bölüm 2

319 18 3
                                    

Yine yağmurlu bir gündü. sokaklarda tek başına yürürken düşündüğü tek şey yarın ne giyeceğiydi. Tamam güzel şarkı söylüyor olabilirdi, çuval giyse yakışacak kadar güzel olabilirdi ama sonuçta sahneye çıkıyordu canım! Düzgün giyinmeliydi.

Eve vardığında epeyce ıslanmış olduğundan direk yatak odasına daldı. Rahat bir şeyler giydiğinde daha hafiflemiş hissediyordu. Tabi şu ıslak saçlardan kurtulduğunda dahada hafifleyecekti ama olsundu. Saçları kalçasına geliyordu ve kestirmek istesede kıyamıyordu. Napabilirdi? Çok güzeldi saçları. Kızıl ve parlak

^-^

İyice uykusu gelmişti. Elindeki kitabı yerine koyduğunda gözlerini zor açıyordu artık. Çok yorulduğu aşikardı. Uyumaya gideceği sırada karnının guruldadığını hissetti. Tabi canım sonuçta o da bir insandı. Acıkabiliyordu tabi ama bu kadar çabuk olacağını bilmiyordu. Yeni yemişti oysaki bi 15 saat falan oluyordu. Gün boyu koşuşturunca hızlı yaktı demek diye düşünerek mutfağa geçti. Pratik bir sandiviç ve bir meyve suyunun bulunduğu tepsiyle masaya geçti. Tam sandivicinden ısırık alıyordu ki.. telefon çaldı. " Yemek yerken bile rahat yok arkadaş" "hayır bırakın da biraz dıkınalım yani bilerek mi yapıyosunuz anlamadım ki.." gibi söylenmelerle telefonuna ulaştı ve "Kübüş" isimli kartvizitin altında can dostunun ve biricik grubunun ikinci solisti arıyordu. Hemen telefonu açtı ve bir yandan onun tabiriyle "dıkınırken" bir yandan da telefonla konuşmaya çalışıyordu.. ve kübra defne telefon açar açmaz konuşmaya başladı...

()()()()()

"aşkım"
" ivit binim"
"nibir"
"iyi sin?"
" bindi iyi"
"eheheh yitir aman yeter. Bak ne diyeceğim sen neden ben yemek yerken beni arıyorsun? Sen bana hiç rahat  vermeyecek misin yahu... "
"küseyim mi ben? he küseyim mi? Kübra tribi yemek ister misin? Neyse seni ciddiye almıyorum artık... ehem ehem bn bsi yptm"
"ne? Ne dedin? Duyamadım."
"ben bir şey yaptım diyorum"
"ne yaptın? Ay korkutma beni"
"ya öyle bir şey değil... tamam biraz öyle ben bir şirketin 5. Yıl kutlamaları  için onların parti verdiği mekanda şarkı söyleyebilieceğimizi söyledim. Tamam dediler yarın ordayız"
"n'aptın? n'aptın?"
"duydun işte yani bir şirketin 5. Yıl kutlamaları için parti verdikleri mekana canlı müzik grubu aradıklarını duydum iletişime geçtim tamam kabul dür dediler kısacası yarın saat 19.30 da parti mekanındayız sana konum atarım hadi bay öptüm"

Deyip telefonu kapatmıştı. Delilerdi işte hemde zır delilerdi. Ama onlar böyle anlaşıyordu. Dinsizin hakkından imansız gelir hesabı....

Sandviçini bitiripte yatağa ışınlanmayı düşünerek yürürken kızlara mesaj çekmediğini hatırladı ve telefonunun mesaj bölümüne girip herkese tek tek mesaj atmak yerine gruba şunları yazdı;
😍BENİMKİLER😍
Defonzo: kızlar yarın 19.30 da bir mekandaymısız bende yerini bilmiyorum. Bir şirketin 5. Yıl partisi için konser verecekmişiz hepinizi öptüm hepinize iyi geceler bebekler

🌄🌄🌄

Alarmın sesiyle rüyasının en güzel yerinde kalkmak gibi berbat bir sabaha daha uyandı Defne. Canım yorganı ve yastığına hüzünlü bir bakış atarak doğruldu ve direk banyoya girdi. Saçını başını düzeltip sıradan bir t-shirt ve altına dar bir jean giydiğinde pek fena olmadığını fakat akşam sahneye böyle çıkamayacağını anladı. Fakat üstünü değiştirmeye eriniyordu. Elbiseyi çantasına güzelce yerleştirip stilettolarını giydiğinde kahvaltıyı hazırlamak için aşağı indi. İştahı yoktu aslında ama yemesi lazımdı çünkü bugün tekrar yemek yiyemeyebilirdi. Aşağı indi ve kahvaltısını hazırlamaya koyuldu.

$&$$&$&

Mekanda söyleyecekleri şarkıları ve mekanın konumunu Kübra'dan öğrendikten sonra gece için yapacakları provaların olacağı mekana doğru gidiyordu. "Çokta uzak değil" diyen arkadaşına küfürler yağdırarak  mekana doğru süremeye devam etti..

^*^*^*^*

Son notada boş duvarlarda yankılanıp kulaklarına döndüğünde hepside çok yorulmuşlardı. Ama buna değmişti çünkü harika iş çıkarmışlardı.. bir peçete alıp terlemiş alnını ve ensesini silerken bir yandan sövüyordu.. neden sövdüğünü bilmiyordu ama olsundu... şaka bir yana saat hızla akmış ve konser zamanına yaklaşmışlardı. Herkes ne giyeceği konusunu tartışırken o kulis kısmına girip elbisesini giymiş ve gelmişti.

