Sabahın ilk ışıkları odayı yeni sarmaya başlarken alarm sesiyle uyandım...Ne kadar çabuk sabah olmuştu ? Gözlerimi açtığımda karşımda duran posterler sanki bana günaydın diyorlardı.Hemen yatağımdan kalktım. Kahvaltı yapmak için mutfağa doğru ilerledim...Fakat 1 ay Türkiye'de kaldığım için tüm yiyecekler yenecek halde değildi...Hemen giyinip markete gitmeliydim. (5-10 dk sonra) Artık hazırdım ve yola koyulmalıydım. Kapıyı hızlıca çekip çatı katındaki şirin evimden uzaklaştım...Yol bayağı uzaktı .Yaklaşık 5 dakika yürüdükten sonra markete ulaştım.Alış-verişimi yapmaya başladım.Süt,ekmek,ramen vb.. Daha ne alabilirdim ki ? Busanda yaşıyordum sonuçta.Kasaya yürüdüm ve paramı ödeyip marketten uzaklaştım. Dönüş yolunda şirin mi şirin bir seyyar pirinç keki satan bir yer gördüm... Pirinç kekinin kokusu insanı cezbedici derecedeydi... Ve benide kendine çekmeyi başardı. Bir,iki,üç dört derken tam beşinciyi alıcakken bir el beni durdurdu.. Korktum... ve aniden konuştu; -Bir kadın bu sabah saatinde böyle bir yerde olabilr mi ? Bu sesi tanıyor gibiydim ... Arkamı döndüm . -Myungsoo-ah ~ Sen miydin ? Çok korktum...Çok güzel koktukları için canım çekmişti.Sana da bir tane ısmarlayayım mı ? -Hayır yeter bu kadar yediğin~! Sabah sabah kendine işkence mi yapacaksın?Hadi bize gidelim kahvaltı edelim...Bunu birisinin söylediğini sanmıyorum ama yemek yemeyince çok çirkin oluyorsun?! -Aish!! Ne kadar gıcıksın ! Bu yüzden sevgilin yok işte.. Bu kelimelerden sonra kim senin yanında durur ki? -Benim kız arkadaşa ihtiyacım yok sen varsın ya o yeter -Hep senin yanında durmayacağım ya ~~ Sana bir kız bulmam gerek . Evet kesinlikle . bu söylediğim sözden sonra durgunlaştı myungsooo... Ve ; -Aish sabah sabah kafam şişti hızlı yürü hadi geç kalıcaz okula daha kahvaltı etmedik!~ -Bu konu gelince hep kapatıyorsun .Ama neyse gidelim hadi ~~ uuuuu ~~ uçalıııım!!! biraz yol gittikten sonra myungsoonun evine vardık.İçeriye girir-girmez burnuma keskin bir koku geldi.. -myungsoo naptın sen burada?? Burası çok dağınık ve anlam veremediğim keskin bi koku var ... Sen ben olmasam bile çamaşırlarını yıkamalıydın! -Ne yapabilirim? Sen Türkiye'ye döndükten sonra çamaşır makinem olmadığı için yıkayamadım. -Bunlar için sadece 1 hafta uğraşmamız gerek çok kötü çok. Hadi bunları kaldırıp kahvaltı edelim. Kahvaltımızı yaptık ve giyindik.Evden ayrılıp yola koyulduk....Yolda giderken ben hem ona bakıyor hemde kızlara bakıyordum... Ve bir kız gözüme çarptı; -Myungsoo sessiz ol ve beni dinle ! Şu karşı kaldırımdaki kızı görüyor musun? -Evet görüyorum. -O kız hep bu tarafa bakıyor... Bence kız seni beğendi... Hı ? ne dersin ?
- Sen nesin böyle ? Çöpçatan mı ? O bana bakmıyor bence. Senin dudağındaki lekeye bakıyordur pis kız.
- O? Neden baştan söylemiyorsun ? Bütün bu yolu gelirken bu lekeyle mi dolaştım ? Rezil oldum...
-gerçekten senin kız olduğundan şüphe duymaya başladım!~ bana bak
dedi ve cebinden mendilini çıkardı.Yavaşça lekeyi silmeye başladı...
Tam bununla uğraşırken arkadan hızla gelen biri bana çarptı ...
(myungsoonun bakış açısı)
HANDE ! KALK !!!! NEDEN KALKMIYORSUN !!!!!!!!!!!
BU-BU-BUDA NE !!!!! BİRİ AMBLUANS ÇAĞIRSIIIIIN!!!!!!
1.BÖLÜM SONU
