Daha sabah'ın sekizi. Telefonumun çalmasıyla uyandım. Arayan yeni tanıştığım arkadaşım Yasemindi.
- " Ne var kızım bu saatte insan mı uyandırılır? Bi cumartesi pazarımız var zaten"
- " Bırak söylenmeyi de hemen hazırlan."
- " Niyeymiş o? Okulu çok mu özledik?"
- " Berna saçma salak konuşma lütfen. Bugün ayazın doğum günü. Güzel bir parti hazırlayacağız."
- " Ayaz mı? Doğum günü mü? Bugün müü?"
- " Ay evet Berna evet, hadi kalk hemen!"
Aslında gidesim de yok ya. Şimdi gidip orda tiki kevaşeleri mi görücem? Neyse ayazın hatırına gideyim bari. Sonuçta çocuk bana çikolata almıştı yani. Saat 10 oldu, hala ne giyeceğime karar veremedim. Dur en iyisi elif ablanın elbiselerine bir bakayım.
- Elif abla: " Berna dediğin gibi sosyete arkadaşları olan bir çocuksa bence gösterişli olmalısın. Hatta bence en güzel sen olmalısın. Al bu trençkottan aldığım modası dekolte olan siyah elbiseyi dene. "
- " Elif abla, elbise güzel fakat çok açık. Ben bunu giyemem. "
- " Ya kızım saçmalama. O kadar kızın arasında senin dekolten kimsenin dikkatini çekmez merak etme. Ayrıca sütun gibi bacakların var. Sen giymeyeceksin de kim giyecek?"
- " Madem bu kadar ısrar ettin tamam o zaman giyeyim abla. Teşekkür ederim. Bide şey.. "
- " Tamam canım tamam. Merak etme, bende buna uygun güzel bir topuklu var. "
- " Ay çok sağol Elif abla. Sen de olmasan varya.."
Elbise, ayakkabı derken saat 2 olmuş. Bende hazırlıklar için Ayazların villasına gittim. Cenk, Burcu, Ayşen hepsi oradaydı. Hazırlıklar başlamıştı. Bende bir işin ucundan tutuyum dedim. Önce konfetileri hazırladım. Daha sonrada balonları şişirip astım. Asmamda cenk ve Muratta yardımcı oldular.
Öyle böyle derken, zamanın nasıl geçtiğini anlamadan saate baktığımda 6 olmuştu. Doğum günü 8'de başlayıp 12'de bitecekti.
Eve gidip elbise ve ayakkabılarımı giydim. Makyajımıda yaptım. Kaldı ki bir taksi çağıracaktım. 5 dakika sonra gelen taksiye bindim ve artık villadayım. Müziğin sesi 3-4 sokak ileriden duyuluyordu. Villanın geniş, parıl parıl olan bahçesine girdiğimde erkeklerin çoğu abaza gibi bakıyorlardı. Eve gidiyim o Elif ablaya göstericem. Hiçte dediği gibi olmadı. Bütün gözler üzerimdeydi adeta. Yılışık kızları görmesem, güzel bir partiydi. Ayaz'ın saçlarının parlaklığı 2 metre uzaktan beliriyordu. Hediye olarak Ayaz'a çizgi roman almıştım. Gıcık Selda hemen atıldı; - " Bu ne biçim hediye böyle be! Koca veliaht Ayaz'a ala ala 2 liralık kitap mı aldın? Komiksin kızım ahahah "
- " Berna o kadar çok beğendim ki. Sana anlatamam çok teşekkür ederim. Selda burada doğum günü kutlanılan kişi benim. Haddini aşma. Ve bir daha bu kıza karışma!"
- " Rica ederim. Beğenmene şaşırdım. Beğendiysen ne Mutlu bana!"
Derken herkes dans etmeye kalkmıştı. Beni de bizim okulun baby facelerinden Oktay kaldırmak istedi. Ben de kabul ettim. Ayaz da o sırada elinde viskisi, bizi izliyordu. Biraz dans ettikten sonra oktayla oturduk. Kırmızı şarap ve viski sipariş etti. Ben içmeyeceğimi söyledim. Baya ısrar ettikten sonra ben de viski tercih ettim. İlk defa içiyordum. Tadı biraz acı gelmişti. Nasıl oldu anlamadım. Birden Oktay dudaklarıma yapıştı. İçkinin de etkisiyle tabi bende karşılık verdim. Boş anıma denk geldi. Bunu gören Ayaz, delirmiş gibi hızla geldi ve Oktay'a bir yumruk çaktı. Çocuk ağzı burnu kan içinde yerde yığılırken, Ayaz kolumdan sertçe tutup beni eve götürdü. Bu çocuk neden beni korumuştu ki? Şaşakaldım. Yani bunu yapması icin bana karşı bir şey hissetmesi gerekirdi. Belki de hissediyordur. Bellimi olur. Gönül bu; otoda konar, boka da.. 😂
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hoş gör telaşımı. Islandığım ilk yağmursun.
ChickLitAynı okulda okuyan iki gencin tatlı aşkını anlatan bir kitap yazıyorum. Umarım beğenirsiniz. Keyifli okumalar, teşekkürler.