Yorgunluğumu atmış ve dinlenmiş bir şekilde uyandım . Dün yorgun argın kıyafetlerimle uyuyakaldığım için gerinerek yatağımdan doğrulup gardırobun önüne geçtim . Antalya yine sıcak ve nemden boğuluyordu. Üstümü değiştirmekten vazgeçip aniden banyoya yöneldim. En iyisi soğuk bir duş almaktı. Kıyafetlerimi çıkartıp kirli sepetine attım ve yatak odamdaki banyoya yöneldim . Kendimi ılık suya bırakırken tüm hücrelerimin gevşediğini hissettim . Bornozumu giyip çıktım .
Zırrr Zırrrr. ..
Yine ne çalıyordu bu lanet olası telefon. Derin bir off çektim ve komodinin üzerine elimi atıp telefonu aldım . Gözlerimin fal taşı gibi açılmasıyla kalakaldım. Şebnem hanım . Patronum. Bunu nasıl unuturdum ? Dün işe gitmemiş, daha doğrusu gidememiş fakat Şebnem hanıma haber vermeyi unutmuştum. Hiç adetim olmayan bir davranış ama o hengamede aklıma gelmemesi de doğaldı yani. Hemen telefonu açtım .
" Günaydınn hayatımmm"
Şen şakrak sesiyle cıvıldadı. Enerji dolu çok iyi bir kadındı bu Şebnem hanım. Ama ben resmen iyi niyetini su istimal etmiştim. Utana sıkıla söze girdim.
" Şebnem hanım gerçekten Özür dilerim. Ne deseniz haklısınız. En yakın arkadaşım Buket .. Eşi trafik kazası geçirdi ve durumu ağır . Biliyorum haber vermeliydim tekrar özür diliyorum . "
" Çok üzüldüm geçmiş olsun tatlım . Başına birsey mi geldi diye aradım . Ayrıca özür dilemene gerek yok . İnsanlık hali ayol olabilir "
Şeker gibi kadın valla bu Şebnem hanım . Ve söze devam etti .
" Moda evine gelince hemen odama bekliyorum hayatım . Önemli bir şey konuşacağız. "
" Tabi ki Şebnem hanım ben şimdi geliyorum."
" Hay hay görüşmek üzere . " diye cıvıldadı yine .
Görüşürüz dedikten sonra telefonu kapattım. Gardrobun kapaklarını açtım . Siyah dizlerimin az üstünde bir kalem etek ve şifon beyaz gömleğimi üzerime geçirdim . Zaten düz olan uzun sarı saçlarımın uçlarına masa ile hafif dalga verdim . Şeftali tonlarında bir ruj ve mavi gözlerimi belirginlestirmesi amacıyla rimel çekip oldukça sade olan makyajımı tamamladım. Aşağı mutfağa inip orta boy bir kaseye kahvaltılık gevrek ve süt karışımı yapıp masaya oturup hızlıca yedim . Dişlerimi fırçalayıp siyah büyük boy çantamı portmantodan alıp içine telefon , cüzdan ve evin anahtarını atıp süt kahve örgü model sandaletlerimi ayağıma geçirdim .Dış kapımı açıp vosvosuma doğru ilerledim. Gözüme ilişen çökmüş kaportayı görmemle aklıma gelen hödük sabah sabah tüm enerjimi alıp götürdü . Bir ara şu arabayı halletmem gerekiyordu ama hangi ara ?
***
Sokağı döndüğümde karşımdaydı işte .. Koyu mor, yüksek duvarlı moda evi . Huzur bulduğum tek yerdi belki de burası . Üniversite son sınıfta katıldığım bir yarışmada aldığım birincilik ,mezuniyetimden sonra bana kapılarını açtırmıştı bu moda evinin. Kendimi okulda derslere şimdi ise işime adamıştım.Küçüklükten beri hep modacı olmak , hayallerimi insanların vücutlarında görmek istemiştim.Yaşıtlarım sevgilikeriyke gezip tozarken ben elimde çizim kalemiyle kıyafet tasarlardım.Ailemin, özellikle babamın, tüm karşı çıkmasına rağmen moda tasarım okumuş , okuduğum şehirde hayallerimdeki işe ve muhteşem bir Şebnem hanıma kavuşmuştum. Böyle patron dostlar başına.Arabamı iş yerinin otoparkına çıkıp kapıdan girmiştim bile . Herkes işi gücüyle meşguldü. Önüme çıkan birkaç kişiye tebessümle selam verip asansörün önüne geldim ve düğmeye basıp beklemeye başladım . Üç -iki -bir ve kapı açıldı.Asansör boştu . Hemen asansöre binip üçü tuşladım. Odam üçüncü kattaydı. Acaba Buket ne haldeydi. Görkem'in durumu nasıldı . İnşallah iyidir yoksa Buket asla toparlamaz . Asansör durduğunda inip odama geçtim . Çantamı masama bırakıp hemen odamdan çıkıp hemen yan odadaki Şebnem hanımın kapısını tıkladım .
