Yıllarca hayalini kurarsınız bazı şeylerin. Keşke dersiniz, keşke olsa hayalim. Ve bir gün olur o hayal. Fakat o zaman da yine keşke dersiniz, keşke başka bir şey hayal etseydim. Hayat böyledir işte, her şeye bir keşke konulur. Keşkelere esir olmak ise en büyük hatasıdır insanoğlunun. Ama çoğu zaman bunu bir hata olarak görmez insanoğlu. 'Hayalperestlik, hırs, açgözlülük vb. şeyler derler ama asla 'bu bir hata' demezler keşkelere. Keşke demek hata değil diye düşünüyordur belki bazıları. O yüzden bir örnek vereyim size: Kirada oturursun, keşke bir evim olsa dersin. Ev alırsın, keşke daha büyük olsa dersin. Daha büyüğünü alırsın, keşke arabam olsa dersin. Bu istekler böyle devam eder. Tam her şeye sahibim dersin, kalbin atmayı keser. Nefes alamazsın ve oyun biter. Ömrünü verdiğin keşkelerin sahip olduklarını kullanmana izin vermeden seni öldürür. Bütün tanıdığım insanlar böyle hayata gözlerini yumdular işte, keşkelerle. Sahip olduklarıyla yetinmeden, hep daha çok hayal ederek.. Ama ben hiç öyle olmadım. İlkokulda aldığı düşük notlara sevinenlerden, daha iyisini aldırabileceğini bildiği halde arkadaşlarının verdiği bacakları veya kafaları kopuk bebeklerle oynamaktan zevk alanlardan, krakerleri yere düştü diye ağlamayıp, onları sokak hayvanları yiyecek diye mutlu olanlardandım. Yani kısacası polyanna gibi mutluluk oyunu oynayanlardandım.
Ama hiçbir zaman benim de değişebileceğimi düşünmedim. Ve beni değiştirecek kişinin aşık olduğum adam olabileceğini düşünmedim. Aslında aşık olacağımı düşünmedim ben. Ama yaptı o. Beni kendine aşık etti, değiştirdi, keşkelere esir etti. En sonunda da giydirdi bana bembeyaz gelinliği. Götürdü beni nikah memuruna, evet dedirtti ama evet demedi. Sonra gitti. O eskisi gibi oldu, ben olamadım. Geri geldi, af diledi. Affettim. Beni bıraktı, pişmanım dedi. Yine affettim. Şimdi de karşımda beni keşkelere sürükleyen bir görüntüde. Bir başkasına ait. Ve o bir başkası benim kardeşim. Öz kardeşim.
Burada olduğumu anlamaları için hafifçe öksürdüm. Ayırdılar dudaklarını. İlk önce Yağmur baktı bana, sonraysa Mehmet. Ağzında bir şeyler geveledi Mehmet. Sonra sustu, bana baktı öylece. Yine özür dileyecekti, ben de affedecektim. Ama bilmeyecekti affettiğimi onu. Evet ben gideceğim.
Döndüm arkamı, tek bir damla gözyaşı bile dökmeden yürüdüm. Hak etmiyordu, bir damla gözyaşımı bile hak etmiyordu. O yüzden gittim, çünkü gitmezsem hak etmediği gözyaşları akacaktı karşısında. Yürüdüm sahile kadar. Bir boş banka oturdum. Gece kapatıyordu sanırım gözyaşlarımı.
× KAAN TANGÖZE- BİR RÜYA GÖRDÜM
"Aşk acısı yine değil mi?"
Yan tarafıma baktım. Dizilerden fırlamış bu sahneye daha fazla katlanamam.
"Seni ilgilendirmez!"
"Belki ilgilendiriyordur. Kim bilir?"
"Lütfen kalk yanımdan," diye söylendim kısık sesle. Tartışmaya gücüm yoktu.
"Hayır," dedi. "Bana aşkı anlatmadan kalkmam buradan."
Aşkı mı? Ne alaka
"Ne?"
"Aşk acısı çektiğin için ağlıyorsun belli. O yüzden sana soruyorum, filmlere, dizilere, şarkılara hatta kitaplara konu olan bu aşk ne? Hiçbir fikrim yok. Merak ediyorum, anlat lütfen.."
