Merhaba bu ilk hikayem. Hikayede yabancı konuşmalar geçebilir tabi ilerleyen bölümlerde. Şimdiden iyi
okumalar umarım beğenirsiniz✋✋💝Yüzüme vuran güneş ile gözlerimi açtım. Esneyip yataktan kalktım sağa sola doğru sallanarak banyoya doğru ilerledim. Soğuk suyu açıp küveti doldurdum. Kıyafetlerimi çıkarıp suyun içine girdim. Soğuk suyun içinde uyuşan bedenim ve ben şu anlık böyle iyiydik. Dikkatlice telefonumu elime alıp bir şarkı açtım. 15 dakikanın ardından sudan çıkıp kurulandım. Saçımı kurutup siyah şortumla beyaz badimi giydim. Aşağı inip mutfaktan bir bardak su doldurdum. Salona ilerleyip kendimi koltuğa attım. Üç katlı bir villada yaşıyordum. Bu ev ailemden tek kalan şeylerdendi. Evet ailem yoktu geçen ay onları kaybetmiştim. Aslında bir ev daha vardı ama orada yaşamak istemiyordum. Şu anlık boştu. Buradayken kendimi huzurlu hissediyordum. Karşıda deniz manzarası vardı. Küçüklüğümden beri denizle iç içeydim. Profesyonel yüzücülük yapıyordum ama artık bir anlamı yoktu benim için. Yerimden kalkıp telefonumu cebime koydum. Odama çıkıp minik cam şişelerimden bir tanesini alıp içindeki kağıdı çıkardım bu kağıtlardaki yazıyı bir tek ben okuyordum ve hepsinide ben yazmıştım. Küçüklüğümden beri yaptığım şeydir. Aşağı inip dışarı çıktım. Sahile doğru yürürken bir kaç kişiye selam verdim. Bizim evin 2 ev uzağına birileri taşınıyordu. Öylece bakıp geçtim. İskeleye vardığımda en ucuna gidip şişeyi elime aldım. Atabildiğim kadar en uzağa atıp iskeleye oturdum. Seneler boyunca her gün bunu yapıyordum. Bunlar küçük bir dilekti. Gerçek olur umuduyla her sabah aynı yerde farklı dilekleri denize atıyordum. Esen rüzgar tenime işliyordu. Ayağa kalkıp eve doğru yol aldım. Buraları ne kadar sakin gözüksede istanbuldaki oturduğum yerden farkı yoktu. 2 sokak ötede sürekli beni takip eden bir çocuk vardı ama suratını hiçbir zaman düzgün görememiştim. Bana bir zararı yoktu ama her gece evin önünde yarım saatten fazla durup gidiyordu. Onu çok merak ediyordum ama başıma dert alamazdım. Polise gitmek istemiyordum nedenini bende bilmiyordum. Eve ulaştığımda kendimi yeniden koltuğa fırlattım. Can sıkıntısından ölücektim. Burada hiç arkadaş edinmemiştim. Sosyalleşmeye karşıydım fazla arkadaş yada kişiler beni kasıyodu. Küçüklüğümden beri böyleydim yapıcak bişey yoktu. Bu arada unuttuğum bir şey vardı. Okul. 1 haftadan fazladır okula gitmiyordum ve derslerden çok geri kalmıştım. Neyseki buradaki okulun yani kolejin numarası vardı. Şimdi diyeceksiniz senin paran nerden geliyo. Merak etmeseniz bile ben size söyliycem. Babamın büyük bir şirketi var ve şuan şirketi amcam yönetiyor. Annem ve babamın bankada milyarlar kadar parası var ve ikisininde ne var ne yok bana kaldı. Öyle yani ama zengin piçi değilim. Kolejde olmamın sebebi oraya alışık olmam zaten buralarda devlet okulu var ama uzakta. Aklıma yine okul gelince telefonumdaki okulun numarasını aradım... uzun bir konuşmanın ardından pazartesi okula başlayabilirdim. Karnımın gurultusuyla yerimden kalkıp aşağı indim. Dolaptan sandviç için malzemeler çıkartıp hazırladım. Meyve suyuda alıp salona geçtim. Fark ettimde ben çok yanlızım. Evim bomboş ailem olsaydı böyle olmazdı. Belkide benim için 1 yada 2 tane arkadaş iyi gelebilirdi. Annem ve babam öldükten sonra pisikoloğa gittiğimdede öyle söylemişlerdi. Bir sırdaşım olması lazım. Ama doğru kişiyi bulmam gerek tabiki. Kahvaltımı bitirdikten sonra bulaşıkları makineye koyum kendimi koltuğa attım. Televizyonu açıp bir film seçtim...
2 gün sonra....
Bir yandan foramamı giyerken diğer yandanda saçımı yapıyordum. Gömleğimi ilikledikten sonra saçıma toka takıp sevinçle nefes verdim. Lavaboya gidip dişlerimi fırçaladım. Odadan çantamı ,telefon ve kulaklığımı alıp aşağı indim. Heyecandan ölücektim resmen. Malûm ilk okul günü. Motorumun ve evin anahtarını alıp dışarı çıktım. Evet motorum vardı hatta hastasıydım. Motora binik telefondanda bir şarkı açtım ve okula doğru sürmeye başladım....