Multimedya: Zeynep'in Vosvosu
Zırrr Zırrrr...
Sabahın altısında kimdi bu deli dürtmüş gibi arayan ? Uykudan gözlerimi açamayarak elimi yatağımın sol tarafındaki komodinin üzerine attım . Telefonum elime geçince üstümdeki yazlık pikeyi kenara sıyırıp doğruldum. Gözlerimi ovuşturdum ve telefonun ekranına baktım .
Hayırdır inşallah bu kız beni niye bu saatte arıyordu. Telefonu açtım . Azarlar ses tonuyla "Nerdesin kızım sen ! Kaç kere aradım haberin var mı ? Hayır kış uykusuna yattın desem temmuz ayındayız." Uykulu ve uyusuk sesimle " Ufff Buket daha saat altı doğal olarak uyuyordum " dedim . Ve ağzım yırtılırcasına esnedim.
Bir dakika Buketin sesi ağlamaklı mı çıkıyordu . " Zeynep neler oldu bilemezsin" dedi ve içten en icten gelen bir hıçkırık sesi. " Nolduu dur bir saniye ağlama sen nerdesin "
Ağlayan ses tonuyla " Ha .. Hastanede " Canım arkadaşım ağlamaktan konuşamıyordu. Daha fazla soru sormadan kalktım . Açık renk dar bir kot pantolon ve lacivert askılı badimi üzerime geçirdim . Açık sarı saçlarımı bilegimdeki tokayla acele ve dağınık bir topuz yaptım. Çantamı aldığım gibi aşağıya indim. Portmantodan arabanın ve evin anahtarını alıp evimin kapısını çektim. Kırmızı vosvosuma atlayıp Buket'lerin hastanesinin yolunu tuttum. Ne olmuştu allasen bu saatte . Buket çocukluk arkadaşımdı. Okulu bitirir bitirmez Görkem'le evlenmişti.Acaba Görkem'e mi birsey olmuştu ? Offf. Buket'in ağlamasına dayanamıyordum. O öz kardeşim gibiydi. Yediğimiz içtiğimiz ayrı gitmezdi. Beraber büyümüştük hatta aynı okullarda okumustuk üniversiteye kadar . Üniversitede ben moda tasarım o ise iç mimarlık okumuştu . Fakat evlendikten sonra aramıza mesafeler girmişti . Görkem ile aramız çok iyi sayılmazdı. Biraz tuhaf ve patavatsız bir adamdı .O da Buket gibi mimardı.Hiç kanım ısınamamıstı bu yüzden eskisi gibi çok görüşemez olmuştuk . Ama telefonlaşır zor günlerimizde birbirimize destek olurduk . Kısacası dostluğumuzdan hiç bir şey kaybetmemiştik.Hastanenin otogarına direksiyonu kırmamla siyah son model bir arabaya çarpmam bir oldu.
Paat ...
Şiddetli bir çarpışma sesi . Kimdi bu aptal . Bir hışımla arabadan indim . Karşımdaki arabanın kapısı açıldı ve yirmi beş yirmi altı yaşlarında bir hödük indi . Arabam mahvolmustu. Hah . Karşımdaki adama bak.
" Kardeşim ne yaptığını sanıyorsun sen ? Ehliyeti manavdan mı aldın ? "
Sinirli sinirli önüme dikildi . Güneş gözlüğünü gözünden çıkarıp açık kahve saçlarına taktı .
" Bana bak küçük hanım . İnan seninle uğraşacak bir saniyem bile yok . Ayrıca öyle direksiyon mu kırılır.Hem suçlu hem güçlü . Kardeşim ölüm kalım savaşı verirken seninle uğraşamam." Derin bir nefes aldı ve devam etti.
"Al kartım masraf neyse karşılarım" dedi ve arabasına doğru yürüdü .
Elime tutuşturduğu kartviziti fırlattım ve arkasından bağırdım. " Sokak magandası . Hödük " Hödük lafı sinirden hırıltı şeklinde çıkmıştı ağzımdan . Arabasını otoparktan çıkarıp gitti . Bu adam farkında değil mi bana carptığının ? Bu ne rahatlık insan bi özür diler . Sinirle vosvosuma binip hastanenin otoparkına çektim. Yarın yaptırırdım şimdi Buket'in bana ihtiyacı vardı. Arabadan inip koşar adımlarla hastaneye girdim. Hastane Buket'lerin oldugu icin direk Ahmet Amca'nın odasına yöneldim. Kapıyı tıklayıp girdiğimde Buket ağlayarak boynuma atladı . Bende ona kollarımı dolayıp kulağına "Sakin ol , tamam. " diye fısıldadım. Kollarını yavaşça çekti . " Zeynep , Görkem trafik kazası geçirdi. Yoğun bakımda" dedi güçlükle . Ve tekrar hıçkırıklara boğuldu . Hiç birşey diyemeden şaşkın şaşkın suratına bakarken devam etti . " Zeynep sana çok ihtiyacım vardı. Seni bu saatte aradığım için öz..." " Saçmalama Buket tabiki arayacaksın" Geniş odanın bir tarafındaki siyah deri koltuklara göz attığımda ağlamaktan gözleri kızarmış elli li yaşlarda Görkem'in ailesi olduğunu düşündüğüm bir çift oturuyordu. Ahmet amca ise masasında başını ellerinin arasına almış oldukça kötü gözüküyordu . Annesi üç yıl önce vefat etmişti . Buket kolumdan tutup beni koltuklara doğru çekti. "Görkem'in ailesi buda en yakın arkadaşım " diyerek kısaca tanıştırdı bizi. Saçları omuz hizasında olan bayan hüzünlü ve zoraki tebessümle selamladı beni . Bende burukca gülümsedim. Görkem'i tanımıyordum ama Buket kardeşim gibiydi. Onun haline ve Görkem'in durumuna çok üzülmüstüm. İki kişilik deri koltuğa oturduk. Yüzünü ellerimin arasına aldım . " Buket sen çok güçlü bir kadınsın. Hem ... Hem Görkem senin böyle ağlayıp üzülmeni asla istemezdi. Şu an için yapabileceğin en güzel şey onun için dua etmek olur . " Başını kaldırdı ve aşağı yukarı salladı . " Haklısın . "
" Kızım sen Zeynep'le eve git .Biraz dinlen . Hiç iyi görünmüyorsun . Bir gelisme olursa iyi veya kötü sana söz haber vereceğim " Ahmet amca haklıydı . " Baban doğru söylüyor Buket kalk bana gidiyoruz " Başını sağa sola salladı . " Onu yalnız bırakamam "Onu yalnız bırakamam. Buket sanki Görkem'i kalbinde taşıyordu . Onun içindi tüm göz yaşları ve kızaran ela gözleri. Acaba bu denli bağlanmak nasıl bir duygu . Çok canı yanıyor . Hayır ben asla aşık olmam . Böylesi iyi . Kimse hayatımda olmazsa kimse için de üzülemem. Hayatımı yaşamak en güzeli .
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SEV DE GÖR
Teen FictionHenüz aşkla tanışmamış ve tanışmaya da niyeti olmayan . Yirmi üç yaşında bir modacı Zeynep Üstündağ . Çalkantılı hayatında bakalım gerçek aşkı yakalayabilecek mi ?