Aslında giydiği bir tulumdu ama o yanıma alırken elbise sanmıştı "hay salak kafam" gibi söylemlerle elbiseye(!) Bakıyordu.. neyse çekerek giydiği tulum mor sade ama üstüne tam oturan bir kesime sahipti, ve üzerinde çok hoş durduğunu düşündü. Dağınık topuz yaptığı saçlarını açıp yandan güzelce ördü. Bu dahada yakışmıştı işte.

♤♧♤♧♤♧♤♧♤♧

Konser mekanına geldiklerinde çokta kalabalık yoktu ama gelenlerin hepsinin sosyete oldukları giydikleri elbiselerden, para kokan parfümlerinden ve resmen badana yapılmış suratlarından anlaşılıyordu..

Kulise girip beklemeye başladılar.. neden kuliste olduklarını bilmiyordu. Sahi neden burdaydılar

"ÇIKARIN LA BENİ"
"Noluyo la?"
"Sıkıldım ya. Yeter valla. İçeride parti var ve biz burada oturuyoruz boş,boş. Neden içeride değilde burada. Biri bunu bana açıklasın ya hadi "
"Önce bir sakin ol. Neden burdayız bizde bilmiyoruz ama hepsi Kübra'nın fikriydi. Hepsi onun suçu yani"
"Onu bir elime geçirsem zaten, neler yapacağım neler."
"PİŞT MİLLET HADİ SAHNEYE"
"Hayde bismillah.."

Hah işte başlıyorlardı. Sahneye çıktıklarında bir alkış koptu. Nedenini bilmiyordu. Hayran kitlesi bu kadar genişlemiş miydi yoksa sadece gösteriş miydi anlamamıştı.

Sessizce herneyse dedi ve mikrofonu açtı

3
2
1
Ve
Maraton başlamıştı. Kuliste sesini ısıttığı için tizlerde hiç sorun yaşamamıştı. Içten içe buna şükrediyordu da dışına yansıtmıyordu. Ahenk ve uyum içerisinde şarkılarını söylerken gözlerini sahneden hemen önlerinde dikilip onları izleyen insanlara çevirdi. Milleti izlerken bir çift kara göz onu ele geçirdi.. gözlerini gözlerinden alamıyordu, noluyordu böyle? Bu adam neden bu kadar derin bakıyordu? Neden bu gözler ona tanıdık gelmişti? Kalbi neden böyle atıyordu? Babam böyle pasta yapmayı nerden öğrendi? Şaka maka  Açıkçası bir an rezil olmaktan korkmuştu ama hemen toparladı ve şarkısına büyük bir enerjiyle devam etti....

"^"^"^"^"^"^"^"^

Gece bittiğinde ayakta durmaktan uyuşmuş ve şişmiş ayaklarlam hafif bozulmuş saçla ve makyajla kendini  boş bulduğu yere atarken enerjisinin pipetle son damlasına kadar içildiğini düşünüyordu. Bu ne yorgunluktu böyle. Resmen belden aşağısını hissetmiyordu. Uyuşmuştu resmen....

Yeterince dinlenip mekandan çıkarlarken partinin sahibi oluduklarını düşündüğü iki genç kapıda dikilip çıkanlarla vedalaşıyordu. Hemen önündekilerde adamlarla selamlaşıp mekandan ayrıldıklarında. Diğer yunan heykeline göre daha sevimli duran adam konuşmaya başladı

"Çok iyiydiniz kızlar hani yani biz kadar olmasanızda beğendik yani ahahahahahah"

Diyerek koca bir kahkaha patlatmıştı. Anlaşılan bu adamın enerjisi bitmeyen türdendi. Adama bakarken bile yorulmuştu. Bu nasıl bir enerjiydi anlamıyordu

"Hıı teşekkürleeer"

Diyerek zoraki bir şekilde sırıtmıştı.

"Gerçekten iyiydiniz teşekkürler tekrar görüşmek üzere"

Demişti tabiri caizse yunan heykeli. Fakat konuşurken yüzlerine bile bakmıyordu. Neden böyle bir şey yaptığını bilmiyordu. bu kadar resmi olması gerekli miydi onu da bilmiyordu. Neden hiçbir şey bilmiyordu sahi? Neydi bu heyecan? Bu kalp atışları neden çığırından çıkmış horona durmuştu?  Heleki elleri neden titremişti Defnesinin elini sıkarken? Fark etmiş miydi yoksa? " ne var da bu kadar heyacanlandın yahu. " alt tarafı lisede platonik olduğun kızı yıllar sonra gördün"(1000kelime)

Haydi bismillah. İlk bölümle karşınızdayım. Çok ama çok beklettiğimin farkındayım fakat bölüm yazamamın sebebi internetimin olmaması ve telefonumun bozulmuş olması 😵 ama olsun yine buralardayım fakat bu bölümden sonra yine olamayabikirim sağım solum belli olmuyo. Herneyse hepinizi seviyorum kendinize çok iyi bakın. Bir dahaki videoda aman pardon bölümde görüşmek üzere

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Mar 21, 2018 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

DEFNE ÖMER AŞKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin