Günlerden Salı'ydı ve saat 02.16 yı gösteriyordu. O gece karanlığın tonunda farklılık vardı, sanki diğer gecelerden daha koyuydu ve sessizdi. O gece erken yatan İmera ürpertici sessizliğin ardından dışarıdan gelen çıngırak sesiyle aniden uyandı. İmera, on yedi yaşında, orta boylarda ve zayıf bir yapıdaydı. Sarı renkli atkuyruğu saçları iki omuz küreği arasından neredeyse beline kadar uzanıyordu. Yaz gecesi olduğu için üzerine ince bir örtü örtmüştü. İki kardeşiyle birlikte uyuduğu odada gariptir ki dışarıdan gelen çıngırak sesini sadece o duymuştu. Kendi kendine, "bu sesi ablam neden duyamadı ki" diye mırıldandı. Ablasını sağ eliyle birkaç kez dürttü fakat ablası uyanmadı. Ablasından umudunu kesen İmera dışarıdan gelmeye devam eden sese iyice kulak kabarttı. İmera, ani sıçramayla uyanmasına sebep olan bu sesi doğrulduğu yatağında bir süre daha dinledi. Kulağına gelen ses zemin kattaki evlerinin genç odası penceresinin tam olarak dibinden geliyordu. Mütemadiyen gelen sesler İmera' nın yaprak yeşili gözlerinin içinde fırıl fırıl dönen simsiyah gözbebeklerinin daha da büyümesine, kepçe gibi olan kulaklarının daha da genişlemesine sebep oluyordu sanki. Dışarıdan gelen seslere kilitlenmişti sanki İmera. Zifiri karanlıkta pencerenin dibinden gelen sesler sanki İmera' nın kulaklarından başka bir yere gidemiyordu.
Üzerinde yarım yamalak örtülü duran pembe renkli incecik örtüyü üzerinden iyice sıyırdıktan sonra çıngırak sesinin geldiği pencereye doğru yöneldi. Fakat o kadar çok korkmuştu ki ayağa kalkacak takati yoktu ve bu yüzden emekleyerek ilerlemeye çalıştı pencereye. Sağ elini lila renkli perdeye uzattı ve yavaş yavaş perdeyi aralamaya başladı. Perdeyi oturduğu yerden neredeyse yarısına kadar çekmişti ki, çıngırak sesi aniden kesildi. İmera dışarıdan gelen sesin aniden kesilmesiyle daha da korku ve heyecana kapıldı. Dışarıdaki sesin sahibi demek ki İmera' nın pencereye yaklaştığını fark etmişti. Sesin kesilmesiyle kafasını pencereye uzatan İmera pencereden görebildiği kadar zifiri karanlığın ardını süzmeye başladı fakat kimse yoktu. Kafasını pencereden çektikten sonra yine oturduğu yerden perdeyi yavaş yavaş çekti. İçindeki endişe bir nebze olsun hafiflemişti. Sırtını duvardaki kalorifer radyatörüne yasladı ve derin bir oh çekti. "Bu bir kâbus olmalı" diye geçirdi içinden, sonrada tekrar yatmak için yatağına doğru emeklemeye başladı. İyice yaklaşmıştı ki yatağına, aynı sesin farklı bir tonuyla tekrar irkildi. İrkilmesine sebep olan ses az önce gelen sesle aynı sesti.
Fakat;
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İMERA' NIN GECESİ
TerrorO gece diğer gecelerden daha karanlıktı. Ve tek bir kişinin duyacağı bir ses dokunmuştu pencereye. Pencereye dokunan ses kime aitti ? Neden bu sesi sadece İmera duymuştu ve o gece İmera' ya ne oldu ? ...Sadece bir gece sürecek olan hikayeme hoş geld...