek. İşte bu yüzden ben seni hep "susarak özlüyorum".

Hafızlıgım ( Tek Gerçeğim )Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin