Remember Me

Maybe it's the way she walked 

Straight into my heart and stole it 

Tanıdık sesle güneşin gözlerimi yakmasına izin vererek gözlerimi açtım. Ne kadar da çabuk sabah olmuştu. Hala çalmaya devam eden telefonumu aldım. Ekrandaki isim beni gülümsetmeye yetmişti. Hızla telefonu açarak uykulu sesimle 'Alo' dedim. 'Günaydın bitanem.' diyen neşeli sesi gülümsememe sebep olmuştu. 'Günaydın.' diyerek karşılık verdiğimde 'Biraz erken uyandırdım ama bugün birlikte vakit geçiririz diye düşünmüştüm. Yani neredeyse iki gündür görmüyorum seni.' diye sitem etti. Ama bugün Gemma ile klip çekimlerine gitmem gerekiyordu fakat Harry'i de çok özlemiştim. 'Olur ama sanırım sadece birlikte kahvaltı yapabiliriz. Çünkü saat 11 gibi Gemma ile birlikte klip çekimlerine gidicem.' diye söylediğimde hafif inleyen ses tonuyla yine sitem etti. Fakat bu gülümsememe neden olmuştu. 'Ah Gemma'ya bak benim kızımı çaldı.' Gülümsemem yüzüme iyice yayıldığında 'Tamam sen hazırlan yarım saate geliyorum seni almaya.' dedi. 'Saat kaç?' diye sorduğumda kocaman bir kahkaha attı ve 'Daha 8' diye cevap verdi. 'Tamam ben hazırlanıyorum o zaman' dediğimde telefondan kocaman bir öpücük sesi geldi ve 'Seni seviyorum bebeğim' dedi bende aynı şekilde öpücük gönderdikten sonra 'Seni seviyorum sevgilim' dedim ve telefonu kapattım. Yataktan çıktım. Bugün giyebileceğim rahat bir şeyler aramak için dolabıma doğru ilerledim. Dolaptan dar paça siyah kot pantolonum ile kolsuz beyaz gömleğimi çıkardım ve üzerimi değiştirdim. Altına beyaz converse ayakkabılarımı giydim. Kısa sarı saçlarımı her zaman ki gibi salık bırakarak doğal haliyle bıraktıktan sonra hafif  bir makyaj yaptım. Bütün hazırlıklarım bittikten sonra yatağımı topladım. Kırmızı küçük sırt çantamı aldıktan sonra içine gerekli olan herşeyi koydum ve aşağı indim. Tam o sırada korna çaldı. Son kez aynada kendime baktım ve kapıyı açtım. Harry de benim gibi beyaz bir tişört giyip altına siyah kot ve beyaz converse giymişti. Onunla zevklerimiz bile uyarken birlikte olmamamız  imkansız olurdu heralde. Arabaya arkasını yaslamış bir şekilde telefonuyla uğraşıyordu. Kapıda olduğumu farkedinde telefonunu cebine sıkıştırıp o bayıldığım gamzelerini ortaya çıkaracak şekilde gülümsedi. Bende aynı şekilde karşılık verdiğimde çoktan yanına ulaşmıştım bile. Beni güçlü kollarıyla sardığında aynı şekilde bende ona sarılmıştım. Nasıl özlemişim o erkeksi kokusunu. Kolları hala etrafımdayken beni kendinden uzaklaştırıp dudağıma her zamanki gibi minik ve özlem dolu bir öpücük kondurdu. Ben gülümserken o elimi tutup arabanın kapısını açtı ve benim binmemi bekledi. Daha sonra hızla arabanın etrafından dolanıp o da arabaya bindi ve bana yaklaşıp bu seferde yanağıma öpücük kondurdu. 'Çok özledim seni sarışınım' dediğinde bende onu öpüp 'Bende seni özledim kıvırcığım' dedim. Gülümseyerek arabayı çalıştırdı ve yola çıktık. Kısa bir süre sonra her zaman geldiğimiz cafeye geldik. Aynı andan arabadan indiğimizde Harry beklemeden elimi tuttu ve birlikte içeriye girdik. Cam kenarındaki yerimize oturduğumuzda Harry garsona siparişleri verdi. Garson yanımızdan uzaklaşırken masanın üzerindeki ellerimi tutmuştu. O sırada cebimdeki telefon titredi. Tek elimi çekip cebimden telefonu çıkardım.