" Geeel "
Gülümseyerek içeri girdim.
" Ah sen miydin hayatım , geç otur " eliyle gösterdiği koltuğa yavaşça oturdum.
" Nasılsınız Şebnem hanım ? "
" İyiyim Zeynepçiğim sen nasılsın ? Arkadaşın nasıl ? "
" Teşekkür ederim iyiyim şükür . Henüz görüşmedim bu gün Şebnem hanım . "Ne konuşacaktı acaba benimle ? Her zaman enerjikti ama bu gün başka birşey vardı bu kadında . Hayırdır inşallah . Gözlerimi masasındaki rengarenk kalem kutusuna dikmiş konuşmasını bekliyordum.
" Zeynepçiğim seni daha fazla meraklandırmadan konuya gireceğim . " gülümseyerek elindeki kalemi kalem kutusuna koyup arkasına yaşlandı. Bende tebessüm ederek başımla onaylayıp söyleyeceklerine odaklandım. İyi bir dinleyiciydim. Sözlerine devam etti .
" Dün yurt dışından bir telefon aldım . Bir moda evinden. Ve kampanyalarından bahsettiler. Moda evimiz kapsamındaki çalışanlardan birisini bir aylık bir eğitime davet ediyorlar. Eğitim esnasında onların moda evinde çalışacaksın da aynı zamanda. Sonunda bir belge alacaksın ve sanırım bu senin işine kariyerinde yeni bir boyut kazandıracak ."
Sözlerine devam etti. Şaşkın şaşkın onu dinliyordum .
" Ben senin gitmeni istiyorum . Çünkü geleceğin parlak . Kalemin güçlü . Çok yeteneklisin . Ve eğer sen gidersen "
Gözlerime bakıp sıcacık gülümsedi ve devam etti .
" Sen gidersen dönünce beraber çalışacağız yani zaten beraber çalışıyoruz da yönetici asistanım olarak daha çok beraber vakit geçireceğiz. Sedef bir ay sonra doğum yapacağı için kadro açığı olacak zaten . "
Sözlerini bitirmiş cevap bekler gibi bakıyordu . Bunlar çok çok güzel şeylerdi. Annemi , babamı düşündüm ilk onlarla konuşmalı sonra kararımı bildirmeliydim. Ayrıca Şebnem hanımla çalışmak benim için çok iyi olurdu . Ondan öğreneceğim çok şey vardı. Bu eğitim kariyerimde bir dönüm noktası olabilirdi . Belki bir gün ünlü bir modacı olur markamı yaratıp hayallerimi gerçekleştirirdim.
" Çok zamanın yok Zeynepçiğim . Eğer kabul edersen salı günü akşamı binmen gerekiyor uçağa . "
" Çok teşekkür ederim Şebnem hanım . Sizden bunları duymak çok güzel. Ama ailemle konuşmam gerekiyor . Yarın size haber vereceğim ."
" Bu arada bu gün izinlisin. Ailenle görüş , hastaneye git arkadaşını ziyaret et , ne bileyim düşün işte . "
"Siz .. siz çok iyisiniz Şebnem hanım . Ben çok teşekkür ederim "
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SEV DE GÖR
Novela JuvenilHenüz aşkla tanışmamış ve tanışmaya da niyeti olmayan . Yirmi üç yaşında bir modacı Zeynep Üstündağ . Çalkantılı hayatında bakalım gerçek aşkı yakalayabilecek mi ?