MultiMedia Masal
※Bölüm Bir※
"Masal!"
"Efendim?"dedim mutfaktan çıkıp babamın yanına giderken. Bana baktı ve güldü. İlk defa bana gülüyordu. Gözlerim anneme kaydı. Dolu gözleri benim gözlerime çarpınca gözlerini kaçırdı.
"Ne oldu baba?"dedim titreyen sesimle.
"Sana iki seçenek veriyorum,"dediğinde derin bir nefes aldım. Bana hayatım boyunca hep iki seçenek vermişti. Hepsi de hep kendi yararına olurdu. Konuşmayınca,
"Seni dinliyorum baba,"dedim. Güldü.
"Açık konuşacağım. Bu gün akşam görücü geliyor. Zengin bir ailenin çocuğu. Ya evlenirsin, ya intihar edersin. Karar senin. Ama anneni üzmek istemezsin değil mi?"dediğinde dolmuş gözlerimi annemin ağlayan yüzüne çevirdim. Tekrar babama bakıp kafamı salladım.
"Gelsinler,"dedim çıkmayan sesimle. Annem ise kafasını hayır anlamında salladı.
***
"Kapıyı aç, Masal!"denildiğinde gidip kapıyı açtım. Gelenlere zoraki bir şekilde gülüp içeri davet ettim. Kapıyı kapatıp direk mutfağa kaçtım. Gözyaşlarım akarken kahve yapmaya çalışıyordum. Tabii dolu gözlerim buna izin vermiyordu. Sinirle elimdeki cezveyi itip kahvenin dökülmesine izin verdim. Hıçkırıklarım boğazımda düğüm olmuş nefes almamı engelliyordu. Annem gelip göz yaşlarımı sildi ve yeni bir kahve yaptı. Annem kahve tepsisini elime tutuşturup,
"Ağlama. Çocuk biraz dengesiz. Sana zarar gelmesin,"dedi. Gözlerimi iyice silip tepsiyi elinden aldım. İçeriye adım atarken gözlerimi sıkıca kapadım.
Bu adım belki de benim sonumdu...
***
Düğüne bir saat kala...
Ellerimle ağlamaktan şişmiş gözlerimi tekrar yokladım. Üstümde sade beyaz bir gelinlik yüzümde hafif bir makyaj saçım ise dağınık topuzdu. Kapı açılınca gözlerimi sıkıca kapayıp arkamı döndüm. Doruk yanıma gelip yüzümü ellerinin arasına aldı.
"Çok güzel oldun..."dediğinde gözümden bir yaş bana inat yere düştü. Gözlerinde ki ateşi görünce gözlerim korkuyla açıldı. Gözlerini kapatıp açtı sakinleşmek istercesine. O sırada elleri yavaşça kollarıma indi ve sıktı.
"Yapma bunu bana. Seviyorum kızım seni. Benim olmaktan başka çaren yok!"dediği gibi sıktığı kollarıma beni geri itti. Arkamda olan koltuğa yığılıp kaldım. O sırada içeriye Doruğun arkadaşı Efenin eşi girdi.
"Doruk! Ne yapıyorsun sen kıza?! Sen git ben getiriyorum onu!"dedi. Ben ise kendimi toparlayıp kalktım koltuktan. Doruk hızla dışarı çıkınca ne yapacağını şaşırıp geri koltuğa oturdum.
"Ben Melis. Bir hafta önce senin yerinde ben vardım. Efeyle evlenmek zorunda kaldım. Sana sonradan aşık okursun gibi yalanlar söylemeyeceğim. Sadece... kaç,"dedi ve kolumdan tuttuğu gibi ayağa kaldırdı. Hemen sonra Neşe Teyze geldi. Evet Neşe teyze doruğun annesiydi.
"Hadi,"dedi heyecanla.
***
"Abisi gelmeden balayına gidin,"
Babamın dediğini duymuştum. Ama duymamazlıktan geldim. Düğünün ortasında gidecek değilizdir herhalde.
On beş dakika boyunca insanların hayırlı olsunlarıyla geçmişti ve Doruktan hala ses yoktu. Bu durum beni sevindirmişti aslında. Abim erken gelip beni kurtarabilirdi. Bir aile daha gelip hayırlı olsun dediğinde onları da nazikçe gönderdim. O sırada Doruğun koluma dokunması kalbimin korkuyla kasılmasına sebep oldu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Karar Senin
RomanceGeçmiş yoktu. Ama yaşananlar çoktu. Masal hayatının bir kısmını hatırlamayan, zengin bir ailenin kızı olmasına rağmen babası tarafından hor görünen birisidir. Doruk ise Masal ile olan yaşadığı anıları ve acıları hatıralarını yok sayan yeni Masala...