'Unutmadın dimi? Bugün birlikte çekimlere gidicez xx Gemma'

yazıyordu gülümseyerek mesajı okurken Harry elimi dürttü ve 'Kim?' diye sordu ciddi bir tavırla.'Gemma' diye cevap verdiğimde garip bir ses çıkardı ve önüne döndü.

'Evet gelicem. Unutmadım merak etme xx Effie' 

yazarak gönderdim ve tekrar telefonu cebime tıktım. 

**

Harry'le gayet güzel bir şekilde yemeğimizi yedikten sonra birlikte çekimlerin olduğu yere gelmiştik. Gemma çoktan gelmiş beni bekliyordu. Harry'le arabadan çıkarak onun yanına gittiğimizde bana gayet sıcak bir gülümseme gönderip 'Hoşgeldin hayatım, bizde seni bekliyorduk.' dedi. Hey söylemeyi unuttum bu klibi biz çekiyoruz! Gemma zaten böyle bir meslekle uğraşıyordu benimde bu mesleğe olan ilgimden dolayı arada yanına geliyorum. 'Hoşbulduk.' dedim ve aynı şekilde en sıcak gülümsememi gönderdim. Harry kollarını belime sarmış ve beni kendine çekmişti. Sıcak nefesini kulağıma yakın hissettiğimde huylanmıştım. 'Benim gitmem gerekiyor. Bugün çok önemli bir röportaj var.' dedi ve beni kendine çevirdi. Dudaklarıma yine özlemle dolu uzun bir öpücük kondurduktan sonra 'Tamam mı?' dedi. Kafamı salladım ve 'Tamam.' dedim ve yanağına kocaman bir öpücük kondurmadan önce devam ettim. 'Seni seviyorum sevgilim.'. Bana kocaman bir gülümseme gönderip 'Bende seni seviyorum bebeğim' dedi ve saçlarıma bir öpücük kondurup yavaş adımlarla benden uzaklaşarak arabaya doğru gitti. Arada arkasına dönüp bana öpücük gönderiyordu. Nasıl da seviyorum onu. Arabaya ulaştığında bana döndü ve el sallayarak ağzını oynattı ve tekrar kocaman bir öpücük gönderdi. Aynı şekilde karşılık verdikten sonra arabaya binip buradan uzaklaştı. O sırada Gemma'nın sesini duydum 'Hadi millet, başlıyoruz!'.

**

Çok yorucu çekimlerin sonucunda işimiz bitmişti. Başım zonklarken Gemma'yla görüşüp mekandan ayrıldım. Cebimde telefon titrediğinde elimi cebime atıp telefonu çıkardım. Ekranda 'Kıvırcık' yazısıyla altındaki mesajı okudum. 

'Napıyorsun bebeğim? xxx Hazz' 

'İş bitti. Eve dönüyorum kıvırcık, sen napıyorsun? xxx Eff' 

diye karşılık verdim ve yoldaki taksiyi durdurdum. Adresi vererek telefonuma geri döndüm. 

'Aa hiçbir yere kıpırdama. Geliyorum seni almaya bitanem. xx Haz' 

dediğinde gülümseyerek ağzımı oynattım 'Geç kaldın kıvırcık'.

'Taksideyim, eve gidiyorum. Sen eve gel. xxx Eff' 

dediğimde kısa cevabı çok gecikmemişti. 

'Tamam bebeğim xxxx Hazz'

gülümsedim. On-on beş dakika sonra eve geldiğimde kapıda Harry'i gördüm. Gülümseyerek parayı taksiciye uzattım ve arabadan indim. Harry beni gördüğünde o güzel gamzeleri yine ortaya çıkmıştı. El salladı ve ağzını 'Seni seviyorum' diye oynattı bende 'Seni çok seviyorum' diye ağzımı oynattıktan sonra karşıya geçmek için yürümeye başladım. Yanıma hızla yaklaşan arabayı ona bakmaktan fark etmemiştim bile. Daha sonra en belirgin halde olan gazmeleri bir anda kayboldu. Bana doğru kocaman iki adım atmıştı ki bedenim sertçe yere serildi. En son duyduğum şey hıçkırık sesleriyle Harry'nin 'Beni bırakma' sözleriydi. Daha sonrası karanlık.