Gülümseyerek baktım birkaç dakika önce tanıştığım çocuğa. Eski ukala halinden uzaklaşmış, yavru bir kedi kadar masum bir hal almıştı. Daha yeni fark ettiğim mavi gözleri ise anlamlandıramadığım duygular barındırıyordu. Saçları sert bir rüzgar sonucu düzgün halinden uzaklaşıp, kısa kıvırcık bukleler halinde alnını kaplamıştı. Ve anlamlandıramadığım bir şekilde onu böyle betimlemek kalp ritmimin kısa bir süre düzensizleşmesini sağlamıştı.
Derin bir nefes verdim karşısında. Bakışlarını dalgalı denizden çekip bana baktı. Aklımda toparladığım birkaç cümle silinmişti bana mavi gözleriyle baktığında.
"Aşk... Böyle kalbini uzun bir maraton koşmuş gibi hızlandırır." Aklıma gelen anılarla, gülümseyerek devam ettim. "Onun en saçma sapan davranışını bile tek bir bakışı ile unutturabilir. Onu izlediğinde veya öptüğünde istersen aradan on yıl geçsin ilk günkü gibi heyecanlandırır seni."
"Mesela," dedi bana yaklaşırken. Neredeyse burunlarımız değecek mesafeye gelince durdu. Normalde onu itip oradan uzaklaşmam gerekirken, sadece burnuma gelen o kokuyu içime hapsettim gözlerimi kapatarak. Bu koku o kadar tanıdıktı ki.
"Mesela... Ona yakın olduğun zaman, nefes aldırmaz mı aşk?" dedi kendinden geçmiş kısık bir sesle. Konuşamayacak bir halde olmama rağmen onaylayan bir ses çıkardım. Gözlerimi açmak üzereydim ki bir görüntü geldi gözümün önüne. Beni terk ettiği gün, gelinliğimle birinin omzunda ağlıyorum. Koku aynı.
Gözlerimi açtım ürkekçe.
"Tolga?"
"Hı?"
O sırada Tolga'nın yere yığılması ile sıçradım yerimden. Arkama baktım. Mehmet... Kalktım ayağa ve Tolga'ya vurmasını engellemek için ellerini tuttum. O sırada Tolga da yerden kalkmış Mehmet'in üstüne geliyordu. Ellerini hızla kurtardı benden. Ve direk Tolga'nın yumruğu ile yere yığıldı. Tolga, Mehmet'in üstüne çıkıp onu yumruklamaya başladı.
"Oğlum sen kimsin lan?! Bu kıza ben aşığım oğlum! Bir daha sakın yanına yaklaşmayacaksın yoksa seni öldürürüm!!"
Son yumruğu da indirip ayağa kalktı. Ben ise kımıldamayı bırakın bir ses bile çıkaramıyordum. Bana... aşık mıydı? Aşık?.. Beni fark etti o anda.
"Hass*ktir! Selin, yani ben şey.."
"Sen... Bana aşıksın?"
Cevap vermedi, öylece durdu. Ayak uçlarım karıncalanıyor, ilk defa beynim ve kalbim aynı şeyi söylüyorlar, onu öp diyorlardı. Yaklaştım yanına doğru. Gözlerine baktım.
"Aşk," dedim ve bana denileni yapıp dudaklarına yaklaştım. Neredeyse dudaklarıma değen dudaklarına bakarak konuştum.
"Aşk sana keşke dedirtir." deyip dudaklarına yapıştım.
Bir Saat Sonra
Ellerimi boynuna doladım yavaşça. Ne zaman böyle bağlanmıştım bu çocuğa? Sözleri düşüncelerimi böldü.
"Hani keşkeler hataydı hanfendi?" diyerek gülmeye başladı. Ellerimi boynundan yukarı çıkarıp yanaklarına dokundum.
"Kabul ediyorum, önceden keşkeler benim için bir hataydı. Ama seninle birlikteyken benim için hata kavramı yok oluyor. "
İlk hikayemin sonuna geldim. Hikayemi almak isteyenler yorumlardan veya mesajlardan bana ulaşabilirler.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Öylesine Şeyler...
Short StoryÖyle hikayelerimin başları. İsteyen fikir alabilir isteyen aynısını yazabilir benden İZİN alarak. Yorumlardan ve mesaj bölümünden istediğiniz tarzda bir hikaye olursa söyleyebilirsiniz. Öpücükler