Hoş gör telaşımı. Islandığım ilk yağmursun.

Tanışma Faslı

Günlerden bir gün, yine okula gitmek için durakta bekliyorum. Bekle bekle ağaç oldum. Otobüsün geç kaldığının farkındaydım. Saat baya gecikmişti. Daha sonra başımı kaldırıp saatleri gösteren led ekrana baktığımda, halbuki benim otobüse yetişemediğimi yani otobüsün gittiğini ve bir sonraki sefere olan otobüsün çok geç geleceğini gördüm. Okula gitmemeyi düşündüm Fakat gitmem gerekiyordu çünkü girmem gereken önemli bir telafi sınavım vardı. Durağın önünde oldukça gösterişli, son model bir otomobil duraksadı. Tıpkı mafya filmlerinde de oldugu gibi simsiyah camları vardı. Bu camlar arabayı oldukca gösterişli hale getirmişti. Camın açıldığını farkettim ve görmemişim gibi kafamı çevirdim. Arabanın içerisinde, benim yaşlarımda ve oldukça yakışıklı, üniformalı bir genç vardı. Karamel rampalı saçları ve saçlarıyla eş renkli olan gözleri bir yıldız gibi öne çıkarıyordu onu adeta. Seslendiğini duyduğumda ciddiliğimi koruyarak ve biraz cılız sesimle, " efendim " dedim.
" Bayadır şu karşı kafenin önünde duruyorum. Çok telaşlısın. Geç kalmış olmalısın küçük hanım? Atla hangi okuldaysan götüreyim? "
Derken bıyık altından küçük bir gülümsedi. "Küçük hanımmış. Sanki kendisi çok büyük. Baba parası yiyip birde Jipi altına çekince kendini büyük gördü heralde haspam!"
Baya binmem için dil döktükten sonra, başka çarem olmadığını anladım ve bindim. Elini uzatıp; " Merhaba. Ben Ayaz. 70. Yıl Selda Kolejinde okuyorum. 12 inci sınıfa gidiyorum. Sende kendini tanıtmaya ne dersin?"
Şaşırmış ve biraz afallamış bir tavırla; " İnanmıyorum, ben de 70. Yıl Selda Kolejinde okuyorum ve 12. Sınıf öğrencisiyim. Nasıl yani biz şimdi aynı sınıftamı o-ok.."
"Evett, ne güzel işte. Ha bu arada adını söylemeyi düşünüyor musun?" Diyerek tatlı bir gülümseme attı.
" aa unutmuşum kusura bakma. Ben de Berna. Tanıştığıma memnun oldum ayaz."
" Ben de küçük hanım"
" Küçük hanım demessen iyi olacak"
" Neden? Yoksa bu sempatime daha fazla dayanamıyor musun?"
" Fazlaa ukalaca! Sür arabayı lütfen. Yeterince geç kaldık."
Ben okulda henüz yeniydim. Biraz çekingenlik vardı, sonuçta bilmediğim bir yere geldim ve zamanla alışacaktım. Okula girer girmez okulun sonradan görme, fırsatçı kızları dizilmiş, yanımdaki çokolek tipli ayazın tişörtten fışkıran ve belli olan kaslarina bakıyorlardı. Gerçi hoş! Yanımda duran 1.90 playboy sokak direğini bırakıp bana bakacak değillerdi ya.
Zil çaldı ve herkes sınıflara giriyordu. Daha sonra ben de Ayaz'a "görüşürüz" dedikten sonra fırsatçı sınıfımızın yolunda ilerledim. Sınıfa girdiğimde kızlar her ne kadar aşağılayıcı baksalar da, erkekleri aç köpek gibi saldırmamak için diretiyorlardı. Ders kimya idi. Iyy, hiç de sevmem. Vurdum kafayı yattım ders sonuna kadar. Birinin beni dürttüğünü hissettim. Kafamı kaldırdığımda Ayaz'ı saçlarımla oynarken gördüm. İstemsizce, "Çüüşş bu ne hız be!" Diye bağırdıktan hemen sonra, Ayaz; " Ne hızı, kızım ne bağırıyorsun?"
" Sen nasıl sessizce benim yanıma gelip saçlarımla oynarsın? Bu hakkı nasıl buluyosun kendinde?"
"Bernacım bir şey yapmadım ki. Kızacağını bilsem sadece izlerdim"
" Küstahh!"
Hemen sonra sınıfımızın fırsatçı kızları; " Ayy bu sonradan görme ezik ne anlar böyle romantizmden falan ayazcım, sen gel bana yap." Derken de o cadı gülüşünü yaptılar, Kevaşelerr!
Her neyse bi sonraki ders benim için çok önemli olan telafi sınavına girecektim. Oturup sınava çalışırken, Ayaz'ın tekrar yanıma geldiğini gördüm. Bu kez üç kişi gelmişler; " Ayaz,egosu ve çikolatası " ..
Elindeki çikolatayı bana uzattı, " Al bakalim, bu zihnini rahatlatmada ve açmada yardımcı olacaktır. Umarım sınavın iyi geçer. Başaracağına eminim. Başarılar!" Diyerek cevap vermemi bile beklemeyip dinlemeden gitti. Bu çocuğun amacını bir türlü anlayamadım. Neyin nesiydi, kimin fesiydi zamanla anlayacaktım. Her neyse bu soruları beynimin bi köşesine sıkıştırdıktan sonra sınava girdim.
40 dk sonrası ⏰
Öyle mutluyum ki anlatamam. Sınav öyle kolaydı ki. Karşıma bilmediğim bir soru dahi çıkmadı. Acaba Ayaz öküzünün verdiği çikolatami işe yaramıştı? Kafamda yine deli sorulaarr.. Öyle böyle güzel bir gün geçirmiştim. Eve geldim ve çantamı yere fırlatmamla yatağa uçmam bir oldu.